Rock’n Coke'ta Limp Bizkit Heyecanı

 

Ana sahnenin yıldızları olarak açıklanan gruplar arasında, elektronik dans müziği denince akla gelen ilk isimlerden biri olan Moby ve Amerikalı ünlü metal ve rapcore grubu Limp Bizkit yer alıyor.  Friendly Fires ana sahnede performans sergileyecek bir diğer önemli grup olarak göze çarpıyor. Mogwai, Curry&Coco, İlhan Erşahin’s İstanbul Session, The Qemists, Electrelane ve Esben and The Witch ise Rock’n Coke’un diğer sahnelerinde yer alacak sanatçılar arasında.

Motörhead, Travis, Skunk Anansie, The Kooks, 2 Many DJ’s, Athena, Thievery Corporation, Beach House, FM Belfast, The Black Lips, Chapel Club, Tunng, Gaslamp Killer, geçtiğimiz günlerde Rock’n Coke’a katılımı açıklanan gruplar arasında bulunuyor.

 

Hezarfen Havalimanı’nda, 16 – 17 Temmuz tarihlerinde gerçekleştirilecek Rock’n Coke’un sanatçı listesinin büyük bir bölümü, Rock’n Coke web sitesi www.rockncoke.com üzerinden başlatılan uygulama ile sanal çadırlarını kuran müzikseverlerin sayısının 10 bine ulaşmasıyla açıklandı. Ancak festival konukları bu gruplarla sınırlı değil, müzikseverlere yine unutulmaz anlar yaşatacak Rock’n Coke’ta sürpriz isimler açıklanmaya devam edecek.

 

Moby ve Limp Bizkit Rock’n Coke’ta

Yeni açıklanan ve bu yaz Rock’n Coke’ta müzikseverleri buluşturacak sanatçı ve gruplar arasında; elektronik dans müziğinin öncüsü Moby, bugüne kadar üç kez Grammy’e aday gösterilen Limp Bizkit, Indie rock müziği disco ile birleştiren başarılı bir İngiliz grup olan Friendly Fires, İlhan Erşahin’s İstanbul Session, Curry&Coco, The Qemists, Electrelane, Mogwai ve Esben and The Witch bulunuyor.

 

 

 

Müzikseverler Hem Ana Hem de Diğer Sahnelerde Müziğe Doyacak

Rock’n Coke geçtiğimiz günlerde festivalde sahne alacak birçok sanatçıyı duyurmuştu. Açıklanan son gruplarla “Ana Sahne”de; Limp Bizkit, Motörhead, Travis, Moby, Skunk Anansie, 2 Many DJ’s, The Kooks,  Athena  ve Friendly Fires yer alacak.

 

”Alternatif Sahne”de ise; Thievery Corporation, Beach House, Tunng, İlhan Erşahin’s İstanbul Session, Gaslamp Killer, FM Belfast, Curry&Coco ise müzikseverleri coşturacak.

 

Rock’n Coke’un bu sene farklı türlere ev sahipliği yapacak üçüncü sahnesi “Sonar Sahne”de de; sahnenin öncü grubu sayılan Mogwai, The Black Lips, Electrelane, The Qemists, Chapel Club ve Esben and The Witch performans gösterecek.

 

Rock’n Coke Biletleri Biletix’lerde

Rock’n Coke biletlerine talep giderek artıyor. 18 Nisan 2011 tarihi itibariyle tek günlük Rock’n Coke biletleri 90 TL, kombine 140 TL, kombine + kamp 180 TL’den satışta. 18 Nisan 2011’den itibaren öğrenci biletlerinin fiyatı ise tek gün için 60 TL, kombine için 100 TL, kombine + kamp için 120 TL.

 

Rock’n Coke Bilet Ücretleri – 18 Nisan 2011 Sonrası

 

Tek Gün

Kombine

Kamp + Kombine

Normal

90 TL

140 TL

180 TL

Öğrenci

60 TL

100 TL

120 TL

 

 

 

 

Festival Hakkında : www.rockncoke.com

                                  www.facebook.com/rockncoke

  www.twitter.com/rockncoke

Biletler için : www.biletix.com

Organizasyon : www.pozitif.info

 

Rock’n Coke Hakkında

2003 yılından itibaren Coca-Cola tarafından Pozitif organizasyonu ile düzenlenen ve müzik ve organizasyon kalitesini hep koruyan Rock’n Coke, bu özelliğiyle adeta yeni neslin geleneksel buluşma noktası haline gelirken, aynı zamanda adını Avrupa’nın önde gelen rock festivalleri arasına yazdırdı. Yourope – Avrupa Festivaller Birliği üyesi olan Rock’n Coke sahnesi şimdiye kadar çeşitli ülkelerden 101 yabancı, 98 yerli grup olmak üzere toplam 550’den fazla müzisyeni ağırladı. 8 yılda yaklaşık 250 binden fazla izleyiciye ev sahipliği yapan Türkiye’nin en büyük açık hava etkinliği Rock’n Coke’ta bugüne kadar; The Cure, Korn, Linkin Park, Muse, 50 Cent, Pet Shop Boys, The Prodigy, Iggy Pop, Placebo, Simple Minds, Suede, Nine Inch Nails, Kaiser Chiefs, Jane’s Addiction, Santigold, Juliette and the New Romantiques, The Rasmus, Offspring, The Smashing Pumpkins, Chris Cornell, Franz Ferdinand ve Manic Street Preachers gibi büyük isimler sahne aldı.

 

Rock’n Coke Sanatçı Bilgileri

MOTÖRHEAD

Grubun basçısı Lemmy tarafından Phil “Philthy Animal” Taylor’lı ilk kadrosuyla 1975 senesinde kurulan Motörhead, İngiliz Heavy Metal akımının en öncü ve yenilikçi grupları arasında gösterilen, yıllar geçse de yaşlanmayan yaşayan bir efsane. 70’ler ve 80’lerin başında metali özellikle İngiltere’de tekrar alevlendiren en önemli katalizörlerden biri olan Motörhead, çıkış albümü On Parole’u 1979 senesinde yayınladı. Klasik rock’n roll temelleri üzerine yapılan bu ilk albüm sonrasında “Fast” Eddie Clark’ın gitarın başına geçmesiyle Motörhead’in efsanevi triosu oluşmuş oldu. Grup, 1979 -1982 seneleri arasında arka arkaya “OverKill”, “Bomber”, “Ace of Spades” ve “Iron Fist” adlı dört efsanevi albümü yaparak metal tarihine Motörhead ismini altın harflerle yazdırdı. Parçalarında iyi ve kötü kavramları, gücün kötüye kullanımı ve rock’n roll hayat tarzı gibi ateşli konuları işleyen grup, bugüne kadar 20’ye yakın albüm çıkardı, en son albümleri “The World is Yours”’u ise 2010 senesinde yayınladı.

 

TRAVIS

Travis, 90’ların başından beri dünya müzik piyasasında en dikkat çeken Britpop oluşumlarından biri. 1960’lı yılların klasik rock etkileri ve ayakları yere basan, içten şarkılarıyla Travis ayı döneme ait Britop ve rock gruplarından ayrışıyor. 1990 yılında İskoçya’da, Glasgow’da Francis Healy, Andy Dunlop, Neil Primroe ve Dougie Payne tarafından kurulan Travis, kendi olanaklarıyla yayınladıkları “All I Wanna Do is Rock” EP’leri, mütevazı vokalleri ve yükselen gitarlarıyla, Brit-pop ve rock’ın kökleri arasında bir bağ kurarken, dönemin ruhunu başarılı bir şekilde yakalıyordu. İkinci EP’leri “U16 Girls’’i yayınlamalarının ardından popüleritelerini attıran İskoç grup, ilk albümleri için U2’nun prodüktörü Steve Lillywhite ile anlaştı ve büyük bir başarıya ulaştı. İkinci albümleri “The Man Who”’yu 1997 yılında yayınlayan Travis, bu albümden çıkan ‘Why Does It Always Rain on Me?’ ve “Writing to Reach You” gibi hitler ile müzik piyasasındaki yerini sağlamlaştırırken, hayran kitlesini de büyük ölçüde genişletti. 2001 yılından Nigel Godrich prodüktörlüğünde yayınladıkları üçüncü albümleri “The Invisible Hand” ile BRIT ödüllerinde ‘En İyi Albüm’ ödülünü kazanan grup, bu albümde yer alan “Sing” hitleriyle özellikle pop-rock çevrelerinde büyük ilgi gördü ve o sene MTV’de en çok çalınan parçalardan biri oldu. Dünya çapında büyük ilgi gören bu albümün ardından günümüze kadar 3 albüm daha yayınlayan Travis, ‘Flowers in the Window’, ‘Love Will Come Through’, ‘Side’ ve ‘Closer’ gibi unutulmaz Brit Pop hitlerine imza atan çok üretken bir grup.

 

SKUNK ANANSIE

1994 yılında Londra’da kurulan Skunk Anansie, ilk konserlerini, zamanın kült kulübü Splash’te verdiler. “Paranoid and Sunburnt” isimini taşıyan ilk albümlerini 1995 yılında yayınlayan grubun “Feed” ve “Selling Jesus” şarkılarıStrange Days” filminde kullanıldı. Selling Jesus’ın tartışma yaratan politik sözleri ve Skin’in yırtıcı vokali sayesinde Skunk Anansie kısa sürede tüm dikkatleri üzerine çekti. Çıkış albümlerinde yer alan ‘Weak’ ile uzun süre boyunca listelerin üst sıralarında kalan, alternatif rock’ın en sevilen isimlerinden biri olan topluluk, 1995 yılında Kerrang! Dergisi tarafından En İyi Grup ödülünü aldı. “Hedonism” hitini de barındıran ikinci albümleri “Stoosh”’u da ilk albümleri gibi One Little Indian Records’dan çıkaran İngiliz grup, üçüncü albümleri “Post Orgasmic Chill” için ise Virgin Records ile anlaştı.  Grup, üçüncü albümlerinde dinleyenleri yer mıhlayan güçlü tarzlarınaeşlik eden zeka ve incelik dolu yaylı enstrüman kullanımı ile müzik otoriteleri tarafından tam not aldılar. Bu albümden çıkan ‘Secretly’ ve ‘Charlie Big Potatoe’ şarkıları ile yine listelerde ciddi başarılar yakaladılar. Üçüncü albümlerinden sonra dağılan grubun üyelerinin her biri 2009 yılına kadar solo kariyerlerine ağırlık verdi.  Özellikle karizmatik solist Skin, 2 tane başarılı solo albüm yayınladı. 2009 yılında birkaç konser için biraraya gelen ekip, gördükleri yoğun ilgi sonunda tekrardan birleşerek turneye çıkma kararı aldı. Aynı yıl bir Greatest Hits albümü de yayınlayan Skunk Anansie, son albümleri “Wonderlustre”’yi 2010 yılında yayınladı.

 

THE KOOKS

2004 senesinde Brighton’da kurulan İngiliz indie rock dörtlüsü The Kooks, Luke Pritchard (vokal,gitar),Hugh Harris(gitar), Chris Prendergast(davul) ve Peter Denton(bas)’dan oluşuyor. Kendilerini aslında bir “pop” grubu olarak tanımlayan The Kooks, 1960’larda Beatles ve The Rolling Stones’un başını çektiği “British Invasion” akımıyla post-punk arasında gidip gelen bir tarza sahip. Aynı zamanda grubun parçalarında Brit Pop, Reggae ve Ska tonlarına da sıkça rastlayabiliyoruz.

 

2 MANY DJ’S

Soulwax ismiyle yakından tanıdığımız Belçikalı kardeşler David ve Stephen Dewaele ya da bilinen isimleriyle 2 Many DJ’s  Rock’n Coke ana sahnesinde yüksek enerjili bir performansa hazırlanıyor. Türkiye’ye gelmesi  çok uzun süredir beklenen 2 Many DJ’s, elektro ve disko parçaları ilham veren kendilerine özgü tarzlarıyla yeniden yorumluyorlar.  Elektro  ve dans müziğini birleştirerek  dünyadaki bir çok festivalde sahne alan ve kitleleri peşinden sürükleyen  grup, şimdiye kadar Tiga, Gorillaz ve Daft Punk gibi  birçok isimle de işbirliği yaptı. Yaptıkları mash-uplarla yeni bir akım başlatan ve türlerinin öncüsü olarak kabul edilen efsanevi ikili 2 Many DJ’s onbinlerce müzikseveri kendinden geçirtecek performanslarını Rock’n’Coke’a ana sahnesine taşıyacak.

MOBY

Trip-hop, ambient ve elektronik dans müziği denince akla gelen ilk isimlerden biri olan Moby, bu alanda bayrağı önde taşıyan ve endüstriye şekil veren ikonlardan biri. Bas, elektro gitar ve keyboard çalan, aynı zamanda vokaliyle parçalarına hayat veren Moby; stüdyo albümlerinin kayıtlarında da tüm enstrümanları kendi çalıyor. 2 kez MTV müzik ödülüne layık görülen, ayrıca şarkıları James Bond filmlerinden The Bourne Identity’e kadar bir çok sinema filmi, dizi ve reklamda kullanılan Moby, ilk çıkışını  1991 senesinde “Go” adlı parçayla yakaladı. Bu hitiyle İngiltere listelerine ilk 10’a girmeyi başaran sanatçı, daha sonra 1995’de piyasaya sürdüğü ve içinde “Feelin So Real” gibi bir dans hiti olan “Everything Is Wrong” albümünü yayınladı. Ona şöhretin kapılarını açan ve dünya starı mertebesine yükeselten 1999 tarihli “Play” adlı albümüyle müzik tarihine ismini altın harflerle kazıtmayı başaran Moby,  bu albümle 10 milyon gibi rekor bir satış rakamına ulaşarak, hem farklı siyasi görüşü, kopyalanamaz müzik tarzı ve renkli kişiliğiyle dünya çapında tanınan bir ikon haline geldi. “Play” albümünün içinden, bunların arasında Beach filminin soundtrack’inden hatırlayacağımız “Porcelain”,  ayrıca “Natural Blues” ve “Why Does My Heart Feel So Bad”’in de yer aldığı tam tamına 8 büyük hit çıkartmayı başaran ve altın çağını yaşayan müzisyen, 2002’de yayınladığı “18” adlı albümüyle aynı başarılı çizgiyi devam ettirdi. Şimdiye kadar Sophie Ellis-Bextor, Beastie Boys, David Bowie ve Metallica gibi bir çok ünlü isimle işbirliği yapan Moby, 2003 Glastonbury festivalinde de headliner olarak sahne aldı. Bunu izleyen yıllarda 2005 ve 2009 tarihli albümlerini piyasaya süren üretken sanatçı, şimdi ise merakla beklenen ve şu ana kadar oldukça pozitif eleştiriler alan yeni albümü “Destroyed”’u piyasaya sürmeye hazırlanıyor.

 

LIMP BIZKIT

Amerikalı ünlü metal ve rapcore grubu Limp Bizkit’in kadrosu vokalde Fred Durst, gitarda Wes Borland, basta Sam Rivers, davulda John Otto ve DJ Lethal’dan oluşuyor. Şu ana kadar 3 kez Grammy’e aday olan topluluk, dünya çapında 75 milyondan fazla albüm sattı. 1995 yılında Florida’da temelleri atılan Limp Bizkit, 1997’de ilk albümleri “Three Dollar Bill, Yall$”’u yayınladı. Zaman içinde listelerdeki yerini sağlamlaştıran ve rock müzik çevrelerince giderek ün kazanan Limp Bizkit, asıl büyük çıkışını 1999 tarihli ikinci albümleri “Significant Other” ile yakaladı. Bu albümden çıkan “Nookie” hitleriyle ulurlararası arenada da tanınmaya başlayan Limp Bizkit, bu başarı sonucu tekrardan yapılan Woodstock festivalinde de sahne aldı. Korn grubunun solisti Jonathan Davis, ünlü rapçi Eminem ve Everlast gibi isimlerle işbirliği yapan grup, daha sonraki stüdyo albümleri “Chocolate Starfish and The Hot Dog Flavored Water” ile bir hafta içinde tam 1 milyon satarak, en hızlı satan albüm rekorunu Pearl Jam’in elinden almayı başardılar. ‘My Way’ ve ‘Rollin’ şarkıları da bu dönemde büyük liste başarısı elde etti. Wes Borland’ın 2001 yılında gruptan ayrılması ve 2009’da gruba tekrar dönmesiyle esnasında 1 albüm çıkaran Limp Bizkit’in orjinal kadrosu ile yayınlacağı “Gold Cobra” albümü ise 2011 senesinde piyasaya sürülecek.

 

 

ATHENA

Türkiye’de punk ve ska denince akla gelen tek isim Athena birbirinden vazgeçilmez sahne şovuyla Rock’n Coke Ana sahnesinde! Müzik maceraları Akmar Pasajı’na ilanlar asarak grup kurma çalışmalarıyla başlayan Hakan ve Gökhan Özoğuz kardeşler çok geçmeden karşılaştıkları bir ilanla hem gruba isim, hem de basçı ve davulcu bulmuş oldular. Fakat grup elemanları zaman içinde bir çok değişiklik gösterdiği için ilk ciddi kadro 1990 yılında kurulabildi. Çok ses getiren ilk albümleri “Holigan”ı 1998 baharında piyasaya süren Athena ülke çapında büyük bir yankı uyandırdı. Türkiye’de ska tarzı müzik türü Athena ile birlikte büyük ilgi gördü hatta Athena’nın albümle aynı adı taşıyan hiti “Holigan” sporla özdeşleştirildi ve büyük küçük herkesin diline marş oldu. Bu büyük çıkışın ardından “Tam Zamanı Şimdi”(2000), “Her Şey Yolunda”(2002) ve  “Athena”(2005) gibi herkesin tüm parçaları ezbere bildiği önemli albümlere imza atan grup, 12 Dev Adam ve Fenerbahçe’nin yüzüncü yılı için de şarkılar bestelemiş, ayrıca katıldığı 49. Eurovision Şarkı Yarışması’nda 195 puan alarak dördüncü olmuştur. Grup beş senelik bir aradan sonra, 2010 yılının Mayıs ayında son albümleri “Pis”i çıkarttı.

 

TUNNG

2003 yılında Londra’da Mike Lindsay ve Sam Genders tarafından temelleri atılan ve şarkıları The O.C.’den Weeds’e kadar bir çok dizi ve reklamda kullanılan Tunng; ilk çıkışını 2005’te yayınladıkları “Mother’s Daughter and Other Songs” albümüyle yakaladı. Grup bu albümle büyük beğeni toplarken; ikinci albümleri “Comments of the Inner Chorus”u 2006’da piyasaya sürdü. Bu albümle Tunng’un ismi giderek daha geniş kitlelerce anılmaya başlandı. Akla gelen her türlü farklı müzik aletiyle performans gösteren Tunng, çok geçmeden alt yapılarını sağlamlaştırarak üçüncü albümleri “Good Arrows”u 2007’de piyasaya sürdü. Bu albümle folktronica türünün öncüsü olduğunu kanıtlayan İngiliz grup, 2009 yılının Mart ayında Tinariwen ile başarılı bir İngiltere turuna çıktı. Glastonbury festivalinde de sahne alan grup dördüncü albümlerini “…And Then We Saw Land”’i 2010 senesinde yayınladı.

 

THE GASLAMP KILLER

Los Angeles’lı prodüktör ve DJ Gaslamp Killer, ilk olarak Amerika’nın Batı yakasının en öne çıkan deneysel hip hop prodüktörlerinden, Flying Lotus’un plak şirketi Brainfeeder’dan parçalarını yayınlamaya başladı. Müzik kariyeri boyunca Jimi Hendrix, Dr. Dre ve DJ Shadow gibi isimlerden oldukça etkilenen Gaslamp Killer, 2006 senesinde Los Angeles’ta Low End Theory parti gecelerini düzenlemeye başladı. En son 2010 senesinde Death Gate isimli EP’sini yayınlayan Amerikalı sanatçı, şimdiye kadar Coachella, Reworks ve Decibel gibi birçok uluslarası festivalde performans gösterdi. Sanatçıya bazı performanslarında Warp plak şirketinin son dönem yıldızı Gonjasufi de MC olarak eşlik etti. Gaslamp Killer’ın kendine has tarzı soul müziğin köklerinden izler taşırken, aynı zamanda farklı saykadelik katmanlar da barındırıyor.

 

ATHENA

Müzik maceraları Akmar Pasajı’na ilanlar asarak grup kurma çalışmalarıyla başlayan Hakan ve Gökhan Özoğuz kardeşler çok geçmeden karşılaştıkları bir ilanla hem gruba isim, hem de basçı ve davulcu bulmuş oldular. Fakat grup elemanları zaman içinde bir çok değişiklik gösterdiği için ilk ciddi kadro 1990 yılında kurulabildi. Çok ses getiren ilk albümleri “Holigan”ı 1998 baharında piyasaya süren Athena ülke çapında büyük bir yankı uyandırdı. Türkiye’de ska tarzı müzik türü Athena ile birlikte büyük ilgi gördü hatta Athena’nın albümle aynı adı taşıyan hiti “Holigan” sporla özdeşleştirildi ve büyük küçük herkesin diline marş oldu.

 

THIEVERY CORPORATION

Elektronik müziği dub, acid jazz, reggae, bossanova ve Hint ezgileriyle harmanlayarak kendilerine has bir tür elde eden ünlü Amerikalı grup Thievery Corporation DJ ve prodüktör ikili, Rob Garza ve Eric Hilton’dan oluşuyor.  1995 yılında Washington D.C’de temelleri atılan ve Lounge müzik denince akla gelen ilk gruplardan biri olan Thievery Corporation, trip-hop ve down tempo müzikte özellikle Amerika’da başı çeken ve Türkiye’de de hatırı sayılır bir hayran kitlesine sahip bir grup.

 

THE BLACK LIPS

2000 yılında Atlanta-Georgia’da kurulan garage punk-rock grubu The Black Lips, 2002 yılında çıkardıkları “Ain’t Come Back” adlı parçalarıyla ilk olarak alternatif müzik çevrelerinde tanındı. Blues, Rock, Doo-wop, Country ve Punk türlerini harmanlayan sıra dışı grup The Black Lips, benzersiz tarzlarıyla Spin ve Rolling Stone gibi dergiler tarafından övgüyle karşılandı. 2007 tarihli “Good Bad Not Evil” albümüyle bir anda büyük çıkış yakalayan grubun aynı albümden bir çok parçaları “(500) Days of Summer”, “Scott Pilgrim vs the World” gibi filmlerin müziklerinde kullanıldı.

 

 

 

FM BELFAST

Electropop ve indietronica türlerinin farklı sesi İzlandalı bir grup olan FM Belfast İzlandaya özel o kuzeysi dokunuşlarıyla yorumladıkları elektro tarzlarıyla dikkat çekiyor. FM Belfast 2006 yılında Lóa Hlín Hjálmtýsdóttir ve efsanevi Mum grubunun kurucularından olan Örvar Þóreyjarson Smárason’un da katılımıyla orijinal kadrosuna kavuştu. İlk albümleri ‘’How to Make Friends’’‘i 2008 yılında yayınlayan topluluk, bazen elektronik bazen de indietronica türleri arasında seyreden enerjisi yüksek performanslarıyla herkesi dansa davet ediyor.

 

MOGWAİ

Gezegendeki en başarılı post-rock gruplarından biri olarak kabul edilen İskoç grup Mogwai Rock’n CokeSonar Sahnesi’ni uzun süre hafızalardan silinmeyecek sağlam bir performans için ziyaret ediyor! 1995 yılında Glasgow’da kurulan Mogwai, post-rock türünde öncü bir rol oynamış ve günümüzün  bir çok müzisyenine ilham kaynağı olmuştur.Mogwai’ın çalma stiliThe Cure, Joy Division ve Pixies’in müzikal miraslarından oldukça nasibini almıştır. 2004 yılında grup The Pixies ve The Cure ile aynı sahneyi paylaşmıştır. Shoegaze, math rock ve art rock gibi türler arasında köprüler kuran müzikleri ile Mogwai kendilerine ait farklı bir türüntek temsilcisi olarak kabul ediliyor. Şu ana kadar 7 albüm yayınlayan post-rock duayenleriMogwai, 2011 yılında çıkardıkları son albümleri ‘Hardcore Never Die, But You Will’ ile başka bir gezegene ait epik müziklerini biz müzikseverlerle buluşturmaya devam ediyor.

 

CURRY & COCO

Curry & Coco, Thomas Pliem ve Sylvain Przybylski tarafından 2006 senesinde Fransa’da kuruldu. “Sex is Fashion” ve “Who’s Next?” adlı parçalarıyla dikkat çeken grup, müziklerinde hiç sample kullanmamalarıyla da isimlerinden söz ettiriyor. “Sex Is Fashion” EP’lerinin hemen ardından “We Are Beauty” adlı ilk albümlerini çıkaran Curry & Coco’nun müziklerinde Giorgio Moroder, Cabaret Voltaire ve Gang of Four gibi kült isimlerin etkilerini görmek mümkün. Grup elemanları müziklerine “popüler dans müziği” deseler de dinamik sahne performanslarıyla bir rock’n’roll grubunun kontrol edilemez enerjisini sahneye taşıyor.

 

ILHAN ERSAHIN’s ISTANBUL SESSIONS

“Istanbul Sessions, daha önce yapılmış her şeyi görmüş bir caz izleyicisinin bile nasıl heyacanlandırılabileceğini; müzikal bütünlük ve doğaçlama derinliğinden taviz vermeden yeni bir kitleninin nasıl çekileceğini gösteriyor. Istanbul Sessions yepyeni bir sound etrafında Miles Davis’in Agartha grubundaki derin modal funk ile Ortadoğu ritm ve melodilerini buluşturup uzerine güçlü bir elektronik dub vuruşu ekliyor.”

 

BEACH HOUSE

Victoria Legrand ve Alex Scally’den oluşan, 2004 yılında Baltimore’da kurulmuş iki kişilik  Amerikalı dream-pop grubu Beach House; 2006 yılında kendi isimlerini taşıyan çıkış albümlerinden sonra “Devotion” albümünü çıkararak tamamen kendilerine özgü “lo-fi” tarzlarını buldular ve buradan devam ettiler.  Bu albüm sonrası bir çok başka gruba da ilham vererek müzik sahnesinde yepyeni türlerin gelişmesine ön ayak olan Beach House, son dönemde bazı çevrelerce “The Silent Revolution(Sessiz Devrim)” denilen ve The XX grubunun da başını çektiği müzik akımının da öncülerinden biri olmuşlardır. Fransız asıllı olan Victoria Legrand’ın farklı boğuk sesi ve vokal tekniği, soft melodileri, rüyası sözleriyle kendini bir çok alternatif gruptan ayıran Beach House, 2010 senesinde son olarak çıkardıkları “Teen Dream” albümleriyle esas büyük çıkışlarını yakalayarak, indie müzik çevrelerinde büyük bir popülarite kazanmışlardır.

 

CHAPEL CLUB

The Smiths ile özdeşleşen Manchester tarzının günümüzdeki en başarılı temsilcilerinden Chapel Club 2008 yılında kuruldu. Albümleri çıkmadan önce İngiltere’de kendi imkanları ile verdikleri konserler sayesinde sadık bir dinleyici kitlesi oluşturan topluluk ismini grubun solisti Bowman’ın dini öğelere olan merakından alıyor.  İlk single’ları “Surfacing” i 2009 yılında piyasaya süren, hemen ardından 2010 yılında “O Maybe I”ı dijital ortamda yayınlayan grup, bu şarkı ile müzik çevrelerinden olumlu eleştiriler aldı ve birçok radyo istasyonun en çok çaldığı şarkılardan biri oldu. Geçen yazı dünya’nın en büyük festivallerinden Glastonbury de dahil olmak üzere birçok Avrupa ülkesinde konserler vererek geçiren grup, ilk stüdyo albümleri “Palace”’ı 2011 yılında yayınladı. Chapel Club ilk defa Türkiye’de, Rock’n’Coke sahnesinde!

 

 

 

ELECTRELANE

Electrelane, 1998 yılında Brighton’da Verity Susman ve Emma Gaze tarafından kuruldu. Mia Clarke ve Ros Murray’nin katılımıyla son halini alan ve tamamı dişi elemanlardan oluşan grubun Krautrock sevgisi onların eski müzik aletlerine yöneltirken, modern prodüksiyon tekniklerini de müziklerine katmaktan geri kalmadılar. Sahnede nefes kesen enerjik  bir performans sergilemeleriyle meşhur olan Electrelane’in ilham aldığı gruplar arasında Neu!, Stereolab, Sonic Youth ve The Velvet Underground’u sayabiliriz. İlk single’ları “Film Music’’i 2000 yılında yayınlayan topluluk, ilk stüdyo albümlerinin çıkışına kadar toplamda 4 EP yayınladı. 2001 yılının Nisan ayında çıkış albümleri olan “Rocket to The Moon’’un daha çok enstrümental parçalardan oluşması oldukça cesur bir hareket olarak kabul edildi ve müzik çevrelerince olumlu eleştiriler aldı. İkinci albümleri olan “The Power Out” için Nirvana ve Pixies’in prodüktörlüğünü de yapan Steve Albini ile çalışan Electrelane bu albümlerinde şarkılarını daha farklı  bir yapıya oturttu ve vokalleri çoğalttı. Pop müzikle daha yakın bir bağ kurdukları bu albümün, kompleks vokalleri pozitif eleştirilere ek olarak gruba daha geniş bir tanınırlık sağladı. Siegfried Sassoon, Juan Boscán Almogáver ve Nietzsche’nin yazılarından faklı kesitleri grubun şarkı sözlerinde kullanılması albümün başka bir sürprizi oldu. “Axes” albümlerinde tekrar Albini ile çalışmayı seçen topluluk bu albümün ardından uzun bir dünya turuna çıktı. Albüm tanıtım turnelerine denk gelen Amerika seçimlerine ithafen seçtikleri “The Partisan” şarkılarıyla kişisel hayatlarında koyu bir feminist olan grup üyeleri her türlü müzikal eksende politik duruşlarını sergilemekten de çekinmiyorlar. 2007 senesinde dördüncü albümlerinin çıkmasının ardından kariyerlerine 4 yıllık bir ara veren Electrelane 2011 senesinden itibaren aktif olarak konser ve festival performanslarına hızlı bir şekilde geri dönüş yaptı.

 

ESBEN AND THE WİTCH

İsmini bir Danimarka masalından alan Esben and The Witch büyüleyici müzik zanaatkarları Thomas Fisher, Daniel Copeman ve Rachael Davies’den oluşan Brighton’lı sıra dışı bir deneysel rock grubu. 2008 yılında kurulan grubun ilk albümleri “Violet Cries” 2011 yılında Matador Records’dan yayınladı. Bu albümle eleştirmenlerden çok olumlu tepkiler alan topluluğun hayranları arasında The XX grubu da var. Esben and The Witch kasvetli, gotik ve post-punk etkili müzikleri ve  etkileyici canlı performansları ile Rock’n’Coke Sonar Sahnesi’nde!

 

FRİENDLY FİRES

Indie rock’ı disko ile harmanlayıp dans müzik severlerin karşısına çıkan Friendly Fires, Rock’n’Coke ana sahnesinde!2006’da kurulan ve kısa sürede Türkiye dahil çok sayıda Avrupa ülkesinde güçlü bir hayran topluluğu oluşturan İngiliz dans-pop topluluğu Friendly Fires, kendi isimlerini taşıyan ilk albümlerini 2008 yılında piyasaya sürdüklerinde, albümden çıkan ‘Paris’ ve’ ‘Jump In The Pool’ gibi hitleriyle listeleri zorladı. Aynı yıl Interpol ile İngiltere turnesine çıkan Friendly Fires, 2011 yılında yayınladıkları ikinci albümlerinin tanıtım turnesi kapsamında İstanbul’lu müziksevelerle buluşmaya hazırlanıyor.

 

 

Haber

İlginizi Çekebilir