Bana suikast yapılabilir: Musk Twitter’ın Biden sansürünü deşifre etmişti

Elon Musk, Twitter’ın arşivlerinde kamuoyunu ilgilendiren skandalları ifşa ettikten sonra ABD’de ortalık birbirine girdi. Gazeteci Matt Taibbi tarafından paylaşılan belgeler 2020 ABD seçimlerine gölge düşürdü. Twitter’ın ABD Başkanı Biden’ın oğlu Hunter Biden ile ilgili sansürünü deşifre eden Elon Musk’ın bu nedenle suikasta uğrayacağı iddiası gündeme geldi.

Twitter‘ı 44 milyar dolara satın alan SpaceX üst yöneticisi ABD’li milyarder Elon Musk, Twitter nedeniyle suikasta uğrayabileceğini öne sördü. Twitter’ın canlı yayın uygulaması Spaces’ta iki saatlik bir soru-cevap etkinliğine katılan Musk, kendisine sorulan soruları yanıtladı.

2020 başkanlık seçimleri öncesinde ABD Başkanı Joe Biden‘ın ekibinin talebi üzerine Biden‘ın oğlu Hunter Biden‘la ilgili çıkan haberleri sansürlediğine yönelik belgelerin Musk tarafından ifşa edilmesi sonrası, Musk’a suikast düzenlenebileceği iddia edilmişti.

ABD’li milyarder, Twitter’da, yaptığı konuşmada eski ABD Başkanı John F. Kennedy suikastini anımsatarak, ‘asla açık havada araba ile geçit töreni yapmayacağım, izin verin bu şekilde ifade edeyim’ dedi. Ardından ölüm riskin altında olduğunu söyleyen Musk, “Açıkçası başıma kötü bir şey gelme, hatta vurulma riski oldukça önemli. İstersen birini öldürmek o kadar da zor değil, o yüzden umarım öldürmezler ve kader benim yüzüme güler” dedi.

Elon Musk neyi ifşa etti?

Elon Musk Twitter’ı aldıktan sonra şirketteki çoğu çalışanı işten çıkardı. Özellikle ünlüleri kızdıran değişikliklerinin ardından arşivlere daldı ve büyük paylaşımlar yapacağını söyledi. Ancak paylaşımı kendi yapmadı, onun yerine bilinen bir gazeteci olan Matt Taibbi’nin tweet selini paylaştı.

Musk’ın verdiği belgeleri açıklayan Taibbi’nin paylaşımları gündeme bomba gibi düştü. Belgelerdeki iddiaya göre laptop skandalına uygulanan sansür Demokrat Parti’nin kontrolüyle yapılmıştı. Biden ekibinden uyarılar geldikçe “hemen ilgileniyoruz” gibi cevaplar veriyordu Twitter çalışanları. O denli senkronize bir çalışma vardı ki bütün paylaşımlar bir günde kaldırılmıştı.

Daha korkuncu ise sadece istismar gibi özel durumlarda kullanılan direkt mesajı engelleme özelliğinin bu haberin paylaşımını durdurmak için kullanılmasıydı. Yani o gün bu haberi özelden arkadaşınıza göndermek isteseniz bunu yapamayacaktınız.

Belgelerde bir aykırı ses de vardı; Demokrat Temsilciler Meclisi üyesi Ro Khanna. Khanna sansürün kontrolden çıktığı günlerde Twitter yetkililerine defalarca mail atmış, yaptıklarının anayasanın birinci maddesi olan düşünce özgürlüğüne aykırı olduğunu ve kendi partisi de dahil olmak üzere bunun altından hiçbirinin kalkamayacağını söylemişti. Twitter’ın en üst yetkililerinden biri olan Vijaya Gadde, Khanna’ya cevap olarak konuyu geçiştiren bir cevap verdi.

O dönemde laptop skandalı neredeyse bir-iki saat içinde “Rusya kaynaklı dezenformasyon” olarak işaretlendi. Laptopu elinde bulunduran FBI, Rus dezenformasyonu üzerinde duruyoruz dedi ancak belgelerin gerçekliğini o dönemde de biliyorlardı.

Bu sırada şirketin CEO’su Jark Dorsey’nin olaylardan haberi yoktu. Twitter çalışanları iddiaya göre Demokrat Parti’ye yakınlardı. Bu nedenle Dorsey’e haber vermeden bu sansür işlerine girdiler. Kontrolü sağlayamayınca 2021’de CEO koltuğunu terk etti Dorsey.

Musk’ın Twitter’ı satın alması gündeme geldiğinde destek açıklamasının sebebi de buydu. “En büyük pişmanlığım” diyordu Dorsey Twitter için. Twitter, görüşlerinde epey radikal ve bir partiye yakın bir grubun eline düşmüştü.

Numberone.com.tr

Haber

İlginizi Çekebilir