Terör örgütü PKK, 12. Kongresi sonrası yaptığı açıklamayla örgütün “PKK” adıyla faaliyetlerine son verdiğini ve silahlı mücadelenin sona erdiğini duyurdu. Ancak bildiride YPG ve KCK’ye ilişkin herhangi bir ifade yer almadı. Açıklamada Lozan Antlaşması ve 1924 Anayasası’nın hedef alınması, “soykırım ve asimilasyon politikalarının temeli” şeklinde tanımlanması dikkat çekti. Ayrıca Turgut Özal’ın Kürt sorununu siyaset yoluyla çözmeye çalıştığı, ancak “derin devletin Özal’ı ve ekibini ortadan kaldırarak süreci sabote ettiği” öne sürüldü.
Açıklamada TBMM ve muhalefete “tarihi sorumluluğunu yerine getirme” çağrısı yapılırken, “Türk-Kürt ilişkilerinin yeniden düzenlenmesi gerektiği” savunuldu. Örgüt, Ortadoğu’daki gelişmeleri “3. Dünya Savaşı bağlamında” değerlendirdi.
PKK’nın Lozan’a yönelik ifadeleri, başta İYİ Parti Genel Başkanı Müsavat Dervişoğlu olmak üzere siyaset dünyasında sert tepkilere neden oldu. Dervişoğlu, açıklamayı “Cumhuriyet’e açık saldırı” olarak nitelendirirken, iktidarın sessizliğini “teslimiyet” olarak yorumladı. 10 Mayıs’ta Diyarbakır’da düzenlenen toplantı ve “soykırım” suçlamalarına da tepki gösteren Dervişoğlu, Çarşamba günü Lozan Parkı’nda protestoya çağrıda bulundu.
Lozan Antlaşması, Türkiye’nin uluslararası bağımsızlığını ilan ettiği temel bir belge olarak tarih sahnesinde yerini korurken, PKK’nın bu belgeye yönelik saldırgan dili siyasetin merkezine oturdu.
Lozan Antlaşması’nın 101. yılını geride bırakırken, bu tarihi dönüm noktasının 102. yılına yaklaşırken, dönemin tanığı olan gazeteci Ali Naci Karacan’ın kaleme aldığı “Lozan” adlı kitap hâlâ güncelliğini ve önemini koruyor. Karacan’ın gözlemleri, konferans salonlarının atmosferini, İsmet Paşa’nın kararlılığını ve Türkiye’nin bağımsızlık mücadelesinin diplomatik zaferini belgeleyen bu eser, geçmişi anlamak ve geleceğe daha sağlam adımlarla yürümek isteyen herkes için değerli bir kaynak niteliğinde.
“Lozan”, Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları etiketiyle raflarda yerini alıyor.