◊ Sony Pictures’ın son animasyon filmi “The Star”da hem seslendirme yaptınız hem de filmin şarkısını yazdınız. Neydi ilham kaynağınız şarkıyı yazarken?
– Herhalde bilmeyen yoktur, Noel benim en sevdiğim tatil. Film Noel’in anlamını anlatan bir animasyon olduğu için şarkının filmin ruhunu yansıtmasına ve çocuklar tarafından da sevilmesine özen gösterdim.
◊ Siz de zaten “Noel’in kraliçesi” olarak anılıyorsunuz. Evinizin dekorasyonunu merak ediyorum…
– Dekorasyon bizim evde oldukça erken başlar. Ekim ayının sonuna doğru çam ağaçları, ışıklar süslemeler hazır olur.
Canlı geyiklerden, Noel Baba’ya her türlü detayı düşünüyorum. Ayrıca kar Noel’in en önemli simgesi. O yüzden tatilimizi Aspen’de geçiriyoruz. Fakat beni en çok zorlayan hediye listeleri…
◊ Onu soracaktım, çocuklarınız neler istiyor mesela?
– Onlarınki en zoru! Biliyorsun 6 yaşındalar. İkizler birbirine fikir veriyor. Kendilerine ait listeleri var ama Noel’in kuralı, listelerini Noel Baba’ya vermeleri. Noel Baba’nın da takdir yetkisini kullanma hakkı var! (Gülüyor)
◊ Canlı geyikleri nereden buluyorsunuz?
– Gerçekten bu soruyu cevaplamamı istiyor musun?
◊ Evet…
– Bu bir gelenek. Sırlarımı burada açıklamamı beklemiyorsun herhalde! Her Noel tatilinde canlı geyikler ve Noel Baba, Aspen’de bizi ziyaret ediyor. Bu durumu ne sen açıklayabilirsin, ne de ben… (Gülüyor)
◊ Peki dekorasyon, süsler, hediyeler dışında Noel’in dinsel kısmı ile ilginiz nasıl?
– Çok derine inmeden bahsedebilirim. Dua etmek benim için de, çocuklar için de çok önemli. Çocuklarım bir dönem pazar günleri dini okula da gittiler.
Babaları bu konuda çok duyarlı. Başka bir şey ekleyebileceğimi zannetmiyorum.
◊ Hâlâ eski nişanlınız James Packer’ın hediye ettiği 35 karatlık yüzüğü takıyorsunuz.
– Evet ama farklı parmakta takılı… Sonuçta bu bir hediye değil mi? Biraz önce hediyelerden bahsediyorduk. (Gülüyor)
◊ Mariah Carey ismi inanılmaz bir kariyerin yanı sıra göz kamaştırıcı bir hayat, pahalı elbiseler ve takıları aklımıza getiriyor. Evdeki haliniz sade mi yoksa her zaman süse düşkün müsünüz?
– Her zaman çok süslüyüm. Tamam, evde belki biraz daha az süslenirim ama bu konuda konuşmak bile istemiyorum. Herkesin kafasındaki gibi kalmak en güzeli…
◊ İkizlerinizle aranız nasıl? Annelik yönünüzden bahseder misiniz?
– Onları koşulsuzca ve her şeyden fazla seviyorum. Babaları en önemli desteğim.
Ayrıldıktan sonra sadece anne-baba olarak onlar için en iyisini yapmaya çalışıyoruz. Nasıl bir anne olduğum konusuna gelirsek; kuralcı değilim. Bana kızmalarını, küsmelerini istemiyorum. Sanırım bu durum da onların avantajına oluyor.
Aşk konusunda hâlâ lisedeki Mariah’yım.”
◊ 220 milyon albüm satışı, dünya çapında 18 tane bir numaraya ulaşmış hit şarkı… Fakat ben biraz müziğe başladığınız yıllara dönmek istiyorum.
Bir partide kasetinizi müzik yapımcısına vermişsiniz, partiden ayrıldıktan sonra arabasında kasedi dinlemeye başlamış ve hemen partiye geri dönüp sizi aramış. Doğru mu bu hikaye?
– Hikayemi benden daha iyi biliyorsun! Doğru, aynen böyle oldu. Brenda K. Starr adlı bir şarkıcının vokalistliğini yapıyordum.
Beni yanında partilere götürecek kadar tatlı bir kadındı. Bir partide Tommy Mottola ile tanıştım.
İçinde kendime ait birçok şarkının olduğu demo kaset verdim ve her şey öyle başladı.
◊ Kendinize güveniyor muydunuz?
– Çok! Çünkü şarkı söylemeyi çok seviyorum. Annem de opera sanatçısıydı ve her zaman profesyonel şarkıcı olabileceğim konusunda beni desteklemişti.
BENiM KiTABIMDA
PiŞMANLIK YOK
◊ Belgeseliniz “Mariah’s World”ü izledikten sonra şaşırdığınız ya da pişmanlık duyduğunuz oldu mu?
– Pişmanlık benim kitabımda olmayan bir şey. Hayat hep ileriye gitmek, hep daha iyi insan olmaya çalışmaktan ibaret benim için. Pişmanlıklar da başarılar gibi hayatın bir parçası. O yüzden takılmadan önüme bakarım…
◊ Çok zor ve büyük bir piyasa… Kariyerinizin başlarında hiç sömürüldüğünüzü hissettiniz mi?
– Çok fazla rakip ve güçlü insanlar ile dolu bir piyasa. Büyüdükçe öğreniyor ve farkına varıyorsun ama düşünüp takıldığım konular değil bunlar.
SADECE iKi ELBiSEYLE GEÇiRDiĞiM YILLAR OLDU
◊ Oyunculuk yapmak da istiyor musunuz?
– 2009’da yapımcı Lee Daniels ile “Precious” adlı filmde çalıştım. Çok başarılı bir yapım oldu. Benim için de terapi gibiydi. Filmin yapım süreci bana çok zevk vermişti. Lee Daniels ile birkaç yeni proje üzerinde çalışıyorum. Müzik ilk aşkım olsa da oyunculuğu da seviyorum.
◊ Yaratıcı süreçte en sevdiğiniz şey nedir?
– Şarkı sözü yazmak… Stüdyoda olmayı da seviyorum ama söz yazarı olmak bence önemli bir özellik.
◊ Hit şarkılarınızın birçoğu aşk üzerine. Geriye dönüp baktığınızda aşka dair neler öğrendiniz?
– Kendimi bildim bileli aşk şarkıları yazıyorum. Hâlâ lisedeki Mariah’dan daha fazlasını bilmiyorum aşka dair, hâlâ kalbimden geçenleri yazıyor ve yaşıyorum.
◊ Giyinme odanızı merak edenler çok fazla bence, tarif eder misiniz?
– Evet… Büyük bir giyinme alanım, çok fazla elbise, takı ve ayakkabım var. Video kliplerimde ve fotoğraf çekimlerimde kullandığım ve benim için hatırası olan elbiseleri saklamayı seviyorum. Büyüme çağında sadece iki elbise ile geçirdiğim yıllar oldu. New York’ta şarkıcılığa başladığım dönemde ekstra para kazanmak için mekanların vestiyer bölümlerinde palto asardım. Demek istediğim şu ki, şimdi her şeyden çok fazla şeye sahibim. Fakat çoğu, iş için kullanılan kıyafetler.