‘Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı’na bağlı ve ilgili Kuruluşlarının 2025 Yılı Bütçe Kanunu Teklifi ve 2023 Yılı Kesin Hesap Kanunu’ Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kurulu’nda görüşüldü. Bakan Uraloğlu, meclis kürsüsünde yaptığı konuşmada, Türkiye’nin ulaşım ve iletişim ağını geliştirmeye devam ettiklerini kaydederek, “Ülke satında 2 bin 3 şantiyede görev alan arkadaşlarımız ile birlikte toplam 223 bin çalışanımızla, karayolu, demiryolu, havayolu, denizyolu ve haberleşme projelerimizle ülkemizin ulaşım ve iletişim ağını her geçen gün geliştiriyoruz. Böylece, yük ve yolcu taşımacılığı ile veri iletişiminde daha hızlı, daha güvenli ve çevreye duyarlı bir dönemi başlattık” dedi.

‘PROJELERİMİZİN EKOLOJİK DENGEYİ KORUMASINA ÖZEN GÖSTERİYORUZ’

Bakanlık faaliyetlerini ‘insan ve çevre odaklı, akıllı ve güvenli entegre ulaştırma sistemleri ve hızlı iletişim ağlarıyla, dünyada öncü olmak’ vizyonuyla sürdüreceklerini belirten Uraloğlu, şunları söyledi:

“Ulaştırmada küresel değişimleri de dikkate alarak gerçekleştirdiğimiz projelerle insanımızın yaşam kalitesini yükseltiyor, ülkemizin kalkınmasına önemli katkılar sağlıyoruz. Afete dirençli, net sıfır emisyon hedeflerini gözeten, dijitalleşmeye önem veren ve riskleri yönetebilen ulaştırma politikalarımızla projelerimizi planlıyoruz. Yürüttüğü faaliyetlerin karbon emisyonunu hesaplayan ilk Bakanlık olarak iklim değişikliğinin etkilerini önemsiyor, tüm projelerimizin çevreye duyarlı ve ekolojik dengeyi korumasına özen gösteriyoruz.”

‘DEMİR YOLU GEÇİŞİ 2 BİN 94 KİLOMETRE OLACAK’

Türkiye’nin jeopolitik konumunun lojistik ve ulaşım açısından önemine vurgu yapan Bakan Uraloğlu, “Ülkemiz; sadece 4 saatlik uçuş süresiyle yaklaşık 1,5 milyar insanın yaşadığı ve Dünya Bankası verilerine göre toplam 51,2 trilyon dolar Gayri Safi Milli Hasıla’ya sahip 67 ülkenin merkezinde bulunmaktadır. Konumumuzun getirdiği bu avantajlardan hareketle, ulaşım ve iletişim stratejilerimizi küresel ve bölgesel şartları dikkate alarak oluşturuyoruz” ifadelerini kullandı.

Çin, Doğu Asya ve Hindistan’dan gelen yükleri Basra Körfezi üzerinden Avrupa’ya taşıyacak Kalkınma Yolu projesinde, uluslararası iş birliği çalışmalarının devam ettiğini de ifade eden Uraloğlu, “Bu projenin ülkemizdeki demir yolu geçişi 2 bin 94 kilometre, kara yolu geçişi ise bin 923 kilometre olacaktır. Olmazsa olmaz projelerimizden birisi de Zengezur. Bu koridorun hayata geçirilmesiyle birlikte gerek Azerbaycan’a gerek Türk Cumhuriyetlerine gerekse de Uzak Doğu’ya doğrudan bağlantı sağlanacaktır” dedi.

’51 PROJE TAMAMLANDI’

Bakanlık yatırımlarının bugünkü değerinin toplam 281 milyar dolar olduğunu belirten Uraloğlu, “Ülkemizin ve vatandaşlarımızın hizmetine yeni projeler sunarak hizmet yarışı veriyoruz. 2024 yılında; 4 sektörde 28 ilde, toplam yatırım bedeli 118 milyar lira olan 51 projeyi tamamlayarak halkımızın hizmetine sunduk” ifadelerini kullandı.

Bakan Uraloğlu, demiryolu çalışmalarına ilişkin ise “10 bin 948 kilometre olan ağımızı 13 bin 919 kilometreye çıkararak mevcut hatlarımızın büyük bölümünü elektrikli ve sinyalli hale getirdik. Ülkemizi hızlı trenle buluşturarak hızlı tren ağımızı 2 bin 251 kilometreye çıkardık. Ankara-Sivas Hattı’nı hizmete açtık. Hızlı tren hatları ile ülke genelinde; açıldığı günden itibaren 92 milyon yolcuya hizmet verdik. 2028 yılına kadar demir yolu hat uzunluğunu 17 bin 287 kilometreye, 12 olan lojistik merkez sayımızı 25’e çıkarmayı hedefliyoruz” dedi.

‘ASYA VE AVRUPA’YI TEKRAR BAĞLAYACAĞIZ’

2053 yılına kadar da demir yolu hat uzunluğunu 28 bin 590 kilometreye yükseltmeyi planladıklarını kaydeden Uraloğlu, şunları söyledi:

“2025 yılında, Kayseri, Niğde ve Sivas lojistik merkezleri, Çerkezköy-Kapıkule Hızlı Tren Hattı, Gelemen Tekkeköy demir yolu iltisak hattı, Torbalı-Ödemiş-Çatal-Tire, Malatya-Elazığ sinyalizasyon projelerini tamamlayarak hizmete alacağız. İstanbul Kuzey demir yolu geçişi hızlı tren hattını hayata geçirerek Asya ve Avrupa’yı tekrar birbirine bağlayacağız. Ovaköy, Kırıkkale- Çorum Hızlı Tren projelerinin ve Amanosları demir yolu ve otoyolla geçen Dörtyol-Hassa projemizin yapım çalışmalarına başlayacağız. Sivas-Çetinkaya-Malatya, Gaziantep-Şanlıurfa, Şanlıurfa-Mardin, Siirt-Kurtalan hızlı tren projelerinin yatırım programına öncelikli olarak alınmasını planladık. Samsun-Sarp hızlı tren projemizin etüt proje çalışmalarına başladık.”

TRAFİK KAZALARINDA CAN KAYBI YÜZDE 80 AZALDI

Bakan Uraloğlu, yapılan yatırımlarla vatandaşların ulaşım taleplerini karşıladıklarını, başta can ve mal güvenliği olmak üzere birçok alanda yaşam kalitesini artırdıklarını belirterek, “Trafik araç sayıları ve seyir sayıları katbekat artmasına rağmen ölüm sayısını 100 milyon kişi başına yüzde 80 azalttık” dedi. Uraloğlu, akıllı ulaşım sistemlerini tesis etmek için Ulusal Akıllı Ulaşım Sistemleri Mimarisini oluşturduklarını da belirterek Hasdal-İstanbul Havalimanı arasındaki pilot projeye de başladıklarını söyledi.

Bakan Uraloğlu ayrıca, “2025 yılında Edirne-Kırklareli bölünmüş yolunu, Yenikent-Temelli yolunu, Hatay Havalimanı yolunu, Samandağ Çevre yolunu, Çorum-Osmancık yolu yani Kırkdilim Tünelleri’ni, Ordu Şehir Hastanesi Yolunu, Van Çevre Yolunun 1. ve 3.Etabını, Rize-Artvin arasındaki Dallıkavak Tüneli’ni, Bursa – Orhaneli İl Yolu Doğancı Barajı Varyantı’nı, Sivas Geminbeli Tüneli, Tarihi Payas Çayı Köprüsü’nü ve birçok projeyi tamamlayarak milletimizin hizmetine sunacağız” ifadelerini kullandı.

‘KKTC’DE GEMİ TRAFİK HİZMETLERİ MERKEZİ KURUYORUZ’

Mavi Vatan’da ve Doğu Akdeniz’de etkinliği arttırmak için var güçleriyle çalıştıklarının altını çizen Bakan Uraloğlu, “KKTC’de yerli ve milli yazılım ve ekipmanla Gemi Trafik Hizmetleri merkezini kuruyoruz. 2024 yılında Haliç Yat Limanı ve Kompleksi 1. Etabı’nı, İskenderun Balıkçı Barınağı ile Sahil Tahkimatını ve Tarlaağzı Balıkçı Barınağı’nı hizmete açarak altyapı ağlarımızı güçlendirdik. 2025 yılında Aydıncık yat limanı, Gazipaşa yat limanını ve Demre Yat limanı üst yapı projesini tamamlayıp işletmeye açacağız” açıklamasında bulundu.

‘KARŞIMIZDA SOSYAL BİR TEHDİT BULUNMAKTA’

Bakan Uraloğlu, son günlerde sosyal medya platformlarında, dezenformasyon, siber korsanlık, nefret söylemi, telif hakları ihlalleri, çocukların istismar edilmesi ve akran zorbalığı gibi olumsuzlukların ön plana çıktığını belirtti. TÜİK raporuna göre nüfusun yüzde 66’sının sosyal medya kullanıcısı olduğu, yüzde 87’sinin ise internet kullandığını belirten Uraloğlu, “İnternette geçirilen sürenin günlük 7 saat ile dünya ortalamasının yüzde 7 fazlası ve sosyal medya platformlarında 303 milyon 97 bin aktif hesap olduğunu söylemek istiyorum. İnsanların bilgiye erişimi, bunları kendi hayatına ve ihtiyaçlarına yönelik kullanımı, zamanın ruhunu yakalamak açısından önemlidir. Ancak dijital dünya, özellikle çocuklarımızı popülerlik, beğeni ve izlenme sayısı faktörleriyle her geçen gün daha fazla çevrim içi kalmalarını sağlamaya yönlendirmektedir” dedi

Bakan Uraloğlu, “Karşımızda kelimenin tam manasıyla sosyal bir tehdit bulunmaktadır. Bu durumun farkında olan Amerika, İngiltere ve Avustralya gibi ülkelerin sorunu önlemeye yönelik çeşitli düzenlemeleri, tedbirleri, kısıtlamaları ve tamamen kapatmalara kadar giden kararları aldığını görüyoruz” ifadelerini kullandı.

‘YASAL DÜZENLEME ZORUNLU HALE GELDİ’

Yeni bir sosyal medya okuryazarlığı bilincine ve bakış açısına ihtiyaç olduğunu ifade eden Uraloğlu, “16 yaş altındaki çocuklarımızı sosyal medya ve online oyunların zararlarından korumak ve bu tür içeriklerin yayılmasını engellemek için yasal düzenlemeler yapma ihtiyacı artık zorunlu hale gelmiştir. Düzenlemenin temelinde ilk olarak internet servis sağlayıcılarının, sosyal ağ platformlarının sorumluluklarını ve denetimini arttırmak olacak” açıklamasında bulundu.

Aile, Adalet ve İçişleri Bakanlığı olmak üzere ilgili tüm kurum ve kuruluşlarla birlikte çalışmalarını yaptıklarını belirten Uraloğlu, “Yüce Meclisimizden gerekli yasal düzenlemeleri yapmasını bekliyoruz. İnanıyorum ki hep birlikte hareket ederek bu tehlikeyle başa çıkabilir çocuklarımıza ve gençlerimize daha güvenli bir gelecek sunabiliriz” dedi.

Suriye’de, Heyet Tahrir Şam (HTŞ) önclüğündeki muhaliflerin başkent Şam’ı kontrol almasının ardından 61 yıllık Baas rejimi sona erdi. Muhalifler, Suriye devrik lideri Beşşar Esad’ın sarayına girerken 2000 yılında iktidara gelen Esad’ın nerede olduğu merak konusu oldu.

Rusya Dışişleri Bakan Yardımcısı Sergey Ryabkov, Suriye’nin devrik lideri Beşşar Esad’ın, Rusya’ya kaçtığı iddialarını doğruladı. Rusya’ya sığınma hakkı verilen Esad hakkında Ryabkov, Uluslararası Ceza Mahkemesi’nin (UCM) tutuklama kararı çıkarması durumunda Esad’ın iade edilmeyeceğini belirtti.

Bloomberg’e konuşan üç kaynak, Suriye’den kaçtığı sırada uçağının vericisi kapanan Esad’ın büyük kaçışının arka planını anlattı.

Kaynaklara göre Moskova, Suriye’nin devrik lideri Beşşar Esad’ın, muhaliflerin hızla ilerlemesi karşısında rejiminin yenileceğini anlayınca ailesiyle birlikte Rusya’ya kaçmasını sağladı.

Esad’ı silahlı gruplara karşı mücadeleyi kaybedeceği konusunda ikna eden Moskova, derhal ayrılması halinde Esad’a ve ailesine güvenli geçiş teklif etti.

Kaynaklar, Esad’ın kaçışını Rus istihbarat ajanlarının organize ettiğini Esad’ı Suriye’deki hava üssünden uçurduklarını söyledi ve uçağın izleme cihazının ise Rus ajanlardan birinin takip edilmemek için kapattığını belirtti.

SONUNUN KADDAFİ GİBİ OLMASINDAN KORKULDU

Bloomberg’de yer alan habere göre, Kremlin’in, Libya eski lideri Muammer Kaddafi’nin devrilmesinden sonra öldürülmesinin etkisinden çıkamadı. Kremlin, Esad için hiçbir şey yapamayacağı sonucuna vardığında devrik lideri ülkeden çıkarmak için harekete geçti.

Kremlin’e yakın bir kaynak, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Esad’a yönelik artan tehdidi neden çok geç olana kadar fark edilmediğini ancak Rus istihbarat servisinden net bir yanıt alamadığını söyledi.

Moskova merkezli savunma ve güvenlik düşünce kuruluşu başkanı Ruslan Pukhov, Rusya’nın Esad’a pes etmesini söylemesinin “çok mantıklı” olduğu değerlendirmesinde bulundu.

Pukhov, Rusya’nın Esad’ı kaçırmasının sebebine ilişkin “Esad’ın, Kaddafi ya da Saddam Hüseyin ile aynı kaderi paylaşmasından korkulması” yorumunu yaptı.