
İSTANBUL’A ALBÜM YAPMAK İÇİN DEDEMİN EVİNİ SATIP GELDİM
Risk alabilen biri misiniz? Hayatınızda aldığınız en büyük risk ne mesela?
Ben Uluslararası İlişkiler okudum mesela. Ailemle Milas’ta yaşıyordum. Dedemin evini satıp İstanbul’a albüm yapmaya gelmem büyük bir riskti bence. Dört yıl onun mücadelesini verdim. İlk albümüm de o para bitmeye yakın çıktı. Daha bütün olarak bakınca yaşamanın kendisi büyük bir risk aslında.
‘Dizgi Hatası’ şarkınızda, “Kaç kez dayanır bir kalp kırılmaya?” diyorsunuz. Sizin kalbiniz dayanıklı mı kırılmaya?
Çok kez kırıldı. Bir şekilde onardım ki buradayım. Benim anneannemin bir kül tablası vardı. Onu İstanbul’a, evime getirdiğim gün kırıldı. Çok üzülmüştüm o gün. Ama Japonların bir yapıştırma tekniği var, onlara göre kırılan ve yapıştırılan şey daha değerlidir, yaşanmışlık içerir ve onlara göre bu onu daha sağlam hale getirir. İnsan her seferinde “Bu son kırılışı mı acaba?” diyor. Bir daha onarılamayacağını sanabiliyor ama işte devam etme gücünüz orada devreye giriyor. Bu anlamda kendimi güçlü buluyorum.

DOĞRU NEDENLERİ VERİRSENİZ HERKES DELİREBİLİR
Dışarıdan çok sakin görünüyorsunuz, göstermeseniz de ‘deli’ yanlarınız da var mıdır?
Oyunculukta doğru nedenleri bulmak diye bir şey vardır. Onu bulunca doğru cevaplar gelir. Her iyi karakter, ona doğru bir neden verdiğinde bir adam bile öldürebilir. Dolayısıyla herkesin içinde her duygu vardır ama o noktaya gelmek zaten mesele. Herkesin deli yanları vardır.
Aşık mısınız, hayatınızda biri var mı?
Hayatımda biri var evet, güzel tatlı giden bir ilişkim var.

EN BEKLENTİSİZ OLDUĞUM ZAMAN EN AŞIK OLDUĞUM ZAMANDIR
İnsanın zamanla ilişkideki beğenileri, beklentileri çok değişiyor mu?
Athena’nın bir şarkısı var. “Beklentiler sadece üzer” diyor. Ben aşıkken beklentisiz bir adama dönüşüyorum. İnsan karşıdakinden ne kadar az şey beklerse o kadar mutlu olur.
Bu doğru mu gerçekten? İnsan en çok ilgiyi en sevdiğinden beklemez mi?
Ben doğru olduğuna inanıyorum. Benim için aksine, aşık olduğunda o insanın her haline Okey olursunuz. Onun verdiği kadarına, verdiği haliyle mutlu olursunuz. Size karşı ne kadar ilgili ya da verici olduğuyla ilgilenmezsiniz.

TEK EŞLİ VE SADIK BİR ADAMIM…
Kadınlara gelen biyolojik saat erkeklere hiç gelmiyor mu? Baba olma arzunuz hiç yok mu?
Şu ana kadar hiç nüksetmedi. Bazı insanlar hayatı bazı motivasyonlarla yaşar. Anne ya da baba olmak bazıları için bir hedeftir ama benim için hiç olmadı. Çocuk yapmak için çocuk yapılmaz bana göre. Benim ablam 20 yıllık evli mesela o da tercih ederek çocuk yapmadı. Dolayısıyla bizim ailede bu tercihe saygı da var. O yüzden hiç böyle bir hesaba düşmedim
Tek eşli misiniz? Sadık mısınızdır ilişkilerinizde?
Evet ve gittikçe daha tek eşli, daha sadık bir adam oldum.
Mutlu musunuz?
Sadece kişisel hayatımı düşününce evet ama her gün, “Acaba Üçüncü Dünya Savaşı mı çıkacak?” haberlerine maruz kalarak, sokaktaki canlarımızın toplanıp ölüme götürüldüğüne tanık olarak gerçek bir içsel mutluluk hissetmek çok zor