Sophie Ellis-Bextor,  “Adidas All Originals Party” için istanbul’a geldi..

İstanbul’a gelmeden önce Kelebek’in sorularını yanıtlayan şarkıcı, “Türk mutfağına bayılıyorum. Yemekleri şimdiden hazırlayın, çünkü aç geliyorum” dedi.

* Türkiye’ye daha önce de geldiniz. Bu ülke size ne ifade ediyor?   

– İstanbul’un görkemli olduğunu düşünüyorum. Bu şehirde öyle yerler gördüm ki, “Buralara ailemle de gelmeliyim” dedim. İnsanları ve yaydıkları elektriği seviyorum. En çok da yiyecekleri, nefisler!

* Size, Adidas’ın bu organizasyonunun bir parçası olmaya “Evet” dedirten neydi?

– Yurtdışındaki festivallerde sahne almayı seviyorum ve en iyi festival deneyimlerimden birini de birkaç yıl önce Türkiye’de yaşadım. Türkiye’ye tekrar gelmek için karşıma çıkan bu fırsatı değerlendirdim.

* Müziğe başladığınız yıllarla bugünkü müzik dünyası arasında ne gibi farklar var?

– Temel farkın dijital devrim olduğu kanısındayım. Bu devrim, insanların müziği yaratma ve satın alma yöntemlerini değiştirdi. Şimdi her şeye daha rahat ulaşılıyor, bunun da iyi bir şey olduğunu düşünüyorum.

YAŞLANMAKTAN HOŞLANIYORUM

* Bugünkü Sophie, yıllar önce müzik dünyasına girmeye hazırlanan Sophie’ye bir şey söyleyecek olsa, ne derdi?

– Hiçbir şey! Aslında hata olarak gördüğünüz şeyleri de yapmanız gerekir.

* Yaşlanmaktan korkuyor musunuz?

– Hayır. Bu hoş bir şey. Yaşlanmaktan hoşlanıyorum.

* Gerçekten iki çocuk annesi misiniz?

– Evet. 2 ve 7 yaşlarında iki küçük oğlum var.

* Bembeyaz bir teniniz var. Hiç bronzlaştınız mı?

– Hayır. Nasıl bronzlaşılır, onu da bilmiyorum.

* Formunuzu nasıl koruyorsunuz?

– Özel yaşamımda ve elbette konserlerde oldukça hareketliyim. Fırsat buldukça da spor salonuna gidiyorum.

* Bu kadar yoğun tempoda aşk mümkün mü? Ya da şöyle sorayım; ilişkinizi sürdürebilmenizin sırrı nedir?

– Hayata ortak bir yerden bakıyoruz, birbirimize kibar ve iyi davranıyoruz, birlikte eğlenceli şeyler yapıyoruz. İlişkimizin sırrı bu… Sanırım bunun için sürekli çaba göstermek gerekir.Aslında emin değilim, çünkü evliliğim henüz çok yeni!

* Eklemek istediğiniz bir şey var mı?

– Türkiye’de benim için bol bol yemeğin hazır olmasına özen gösterin. Çünkü aç geliyorum!

TANRIÇA MI? SİZ BENİ BİR DE SABAHLARI GÖRÜN

Güzelliğiniz nedeniyle bazıları sizi ‘Tanrıça’ diye anıyor. Bu size ne hissettiriyor?

– Siz beni bir de sabahları görün! Açıkçası kendimiöyle görmüyorum ama görüntümden memnunum. Kendime iyi çekidüzen verdiğimi düşünüyorum.

* İşinizden çok güzelliğinizin konuşulması sizi rahatsız ediyor mu?

– Öyle olduğunu düşünmüyorum. Güzelliğimden bahsedilmesi de canımı sıkmaz.