Sınırları terörden koruyan bir doktoru nasıl koruyamaz

Türkiye, doktor Ekrem Karakaya cinayetini konuşuyor… Tüm ülke, hastanede görevi başındayken silahlı saldırının hedefi olan Karakaya’nın yasını tutuyor. Konya’da bir hasta yakını tarafından katledilen Kardiyoloji Uzmanı Doktor Ekrem Karakaya’nın cinayeti, birçok ilde sağlık çalışanları tarafından protesto ediliyor. Olayla ilgili sosyal medyada da tepkiler çığ gibi büyürken gazeteciler de doktor Karakaya cinayetine ilişkin eleştirilerde bulunuyor.

Gazeteci yazar Ertuğrul Özkök de tepkisini gösterenler arasında yer aldı. Number1 FM ve Number1 Türk FM‘deki ‘Ertuğrul Özkök ile Günün Yorumu’ isimli sesli köşesinde konuşan, “Bu ülkede bir araya gelen 3-5 öğrencisinin arkasına polis takmayı bilen Türkiye Cumhuriyeti Devleti, hastanelerde her gün, her ay öldürülen doktorlarını korumak için bir güvenlik sistemi kuracak güçte değil mi?” dedi.

Ertuğrul Özkök şunları söyledi:

“Ekrem Karakaya… Lütfen bu ismi hafızanıza, gönlünüze, kalbinize yayın. Genç bir Türk doktoru o… Genç bir Türk doktoruydu… Dün Konya’da insafsızca bir saldırı sonucu hayatını kaybetti. Nasıl bir insandı bu genç doktorumuz? Gece yarıları saat birlerde ikilerde hastalarının WhatsApp’tan yazdığı mesajlar, ettiği telefonlara cevap veren, o saatlerde uykusuz kalıp, hastalarıyla ilgilenmeye devam eden bir Türk doktoru… Pırıl pırıl bir yüz ve katledildi. Dünden beri bu genç doktorumuzun yüzüne bakıyorum. Bütün Türkiye bu genç doktoruna ağlıyor. Yüzüne bakıyorum; pırıl pırıl bir yüz. Belli ki ailesi gururla yetiştirmiş, belli ki ailesi onunla gurur duyuyor ve o da yaptığı meslekle gurur duyuyor. Ve o fotoğrafa baktıkça, aklıma şu soru hep takılıyor, takılıyor, takılıyor… Bu ülkede bir araya gelen 3-5 öğrencisinin arkasına polis takmayı bilen Türkiye Cumhuriyeti Devleti, hastanelerde her gün, her ay öldürülen doktorlarını korumak için bir güvenlik sistemi kuracak güçte değil mi? Evet, o güçte… Bunu sağlayacak bir imkana sahip değil mi? Evet, sahip… Ve istediği zaman bunları önlemeyi biliyor mu? Yani sınırlarında PKK terörü ile baş etmeyi bilen Türk polisi, doktorlarını bu saldırılardan, acil servislerde çalışan insanları bu saldırılardan, bu hakaretlerden koruyamaz mı? Koruyabilir… Evet, bu genç doktorun ismini hafızanıza yazın. Ve bu sorunun cevabını da mutlaka arayın. Çünkü öldürülen her doktor sadece onun ailesi, sadece onun canıyla ilgili bir şey değil. Hepimizin canıyla, hepimizin yakınlarının canıyla ilgili kutsal bir mesleğin üyeleriyle ilgili… Yani hepimizle ilgili… Hipokrat yemini etmiş insanlar onlar… Onları desteklemek, onların arkasında durmak, hepimizin görevi…”

Numberone.com.tr

Haber

İlginizi Çekebilir