Kim Jong-hyun’un son mesajı duygulandırdı

Güney Kore’nin dünyayı etkisi altına alan eğlence sektörü her ne kadar üretkenliğiyle övgüyü hak etse de kötü yüzlerinden birini bir kez daha gösterdi. ‘Bir kişinin/ grubun fanı olma’ (fandom) kavramının üst düzeyde yaşandığı ülkede, binlerce kişinin ‘idol’ olarak gördüğü isimlerden Kim Jong-hyun’un hayatını kaybetmesi ve intihar ihtimali üzerinde durulması, müzik dünyasının gündemine bomba gibi düştü.

Bununla birlikte 27 yaşındaki şarkıcının ölümü, ekran ve sahnelerdeki mutlu anlara rağmen bu kişilerin acı çekebilen birer insan olduğunu hatırlattı, ülkedeki müzik yapım şirketlerinin katı kurallarını ve ‘idollük unvanının’ ne kadar zorlayıcı ve ezici bir yanı da olduğunu gözler önüne serdi.

K-Pop (Güney Kore pop müziği) dünyasının ilk akla gelen gruplarından SHINee’nin üyesi Jong-hyun, başkent Seul’de medya sektörünün kalbi olarak da bilinen Gangnam’da kaldığı rezidansta yerel saatle 18.10 sıralarında bilincini kaybetmiş bir halde bulundu.

Kızkardeşinin yetkilileri araması üzerine hastaneye kaldırılan Jong-hyun, ilk belirlemelere göre karbonmonoksit zehirlenmesinden hayatını kaybetti. Evde bir kızartma tavası içinde kömür briketi bulan polis, Jong-hyun’un zehirli gaz soluyarak ölmüş olabileceğini belirtti.

Kim, ekimde Newseen’e verdiği demeçte, ‘Gloomy Clock’ şarkısında neden 20 kez ‘gloomy’ (Türkçe kasvet) kelimesinin geçtiği sorusuna, uykusuzluk çektiği için canı sıkkın olduğu yanıtını vermişti.

KIZ KARDEŞİNE SON MESAJ: ZOR ZAMANLAR GEÇİRDİĞİMİ SÖYLE, BU SON VEDAM

Yonhap haber ajansı da Kim’in intihar etmiş olabileceğini yazdı.

Nitekim bir süredir bunalımda olduğu yazılan Jong-hyun’un ölmeden önce kız kardeşine şu mesajı gönderdiği iddia edildi: “Çok zordu. Beni artık oyundan atın. Herkese zor zamanlar geçirdiğimi söyle. Bu benim son vedam.”

S.M. ENTERTAINMENT: MÜZİĞİ DİĞER HERKESTEN ÇOK SEVERDİ

Bu arada Güney Kore’nin en büyük müzik şirketlerinden ve SHINee’nin bağlı olduğu S.M. Entertainment da yazılı bir açıklama yaparak ölümü doğruladı. “Jong-hyun müziği diğer herkesten daha çok seven ve sıkı çalışan bir sanatçıydı” denilen açıklamada, ailesinin isteği üzerinde cenaze işlemlerinin en sade şekilde yürütüleceği vurgulandı.

‘DAHA FAZLASINI YAPMAK İSTİYORDU, BEKLENTİLERİ KARŞILAYAMADIĞINI HİSSEDİYORDU’

Jong-hyun’u 5 yıldır tanıdığını anlatan ve adını vermek istemeyen bir arkadaşının Dispatch sitesine anlattıkları ise Güney Kore’deki müzik endüstrisinin, insanın sınırlarını ne kadar zorladığını ve kendini yetersiz hissettirebildiğini de ortaya koydu. İsmini ‘A’ olarak veren ve Jong-hyun’un tedavi görmesine rağmen iyileşemediğini söyleyen söz konusu kişi, şunları anlattı: “Kişisel hayatında hiçbir sorunu yoktu. Ailesiyle ilişkisi harikaydı. En son 1 Aralık’ta görüştük. Zor zamanlardan geçiyordu ama sonunun böyle olacağını düşünmemiştim. Beklentileri karşılayamadığını hissediyordu. Daha fazlasını yapmak istiyordu ama yeteneksiz olduğunu düşünüyordu. Son konuşmamızda ölümden bahsetmişti. Uyku hapı almadan uyuyamıyordu. Bunun son konuşmamız olduğunu bilmiyordum.

5 üyesi bulunan, ilk albümlerini 2008’de piyasaya süren ve ‘K-Pop’un Prensleri’ olarak nitelendirilen grubun ana vokalistlerinden Jong-hyun, 2015’te de solo kariyerine başlamıştı. Jong-hyun vokalistliği kadar şarkı sözü yazarlığıyla da ön plana çıkıyordu.

‘İYİ İŞ ÇIKARDIĞIMI, BUNUN YETERLİ OLDUĞUNU SÖYLE’

Dear Cloud grubundan Nine da ailenin onayı üzerine Jong-hyun’un kendisine gönderdiği notu paylaştı. Gördüğü tedaviyi ve doktorun kendisine söylediklerini anlatan Jong-hyun özetle şunları yazdı: “Birinin beni fark etmesini istedim ama kimse fark etmedi. (…) Ünlü olmak bana göre değil. Bu yüzden acı çektiğimi söylediler. Dünyayla çatışma içinde olduğum için, herkes beni tanıdığı için. Neden bunu seçtim? Çok komik. Daha ne söyleyebilirim ki? Bana yalnızca iyi iş çıkardığımı söyle. Bunun yeterli olduğunu söyle. Sıkı çalıştığımı söyle. Gitmeme izin vermek seni gülümsetmeyecek bile olsa lütfen beni suçlama. Çok çalıştım. Gerçekten çok çalıştım. Hoşçakal.”

Notun açıklanması sonrası sonrası Jong-hyun’un sevenleri, sosyal medyada “İyi iş çıkardın” mesajları paylaşmaya başladı.

Öte yandan Jong-hyun’un ölümü sonrası gözler, K-Pop endüstrisinin ‘karanlık yüzüne’ çevrildi. Nitekim Guardian gazetesinden Ben Beamunt- Thomas imzalı yazıda sosyal medyanın yükselişiyle birlikte farklı bir evreye geçen K-Pop ne yazık ki ‘ancak en iyilerin hayatta kalabileceği Açlık Oyunları’na benzetildi. Çok genç yaşlarda yarışma ve seçmelerle müzik şirketlerinin bünyesine katılan, sıkı bir dans/ müzik/ dil eğitiminden geçen ve bunun sonuçlarına göre bir grupla veya tek başlarına çıkış yapma hakkı kazanan K-Pop sanatçıları başarı hikayeleri ve azimleriyle birçok kişiye örnek olsa da sektör fazla zorlayıcı olabiliyor. Uzun kontrat süreleri ve kontratların sıkı maddelerinin yanı sıra grup üyelerini farklı kategorilere göre sınıflandırmayı çok seven televizyon programları ve binlerce kişi tarafından sevilip onlara layık olmaya çalışmanın getirdiği yük de tuz biber oluyor.

Nitekim Girls Generation’ın (SNSD) da şirketi olan S.M. Entertainment’ın bir diğer grubu EXO’dan 2 üye, zorlu çalışma koşullarını gerekçe göstererek gruptan ayrılmıştı. 2012’de de Nine Muses adlı bir diğer grubun üyeleri, kilo almamak için ne kadar az porsiyonlarda yemek yemek zorunda kaldıklarını anlatmıştı. 2017’ye damgasını vuran gruplardan BTS’in üyelerinden Park Ji-min de bir televizyon programında “10 gün boyunca günde sadece tek öğünle idare ettim. Kilo vermek için o kadar uğraştım ama grup içindeki yakışıklılık sıralaması değişmedi” demişti.

Haber

İlginizi Çekebilir