‘BU ON YIL BENİM OLACAK’
40 yaşındaki yıldız, daha önce bu on yılın en iyi dönemi olacağını dile getirmişti. Görünen o ki, hem bedensel hem zihinsel olarak bu hedefe emin adımlarla ilerliyor. Khloé, iki çocuğunun babası olan eski partneri Tristan Thompson ile olan ilişkisinden dünyaya gelen True (7) ve Tatum (2) adlı çocuklarıyla annelik yaparken, formunu korumayı da başarıyor.
40 KİLOLUK DEĞİŞİM: SPOR VE YAŞAM TARZI
Khloé Kardashian, yaklaşık 40 kilo verdiği bu süreci sıkı spor ve yaşam tarzı değişikliklerine borçlu olduğunu söylüyor. Sabah 05.30’da başladığı antrenmanlarını haftanın beş günü sürdürüyor. “Her zaman devre antrenmanı yapıyorum. Kardiyo aralarıyla kalp atışımı sürekli değiştiriyorum,” diyen Kardashian, estetik yaptırdığı veya kilo verdirici ilaçlar kullandığı yönündeki iddiaları ise kesin bir dille reddediyor.
ÖZEL BESLENME PROGRAMI
The Mirror’da yer alan habere göre, reality yıldızı Khloé Kardashian, sadece sporla değil, uyguladığı özel beslenme planıyla da dikkat çekiyor. Gençliğinde denenmedik diyet bırakmadığını söyleyen yıldız isim, sonunda kalıcı sonuçları yaşam tarzı değişikliğiyle yakaladığını belirtiyor. Bugün geldiği noktada, Kardashian günde yedi öğün besleniyor ve bu alışkanlığın formda kalmasında büyük payı olduğunu vurguluyor.
PROTEİN AĞIRLIKLI BESLENİYOR
Ünlü beslenme uzmanı Dr. Philip Goglia’nın yönlendirmesiyle beslenen Khloé, sabahlarına protein tozu, badem ezmesi, meyve, buz ve suyla hazırlanan bir shake ile başlıyor. Gün boyunca et, sebze ve demir açısından zengin salatalarla tüketiyor. Ara öğünlerinde kereviz, domates ve badem tercih ederken, günün ilerleyen saatlerinde yumurta ve sebzeyle devam ediyor. Akşam yemeklerinde ise somon, levrek ya da morina gibi yağlı balıklar eşliğinde sebze tüketiyor. Günü ise hafif bir meyve porsiyonuyla kapatıyor.
HAFTADA BİR GÜN ÖDÜL
Bu sıkı plana haftanın yedi günü sadık kalan Kardashian, zaman zaman kendine ödül vermeyi de ihmal etmiyor. Haftada bir gün uyguladığı kaçamak öğünlerinde pasta, pizza ya da makarna gibi yüksek kalorili yiyeceklere yer veriyor. Bu denge, hem motivasyonunu korumasına yardımcı oluyor hem de uzun vadeli sürdürülebilirlik sağlıyor.
