Ana Sayfa Blog Sayfa 525

Petek Dinçöz Miami’ye yerleşti

0
Petek Dinçöz, iş insanı Serkan Kodaloğlu’dan boşandıktan sonra Miami’ye yerleşti.
Miami’ye yerleşti

Oğlu İrfan’la yeni evinde çektirdiği fotoğrafı Instagram’dan paylaşan şarkıcı, “Oğlumun yabancı dilini geliştirebilmesi ve öğrenimine yurt dışında devam etmesini istediğim için Miami’ye yerleşme kararı aldım. Bir süre işlerim doğrultusunda gidiş-dönüş yapacağım” diye yazdı.

 

Numberone.com.tr

Victoria Beckham yirmi üç yıllık yadigar dedi:

0

Eski Spice Girls üyesi ve tasarımcı Victoria Beckham, geçtiğimiz cumartesi günü evlenen oğlu Brooklyn’in düğününde giydiği elbisesinin detaylarını paylaştı.

Victoria Beckham yılın düğününde giydiği elbiseyi paylaştı

Geçtiğimiz cumartesi günü evlenen Brooklyn ve Nicola Beckham Peltz çiftinin ihtişamlı düğünü hala konuşuluyor.

Victoria Beckham da Pazartesi günü Instagram Hikayeler’de oğlu Brooklyn’in düğününden enstantaneleri paylaştı.

47 yaşındaki İngiliz tasarımcı, düğünde kendi tasarladığı metalik bir tuvalet giydi. Çarpıcı pozlarla elbiseyi paylaşan Beckham, elbisenin yaratılmasının beş gün sürdüğünü ve ay ışığının okyanusa yansımasından ilham aldığını açıkladı.

Ayrıca elbisedeki karmaşık detayların üç Fransız dantelinin iç içe geçmesiyle oluşturulduğunu da söyledi. Beckham, tuvaletini dağınık bir şekilde topuz yaptırdığı saçları ve takılarıyla tamamladı.

Vogue İngiltere, elbisenin Beckham’ın moda markası Victoria Beckham Limited’ın Londra atölyesinde hazırlandığını ve markanın yarattığı ilk özel tasarım elbise olduğunu bildirdi.

Kumaşı da, İtalya’da Como Gölü yakınlarında, Beckham’ın en sevdiği kumaş fabrikalarından biri tarafından üretildi.

Oğlu ve gelinin düğününden bir kareyi de paylaşan Beckham, altına “Tebrikler Bay ve Bayan Beckham, aileye hoş geldin” yazarak kalp emojileri koydu.

58 milyon TL’lik (3 milyon Sterlin) düğün, gelin Nicola Peltz’in ailesinin sahip olduğu Florida’daki bir malikanede gerçekleşti.

 

Numberone.com.tr

Koronavirüs bile saç modelini bozamadı

0
Koronavirüs bile saç modelini bozamadı

KUAFÖRE GİDEMESE BİLE…
O süreçte özellikle de Hollywood ünlüleri, dip boyası gelmiş saçlarını sosyal medyadan takipçileriyle paylaştı. Bazıları saçlarını kendilerinin ya da eşlerinin kestiğini de gözler önüne serdi. Koronavirüs kapanmaları sırasında hayatı etkilenenlerden biri de hayatı boyunca her alanda yüzlerce çalışanı olan İngiltere Kraliçesi 2. Elizabeth oldu. O bile bazı değişimler yaşadı tabii ki. Ama Kraliçe’nin durumu dünyadaki milyonlarca kişiden daha farklıydı. Her ne kadar o da kuaföre gidemese de koronavirüs kapanmaları sırasında saçları bakımsız kalmadı. Çünkü yanında bu işi yapabilen birisi vardı!

Koronavirüs bile saç modelini bozamadı

WİNDSOR ŞATOSU’NUN YÜKSEK DUVARLARI ARDINDA
Tam 30 yıldır Kraliçe’nin kıdemli kostüm sorumlusu ve kişisel danışmanı olarak görev yapan Angela Kelly (en sağda) 2019 yılında yayınlanan The Other Side Of The Coin: The Queen, The Dresser And The Wardrobe adlı kitabının güncellenmiş yeni baskısında bu konudaki ayrıntıları kaleme aldı. Angela Kelly, koronavirüs nedeniyle uygulayan sosyal izolasyon sırasında Kraliçe’nin saçını kestiği de dahil Windsor Şatosu’nun yüksek duvarları ardında yaşananları anlattı.

Angela Kelly’nin revize edilen kitabını yayınlayan Harper NonFiction’ın yayın direktörü Katya Shipster, bu eserin, Kraliçe’nin güvenliğinden emin olmak için çalışanlarının nasıl bir düzen kurduğunu anlattığını belirtti.

Koronavirüs bile saç modelini bozamadı

“MAJESTELERİNİN BALONCUĞU”
Kraliçe 2. Elizabeth’in tahta çıkışının 70’inci yılı nedeniyle revize edilen ve yeni bölümler eklenen kitaba göre, Covid 19 izolasyonu sırasında ‘Majestelerinin baloncuğu” adı verilen bir oluşum yaratıldı. Bu grupta, Kraliçe’nin az sayıdaki çalışanını yer alıyordu. Angela Kelly de bunlar arasında başı çekenlerden biriydi. Kraliçe’nin alıştığı hayatın eksiksiz şekilde sürdürülmesi için çalıştı bu ekip.

Koronavirüs bile saç modelini bozamadı

SAÇLARINI MODA DANIŞMANI KESTİ
O süreçte bile Kraliçe’nin saçları bakımsız kalmadı. Angela Kelly, bu sosyal izolasyon sırasında Kraliçe’nin saçını kesmenin de kendi görevleri arasında yer aldığını anlattı. Bu şekilde olağanüstü koşullar altında bile 2. Elizabeth’in her zamanki kişisel bakımı aksamadı. Angela Kelly, kitabında yer alan özel bilgileri, Kraliçe’nin izniyle paylaştığını da belirtti.

Kraliçe Elizabeth bir süre önce Covid 19’a yakalanmıştı. Geçtiğimiz gün Royal Hospital’de yer alan Kraliçe Elizabet Ünitesi’ni online olarak ziyaret etti. Bu sırada da Kraliçe, hastalığı nasıl atlattığını anlattı. Kraliçe, hastalığın insanı çok halsiz ve bitkin bıraktığını söyledi.

Koronavirüs bile saç modelini bozamadı

BİR LİMAN İŞÇİSİNİN KIZI OLARAK DOĞDU, 30 YILDIR KRALİÇE’NİN EN YAKININDA
Angela Kelly tam 30 yıldır 2. Elizabeth’in en yakınındaki kişilerden biri. Genellikle röportaj tekliflerini geri çeviren Kelly, gazetecilerle nadir görüşmelerinden birinde Kraliçe olan ilişkisini “Normal iki kadınız. Kıyafetlerden, makyajdan ve mücevherlerden konuşuyoruz” diye anlatmıştı. Angela Kelly, bir liman işçisinin kızı olarak Liverpool’da dünyaya geldi. Moda ve şapka tasarımcısı ve terzi olan 64 yaşındaki Kelly, giyim ve mücevher konusunda Kraliçe’nin kişisel danışmanı. 1994 yılından bu yana da 2. Elizabeth’in gişim kuşamıyla ilgili bütün ayrıntılardan sorumlu.

Koronavirüs bile saç modelini bozamadı

ELBİSELERİNDEN SORUMLU
Angela Kelly, en çok Kraliçe’nin giydiği elbiselerin eteklerinin rüzgardan uçuşmasını engellemek için aldığı önlemle biliniyor. Eteklerin görünmeyen kısmına diktiği ağırlıklarla ne kadar rüzgar eserse essin giyen kişi herhangi bir “kazaya” uğramıyor. Torunu William’ın eşi Kate Middleton’ın aileye katıldığı ilk dönemde, giydiği eteklerin rüzgar nedeniyle açılmasından hoşlanmayan Kraliçe, onun gardrobunu düzenlemesi için de çok güvendiği Angela Kelly’yi görevlendirmişti.

Koronavirüs bile saç modelini bozamadı

ÖZEL YAPIM AYAKKABILARI DA İLK ÖNCE O GİYİYOR
Kraliçe ile aynı ayak numarasına sahip olan Angelan Kelly, onun el yapımı yeni ayakkabılarını da ilk olarak kendisi giyiyor. Böylece Kraliçe’nin ayakkabıdan rahatsız olmasının da önüne geçiliyor.

Koronavirüs bile saç modelini bozamadı

MEGHAN İLE TAÇ OLAYINDA DA ONUN ADI GEÇTİ
Kraliçe’nin kendisine en yakın çalışanlarından biri olan Angela Kelly’nin adı Prens Harry’nin eşi MEghan Markle ile saray arasında yaşanan “taç krizi” sırasında da gündeme gelmişti. İddialara göre düğün öncesi Prens Harry’nin, Kraliçe’nin kıyafetlerini düzenleyen Angela Kelly’ye düğünde Meghan’ın giyeceği kaç konusunda bağırdığı yönündeydi. Bu konudaki iddialar Omid Scobie ve Carolyn Durand’ın kaleme aldığı Finding Freedom adlı kitapta da yer almıştı. Buna göre Meghan Markle’ın düğünde duvağıyla birlikte kullanacağı taç yüzünden Kraliçe 2. Elizabeth ile Prens Harry’nin arasında büyük bir gerilik yaşandı. Kitaba göre Markle, aniden, kuaförü hazırlıklar için Londra’ya gittiğinde düğünde kullanacağı tacı ona göstermek ve bir fikir edinmesini sağlamak istedi. Ama o tacı görmek öyle kolay yerine gelebilecek bir istek değildi.

Koronavirüs bile saç modelini bozamadı

PRENS HARRY, ONU ARACI OLMAYA ZORLADI
Meghan Markle’ın düğün tacını görebilmesi için Kraliçe’nin kostüm işlerinden sorumlu çalışanı ve en iyi sırdaşlarından biri olan Angela Kelly’nin, mücevherlerin bulunduğu özel daireye girmesi ve tacı oradan alması gerekiyordu. Oysa Angela Kelly’nin bile o anda bu isteği yerine getirmesi mümkün değildi. Kelly de saray protokolüne göre öyle her istediğinde o taca ulaşamazdı. Meghan Markle’ın bu ani isteği üzerine Angela Kelly, kendisine “Üzgünüm ama işler böyle yürümüyor. Sırf, kuaförünüz geldi diye istediğiniz zaman o tacı göremezsiniz” diye yanıt verdi. Yine kitapta ileri sürüldüğüne göre Prens Harry, bazı saray görevlilerini, Angela Kelly’yi ikna etmeleri için aracı olmaya zorladı.

Koronavirüs bile saç modelini bozamadı

KRALİÇE TORUNUNU AZARLADI
Ama o sırada Londra dışında olan Kelly, Prens’in bütün ısrarlarına rağmen şehre dönmedi ve Markle da tacı göremedi. Kelly, Prens Harry ve Meghan Markle’a, Kraliçe’nin mücevherlerine ulaşmak için önceden randevu alınması gerektiğini hatırlattı. İşte bu noktadan sonra aslında bu konudaki bütün kuralları bilen Prens Harry, öfkeye kapıldı ve nişanlısının isteğini yerine getirmeyen Kelly hakkında hakaret içeren sözler sarf etti. Olup biteni ve Prens Harry’nin sarf ettiği sözlerden haberdar olduğunda da Angela Kelly da Kraliçe 2. Elizabeth’i bu konuda uyardı. Bunun üzerine Kraliçe, torunu Harry’yi bir sabah özel bir toplantıya çağırdı. İşte kitapta iddia edilenlere göre Kraliçe, o özel toplantıda torunu Harry’yi kabalığından ve sarf ettiği sözlerden dolayı azarladı.

Koronavirüs bile saç modelini bozamadı

KRALİÇE’NİN ELBİSESİNİ TORUNU İÇİN REVİZE ETTİ
Angela Kelly’nin adı torunu Prenses Beatrice’in Edoardo Mapelli Mozzi ile 2020 yılıhra evlendiği törende de gündeme gelmişti. Çift, 2020 yılının temmuz ayında evlendi. Koronavirüs nedeniyle de tören çok kısıtlı bir katılımla gerçekleşti. Çift evlilik yemini ettiği sırada sadece 20 konuk vardı: Şeref konukları ise Kraliçe 2. Elizaleth ile eşi Prens Philip omdu. . Kraliçe, torununa düğün hediyesi olarak kendi gelinlik tacını ve yıllar önce kendisinin giydiği bir elbiseyi verdi. Krem rengi, pırlanta taşlarla süslü elbiseyi Kraliçe, 1962 yılında ‘Arabistanlı Lawrence’ filminin galasında giymişti. Elbiseyi, Kraliçe’nin özel tasarımcısı Angela Kelly ve terzisi Stewart Parvin, Prenses Beatrice’e uygun hale getirip, tasarıma bir de tül kollar eklediler.

 

Numberone.com.tr

Barış için sahaya çıktılar: Galatasaray kaybetti, dostluk kazandı

0

Ukrayna’da yaşananlardan zarar gören çocuklara yardım için ‘Barış için maç’ sloganıyla NEF Stadyumu’nda özel bir maça çıkan Galatasaray, rakip takip Dinamo Kiev’e 3-1 mağlup oldu.

Barış için sahaya çıktılar: Galatasaray kaybetti, dostluk kazandı

Galatasaray ile Ukraynaekibi Dinamo Kiev, Nef Stadyumu’nda Ukrayna’da yaşananlardan zarar gören çocuklara yardım için ‘Barış için maç’ sloganıyla özel maçta karşı karşıya geldi. Dünyaya barışın önemini bir kez daha hatırlatma amacıyla oynanan mücadeleye UEFA da destek verdi. Mücadeleyi Kiev 3-1’lik skorla kazandı.

GALATASARAY’IN TEK GOLÜ BARIŞ ALPER’DEN GELDİ

arşılaşmanın ilk yarısını Dinamo Kiev 14. dakikada Buyalsky ve 28. dakikada Besedin’in golleri ile 2-0 önde tamamladı. İkinci yarıda sarı-kırmızılılarda 56. dakikada Barış Alper Yılmaz farkı 1’e indirdi. Ukrayna ekibi 80. dakikada Tsygankov’un golü ile skoru 3-1 yaptı. Maçın geri kalanında başka gol olmayınca Dinamo Kiev sahadan 3-1’lik skorla galip ayrıldı.

GENÇLER SÜRE BULDU

Galatasaray maça Inaki Pena, Sacha Boey, Semih Kaya, Alpaslan Öztürk, Ömer Bayram, Erick Pulgar, Emre Kılınç, Arda Turan, Olimpiu Morutan, Barış Alper Yılmaz ve Halil Dervişoğlu 11’i ile başladı. Sarı-kırmızılılarda genç futbolcular Özgür Baran Aksaka, Hamza Yiğit Akman, Jankat Yılmaz, Emre Tintiş, Zeki Mert Saki ve Beknaz Almazbekov da ikinci yarıda oyuna dahil oldu.

Dinamo Kiev ise Bushchan, Karavaev, Popov, Syrota, Vivcharenko, Sydorchuk, Shaparenko, Tsygankov, Buyalsky, Antyukh ve Besedin 11’i ile sahaya çıktı.
Karşılaşmayı hakem Mehmet Türkmen yönetti. Türkmen’in yardımcılıklarını Ogün kamacı ve Ferdi Karadoruk yaptı. Maçın 4. hakemi ise İlker Yasin Avcı oldu.
Dinamo Kievli futbolcular seremoniye ülkelerinin bayrakları ile sahaya çıktı. Maç başlamadan önce iki takım futbolcuları ve hakemler hep birlikte basın mensuplarına poz verdi. Müsabaka sonunda da iki takım futbolcuları beraber tribünleri dolaştı.

Karşılaşmada öncesinde Galatasaray Başkanı Burak Elmas, bir dönem sarı-kırmızılıları çalıştıran Dinamo Kiev Teknik Direktörü Mircea Lucescu ile saha kenarında sohbet etti.

Maça, Arda Turan’ın kardeşi Okan Turan yeğenleri Asil Aslan ve Hamza Arda ile katılarak tribünden ağabeyine destek oldu.

 

Numberone.com.tr

Cumhurbaşkanlığı Türkiye Bisiklet Turu’nun Manisa-Ayvalık etabını Sam Welsford kazandı

0
57’nci Cumhurbaşkanlığı Türkiye Bisiklet Turu’nun Manisa-Ayvalık etabını Avustralyalı Sam Welsford kazandı.
Son dakika... Cumhurbaşkanlığı Türkiye Bisiklet Turu’nun Manisa-Ayvalık etabını Sam Welsford kazandı

“Tarihe ve Doğaya Saygı” temasıyla gerçekleştirilen ve 14 ülkeden 25 takım olmak üzere toplam 160 sporcunun mücadele ettiği 57’nci Cumhurbaşkanlığı Türkiye Bisiklet Turu’nun 5’inci etabı koşuldu. Manisa Valiliği önünden Manisa Valisi Yaşar Karadeniz ile Türkiye Bisiklet Federasyonu Başkanı Emin Müftüoğlu’nun verdiği start ile pedal basan sporcular, Yeniköy ve Saruhanlı’yı geçerek, Kırkağaç’a devam etti. Ardından Soma’dan geçerek Göçbeyli yönünde devam etti. Bergama Devlet Hastanesi kavağından geçen bisikletçiler, Altınova kavşağından Tuka Tuz Gölü istikametine devam etti ve Ayvalık Marina’da finişi gördüler. Manisa-Ayvalık etabını Team DSM’den Avusturyalı sporcu Sam Welsford 4:13:49 saniye ile kazandı. 2’nciliği Alpecin-Fenix’ten Belçikalı Jasper Hilipsen, 3’üncülüğü ise Human Powered Health’tan Hollandalı Arvid de Kleijn elde etti.

Sakarya BB’nin sporcusu Batuhan Özgür, 191.7 kilometrelik yarışın yaklaşık 150 kilometresini birinci grupta götürmeyi başardı. Batuhan Özgür, yarışın son 4 kilometresinde ana grup tarafından yakalandı.

Son 700 metre kala meydana gelen kaza, grubu ikiye böldü. Kazayı geçen yaklaşık 25 sporcu finişe doğru kıyasıya mücadele verdi. Ana grubun ortasında olan kazanın gerisinde kalan grup ise durmak zorunda kaldı.

MAYOLARIN DAĞILIMI

57’nci Cumhurbaşkanlığı Türkiye Bisiklet Turu Manisa-Ayvalık etabında genel klasman 1’inciliği değişmedi. Turun dün koşulan 4’üncü etabında önemli bir avantaj elde eden Arjantinli sporcu Eduardo Sepulveda, genel klasman liderini gösteren turkuaz mayoyu ve kırmızı mayoyu korudu. Beyaz mayo Ukraynalı sporcu Sakarya BB’den Vitaly Buts’ta, yeşil mayo ise Belçikalı Jasper Philipsen’de kaldı.

NAIRO QUINTANA YARIŞTAN ÇEKİLDİ

57’nci Cumhurbaşkanlığı Türkiye Bisiklet Turu’nda mücadele eden Fransa’nın Arkea-Samsic takımından Kolombiyalı yıldız tırmanışçı Nairo Quintana, yarıştan çekildi.

TUR2022’nin 2’nci günündeki Selçuk-Alaçatı etabında düşmesinin ardından kendisini iyi hissetmeyen Quintana’yı takımı yarıştan çekme kararı aldı. Nairo Quintana, Manisa-Ayvalık etabına yer alamadı.

YARIN EDREMİT-ECEABAT ETABI KOŞULACAK

57’nci Cumhurbaşkanlığı Türkiye Bisiklet Turu’nda yarın 204.6 kilometrelik Edremit-Eceabat etabı koşulacak. Saat 09.30’da Akçay Sarıkız Heykeli önünden verilecek startla pedal basacak bisikletçiler, 57’nci Piyade Alayı Şehitliği’nde yarışı sonlandıracak.

 

Numberone.com.tr

‘Yaşım 40’ın üzerinde ama estetik ameliyata karşıyım’

0
Yaşım 40’ın üzerinde ama estetik ameliyata karşıyım

‘Allah’ın verdiği yüze dokunulmaz’

Meyra, 6 yıl aradan sonra müzikseverlerle buluşturduğu nostaljik şarkı “Boş Çerçeve”yi seslendirdi. İkili ayrıca İstanbul Akademi Orkestrası eşliğinde Alper Kömürcü direktörlüğünde düet yaptı.

Meyra, sohbet sırasında estetik hakkında düşüncelerini de paylaştı: “Yaşım 40’ın üzerinde ama Allah’ın verdiği yüze dokunulmasına karşıyım. Ben sadece küçük dokunuşlar yaptırıyorum. Estetik ameliyata karşıyım.”

Yaşım 40’ın üzerinde ama estetik ameliyata karşıyım

GÖRENLER TANIYAMADI

Estetik günümüzde artık sıradanlaştığından kimin estetikli kimin doğal güzel olduğunu anlamak güçleşti. Ünlü isimlerin birçoğu da güzelleşmek için neler yapıyor neler. İşte Estetikli Ünlüler…

Beste de modaya uydu

Bir süre önce İpek Açar ile yaşadığı soyadı polemiği nedeniyle gündem olan Beste Açar, estetik modasına uydu.

Yaşım 40’ın üzerinde ama estetik ameliyata karşıyım

Yüzünü gerdiren ve kaş şeklini değiştiren Beste Açar, son görüntüsü ile şaşırttı. Açar’ın sosyal medya hesabında paylaştığı fotoğraflara beğeni ve yorum yağdı!

Görenler tanımadı

Ünlü şarkıcı Funda Arar, Volkan Konak’ın sunduğu ‘Kuzeyin Oğlu’ programındaki görüntüsü ile şaşırttı.

Yaşım 40’ın üzerinde ama estetik ameliyata karşıyım

Arar’ın yanak dolgusu ve alın bölgesine Botoks yaptırdı iddia edildi.

Fransız askısı yaptırdı

Şarkıcı Işın Karaca da bıçak altına yattan ünlüler kervanına katıldı.

Yaşım 40’ın üzerinde ama estetik ameliyata karşıyım

‘Fransız askısı’ yaptırdığını belirten Karaca, ‘bugünü kendimi yenilemeye adadım’ dedi. Karaca, ameliyat öncesi ve sonrasını paylaştı.

‘Nolur bana dua edin’

Geçirdiği estetik operasyonlarıyla adeta bambaşka birine dönüşen ünlü şarkıcı Lara, son olarak dudaklarını küçültmüştü. Şarkıcının dudaklarına 30 dikiş atıldı.

Yaşım 40’ın üzerinde ama estetik ameliyata karşıyım

Konuşmakta ve Yemek yemekte güçlük çeken Lara, “Ne olur bana dua edin. Lütfen hiçbir yerinize hiçbir şey yaptırmayın. Dudağınız kötüyse bile kalsın. Bakın dudağımla pipet bile tutamıyorum” diyerek ağladı.

Göz kapaklarını aldırdı

Yeliz Yeşilmen estetik operasyonu geçirdi.

Yaşım 40’ın üzerinde ama estetik ameliyata karşıyım

6 saat süren bir ameliyatın ardından gıdısını ve göz kapaklarını aldıran Yeşilmen, ‘hem para veriyorsunuz hem acı çekiyorsunuz’ dedi.

İşte yeni halim!

Türk Sanat Müziği sanatçısı Umut Akyürek geçirdiği estetik operasyonlarla gündeme gelmişti.

Yaşım 40’ın üzerinde ama estetik ameliyata karşıyım

Son olarak göz kapağı ameliyatı yaptıran Akyürek, son halini sosyal medya hesabından paylaştı.

14 kez bıçak altına yattı

Süperstar Ajda Pekkan 14 kez ameliyat masasına yattı.

Yaşım 40’ın üzerinde ama estetik ameliyata karşıyım

Pekkan, 3 kez burnunu yaptırdı, 6 kez dudaklarına silikon enjekte ettirdi.Diz kapaklarını ve karın bölgesini gerdirdi, 4 kez de yüz gerdirme operasyonu geçirdi. Ajda Pekkan her 6 ayda bir yüzüne botoks yaptırıyor.

Rekor Deniz’in

Deniz Akkaya da 17 kez bıçak altına yattı.

Yaşım 40’ın üzerinde ama estetik ameliyata karşıyım

Akkaya, 3 kez burnunu yaptırdı, yüzüne Dolgu maddesi koydurttu, çenesini törpületti, iki kez göğüs kaldırma operasyonu geçirdi, basen ve bel bölgesindeki yağları aldırttı, kalçalarını kaldırttı.

Modayı Seda başlattı

57 yaşındaki Seda Sayan yaşlanmayı önlemek için yüzüne bir estetik daha yaptırdı.

Yaşım 40’ın üzerinde ama estetik ameliyata karşıyım

Daha önce de ‘Fransız askısı’ adlı yönteme başvuran Sayan bir kez daha yüzünü gerdirdi. Seda Sayan o anları dakika dakika takipçileriyle paylaştı. ‘Fransız Askısı’ adı verilen yöntemle 10 yaş birden gençleşen Sayan’nın sosyal medya paylaşımı ilgi odağı oldu.

 

Numberone.com.tr

Kripto para piyasasında bu döneme dikkat!

0

Lider kripto para birimi BTC / USD paritesinde tepki yükselişi sonrası gelen satışlar paritenin tekrar kritik 39 bin 200 – 40 bin 600 dolar destek bandının içine girmesine neden oldu… Şimdi öncelikli olarak bu bandın içerisinde kalmaya çalışan bir seyir gözlemlenebilir.

Olumlu senaryoda yani bu bölgenin altına gelinmemesi durumunda tekrar 41 bin 700 – 42 bin 750 dirençlerine doğru bir ivmelenme beklenebilir… Bu direnç noktalarının üzerinde ise 45 bin 500 ana direnç seviyesi var.

Olumsuz senaryoda yani 39 bin 200 – 40 bin 600 dolar destek bandının altına gelinmesi sırasıyla 38 bin 200 ve 37 bin 100 dolar seviyelerine doğru bir geri çekilme riski masada olacak.

Ancak parite için haftalık bazda bakıldığında en önemli destek noktasının 36 bin dolar seviyesinde olduğu söylenebilir.

Kritik bir dönemden geçiliyor…

Şunu bir kez daha hatırlatmakta fayda var; kripto para piyasası yaklaşık 1 yıldır haber odaklı hareket ediyor. Bu sebeple oldukça kırılgan bir dönemden geçiyor. Bu dönemde özellikle devlet yöneticilerinden gelen olumlu ya da olumsuz açıklamalar pariteler üzerinde oldukça etkili. Ekonomik risklerle birlikte buna son dönemde eklenen jeopolitik riskler de cabası…

Bilindiği gibi ABD enflasyonu son 40 yılın zirvesinde. Bu durum FED’in daha agresif bir para politikası izlemesine neden olacak gibi. Bunun zaten ilk yansımalarını mayıs ayı içerisinde görüyor olacağız…

Yani; ekonomik risklerle birlikte siyasi ve jeopolitik risklerin fazla fazla olduğu bir dönem bekliyor kripto para piyasasını. Bu sebeple önümüzdeki döneme ilişkin bu kanatlardan olumlu bir haber gelmedikçe ya da olumlu gelişme olmadıkça kripto para piyasasındaki yükselişlerin uzun soluklu olması zor gibi… Dikkat!..

Numberone.com.tr

81 yaşındaki efsane oyuncu, gönlünü 53 yaş genç yapımcıya kaptırdı

0

81 YAŞINDAKİ OYUNCUYA 53 YAŞ GENÇ SEVGİLİ
Beyazperdedeki uzun kariyeri boyunca birçok karaktere hayat veren Al Pacino, son günlerde özel hayatıyla gündemde. Bunun nedeni de yeni sevgilisi olduğu iddia edilen genç kadın. Page Six’in haberine göre 81 yaşındaki Pacino, kendisinden 53 yaş daha genç, 28 yaşındaki Kuveyt asıllı Amerikalı Noor Alfallah ile flört ediyor.

81 yaşındaki efsane oyuncu, gönlünü 53 yaş genç yapımcıya kaptırdı

JASON MOMOA, SOSYAL MEDYADA PAYLAŞTI
Al Pacino ile Noor Alfallah, bu hafta içinde ressam Julian Schnabel sergisinin açılışından sonra bir grup arkadaşlarıyla gittikleri yemekte bu fotoğrafı çektirdi. Grupla birlikte olan Jason Momoa’nın sosyal medyadan paylaştığı bu karede Al Pacino ile Noor Alfallah yan yana samimi bir şekilde cep telefonu kamerasına poz veriyor.

81 yaşındaki efsane oyuncu, gönlünü 53 yaş genç yapımcıya kaptırdı

ADI MICK JAGGER İLE AŞK DEDİKODUSUNA DA KARIŞTI
Al Pacino’nun flört ettiği Noor Alfallah gösteri dünyasına da bu dünyanın mensuplarını yakından takip edenlere de tanıdık gelecek bir isim. Genç kadın daha önce 78 yaşındaki müzisyen Mick Jagger, 60 yaşındaki milyarder yatırımcı Nicolas Berggruen flört etmişti. 91 yaşındaki oyuncu ve yönetmen Clint Eastwood ile romantik ilişki yaşadığı da ileri sürülen Noor Alfallah bunu ise yalanlamıştı. Genç kadın Eastwood’un bir aile dostları olduğunu savunmuştu.

81 yaşındaki efsane oyuncu, gönlünü 53 yaş genç yapımcıya kaptırdı

‘KENDİSİ DE VARLIKLI BİR AİLEDEN GELİYOR’
Al Pacino ve Noor Alfallah’a yakın kaynaklara göre ikili, pandemi sırasında flört etmeye başladı. Yine aynı kaynaklara göre Pacino ile Alfallah’ın ilişkilerinde de işler yolunda gidiyor. Genç kadının ünlü ve zengin insanlarla romantik ilişki yaşamasıyla ilgili eleştiriler hakkında da yine söz konusu kaynak “Noor kendisi de varlıklı bir aileden geliyor” diye konuştu.

Noor Alfallah, Beverly Hills’te yaşayan bir TV yapımcısı. Aynı zamanda Sony bünyesindeki Lynda Obst adlı yapım şirketinin de yöneticisi. Yüksek öğrenimini de televizyonculuk alanında yapan Alfallah, yönetmen Bennett Miller ile birçok projede birlikte çalıştı. Aslında mesleki başarılarına rağmen genellikle de ünlü kişilerle yaşadığı aşk ilişkileriyle gündeme geliyor.

81 yaşındaki efsane oyuncu, gönlünü 53 yaş genç yapımcıya kaptırdı

2020’DEN BU YANA BİRLİKTE OLDUKLARI İLERİ SÜRÜLDÜ
Noor Alfallah ile Al Pacino, iddialara göre 2020 yılından bu yana romantik bir ilişki yaşıyorlar. Page Six’in haberinde Al Pacino’nun, İsrailli oyuncu Meital Dohan ile yaşadığı ilişkiyi bitirdikten sonra Alfallah ile birlikte olmaya başladığı ayrıntısı da yer alıyor. Pacino’nun eski sevgilisi olan 42 yaşındaki Dohan, bir İsrail dergisine verdiği demeçte 28 yaşındaki Alfallah’ın Al Pacino ile birlikte olmasına şaşırdığını ifade etti. Dohan “Al Pacino bile olsa, bu kadar yaşlı bir adamla birlikte olmak zor” diye konuştu. Meital Dohan, Al Pacino ile kavgalı ayrıldıklarını ama yine de ona saygı duyduğunu sözlerine ekledi.

81 yaşındaki efsane oyuncu, gönlünü 53 yaş genç yapımcıya kaptırdı

HİÇ EVLENMEDİ AMA ÜNLÜ SEVGİLİLERİ OLDU
Al Pacino her ne kadar özel hayatını gözlerden uzak yaşamayı tercih etse de yine de merak konusu olmaktan kurtulamadı. Ünlü oyuncunun ‘gönül defterinde’ aralarında Diane Keaton, Penelope Ann Miller ve Kathleen Quinlan’ın da bulunduğu birçok ünlünün ismi yazılı. Al Pacino İsrailli oyuncu Dohan ile birlikte olmadan önce de Arjantinli yıldız Lucila Sola ile aşk yaşamıştı. Bu arada Sola’nın kızı Camilla Morrone’nin “Al Pacino’nun üvey kızı” olarak tanındığını ve son dönemde Leonardo DiCaprio ile flört ettiğini de hatırlatalım.

81 yaşındaki efsane oyuncu, gönlünü 53 yaş genç yapımcıya kaptırdı

D’ANGELO İLE BİRLİKTELİĞİNDEN İKİZLERİ VAR
Al Pacino, çeşitli birlikteliklerinden üç tane çocuk sahibi oldu. Oyuncunun, Beverly D’Angelo ile ilişkisinden 21 yaşında Olivia ve Anton James adında ikizleri bulunuyor. Jan Tarrant ile birlikteliğinden de 32 yaşında Julie adında bir kızı var.

 

Numberone.com.tr

Brooklyn Beckham’ın kayınvalidesi 2. Abdülhamid’e ait elmas gerdanlığı taktı iddiası

0
Brooklyn Beckhamın kayınvalidesi 2. Abdülhamide ait elmas gerdanlığı taktı iddiası

ANNESİ DE EN AZ GELİN KADAR DİKKAT ÇEKTİ
İngiltere ve ABD’nin kalburüstü isimlerini bir araya getiren tören, Peltz ailesinin Palm Springs’teki okyanus manzaralı, milyon dolarlık malikanesinde gerçekleşti. Gelin Nicola Anne Peltz hem güzelliğiyle hem de aylarca süren bir dizi hazırlığın ardından ünlü bir modaevi tarafından kendisi için özel olarak dikilen gelinliğiyle törenin yıldızı oldu. Fakat yemekleri ve kahvaltılarıyla iki gün süren düğünde aslında gelin Nicola Anne’den “rol çalan” bir kişi vardı.

Brooklyn Beckhamın kayınvalidesi 2. Abdülhamide ait elmas gerdanlığı taktı iddiası

GELİNİN ANNESİ DÜĞÜNÜN YILDIZLARINDAN BİRİYDİ
O da herkesin önceden tahmin ettiği gibi damat Brooklyn’in annesi Victoria Beckham değil, gelinin 67 yaşındaki annesi Claudia Heffner Peltz idi. İlerleyen yaşına rağmen hala formunda olan eski model Claudia Heffner Peltz kızının düğününde sadece genç görünümüyle değil taktığı bir takıyla gündemin ilk sırasına yerleşti.

Brooklyn Beckhamın kayınvalidesi 2. Abdülhamide ait elmas gerdanlığı taktı iddiası

DOĞUNUN YILDIZI ADINI TAŞIYOR
Dünyanın en zengin iş insanlarından biri olan Nelson Peltz’in eşi olan Claudia Peltz’in boynundaki göz kamaştıran elmas gerdanlığın bir zamanlar Osmanlı Padişahı Sultan 2. Abdülhamit’in koleksiyonunda yer aldığı ileri sürüldü. Dünyanın en pahalı elmaslarından biri olan  elmas, Star of the East (Doğunun Yıldızı) adını taşıyor. 94.80 karat olduğu belirtilen bu elmasın, bir zamanlar 2. Abdülhamid’in koleksiyonunda yer aldığı ileri sürülse de bu konuda kesin bir kaynak yok. Bu göz kamaştıran elmasın Padişah’ın elinden nasıl çıktığı da bilinmiyor.

Brooklyn Beckhamın kayınvalidesi 2. Abdülhamide ait elmas gerdanlığı taktı iddiasıBALAYINDAYKEN ELMASI SATIN ALDI

Bu iri elmas 19’uncu yüzyılda mücevherci Pierre Cartier’nin eline geçti. 1908’de Evelyn Walsh McLean, 120 bin dolara bu taşı Cartier’den satın aldı. McLean o sırada kocası Edward Beale McLean ile balayında bulunuyordu. Star of the East, 40 yıl boyunca yani ölümüne kadar McLean’in koleksiyonunda kaldı.

Brooklyn Beckhamın kayınvalidesi 2. Abdülhamide ait elmas gerdanlığı taktı iddiası

ÖLDÜĞÜ SIRADA DA BOYNUNDA OLDUĞU İLERİ SÜRÜLDÜ
Southern Inspired Dergisi’nde yer alan iddialara göre elmas, öldüğü sırada da McLean’in boynundaydı. Onun yanında da bir başka ünlü taş Hope Diamond (Umut Elması) McLean’in boynunu süslüyordu. Evelyn McLean’in ölümünden sonra hem Doğunun Elması hem de Umut Elması, Harry Winston’a satıldı. Amerikalı bir kuyumcu olan Winston daha sonra Umut Elmas’ını Smithsonian Institution’a bağışladı.

MISIR KRALI’NA SATILDI: Doğunun Elması ise Harry Winston tarafından Mısır Kralı Faruk’a satıldı. Fakat ileri sürülenlere göre Kral, bu taş için herhangi bir ödeme yapmadı. Kral Faruk’un tahtını kaybetmesinden sonra Doğunun Yıldızı, bir kez daha el değiştirdi. Mısır Hükümeti elması, Harry Winston’a geri gönderdi. O da 1978’de şirketinin 50’inci yılı kutlamaları kapsamında bu gösterişli elması New York Modern Sanat Müzesi’nde sergiledi. Daha sonra elmasın bir süre adı belirtilmeyen bir koleksiyonerin elinde kaldığı da iddialar arasında. 1984’te tekrar Harry Winston’ın eline geçen elmasın ondan sonraki yolculuğu ise net olarak belli değil.

SERÜVENİ AHMEDABAD’DA BAŞLADI
Doğunun Yıldızı elmasının “anavatanının” Hindistan’ın Ahmedabad kenti olduğu sanılıyor. O dönemde 157.25 karat olduğu belirtilen elması, 17’inci yüzyıl ortalarında Fransız mücevherci Tavernier satın aldı. Bu iri elması Tavernier, 94.78 karat olarak armut biçiminde kesti. O arada İran’a ulaşan elmasın 19’uncu yüzyılda Osmanlı Padişahı 2. Abdülhamid’in koleksiyonuna dahil olduğu ileri sürülüyor. Yine iddialara göre Hope Diamond da (Umut Elması) 2. Abdülhamit’in koleksiyonunda bulunuyordu. Doğunun Yıldızı adlı elmasın Peltz ailesinin eline nasıl geçtiği ise bilinmiyor. Büyük olasılıkla bir müzayededen alındığı tahmin ediliyor.

 

 

Numberone.com.tr

Titanik’te Türk dostu bir İngiliz

0
Titanikte Türk dostu bir İngiliz

Titanik, devrin en büyük yolcu gemisiydi. Kıtalararası uzun seyahatler için tasarlanmıştı. 10 Nisan 1912’de İngiltere’nin Southampton Limanı’ndan da böyle bir seyahat için ayrıldı. İlk seyahatiydi. Gemide mürettebat dahil toplam 2 bin 224 kişi vardı. Gemi New York’a doğru giderken 15 Nisan gecesi büyük bir buzdağına çarptı. Birkaç saat içinde de battı. 1514 kişi hayatını kaybetti. Gemide hiç Türk yolcu yoktu. Aslında Besim Ömer Bey adlı Türk doktor bilet almış ancak geç kaldığı için gemiyi kaçırmış ve böylece hayatı kurtulmuştu.

Titanikte Türk dostu bir İngiliz

İTALYAN ALEYHTARIYDI

Titanik’e dair dikkat çeken bir detay da Osmanlı sarayında üst düzey görev yapan Lütfi Simavi Bey’in hatıralarından çıktı. 1909-1912 arasında Sarayda ‘Başmabeyinci’ olarak görev yapan Lütfi Simavi, ‘Sarayda Gördüklerim’ adıyla kitaplaşan hatıralarını yazmıştı. Hatıralarına göre yolcular arasındaki William Thomas Stead adlı ünlü İngiliz gazeteci, o sıralarda Trablusgarb’ı işgal eden İtalyanlara karşı Osmanlı lehine lobi yapıyordu. Bu konuda İngiliz gazetelerinde çıkan yazılarını da düzenli olarak Saraya gönderiyordu.

Titanikte Türk dostu bir İngiliz

PADİŞAHLA SON GÖRÜŞME

 

Padişahın basınla ilişkilerini de yürüttüğü anlaşılan Lütfi Simavi özellikle yabancı gazetecilerin Sultan Reşat ile görüşmesine taraftar olmadığını anlatıyor. Bu nedenle üç yıllık görevi boyunca hiçbir yabancı gazeteci padişah ile görüştürülmemiş. Ancak İngiliz gazeteci Stead istisna. Simavi onun ‘Türk Dostu’ olduğunu ve Trablusgarp’ın işgaline karşı Osmanlı lehine Avrupa’da ‘lobi’ yaptığını, Sultan Mehmet Reşat ile bu yüzden birkaç kez görüştüğünü anlatıyor. William T. Stead, padişah ile son görüşmesini 15 Ekim 1911’de yapar. Görüşmeleri bir saatten fazla sürer. Padişah, İngiliz gazeteciye süslü bir sigara kutusu hediye eder. Stead iki gün sonra Londra’ya döner. 1912’nin nisan ayında Amerika’ya ilk seyahatini yaparken maalesef buz kütlelerine çarpan Titanik’te boğularak can verir.

Titanikte Türk dostu bir İngiliz

LONDRA’DAN GELEN ALTIN İŞLEMELİ KALEMLER

İngiliz gazeteci, Londra’dan Lütfi Simavi’ye yazdığı mektupta Trablusgarp’taki İtalyan işgaline karşı Osmanlı’nın hukukunu koruyan yazılar yazmaya devam edeceğini belirtir. 28 Kasım’da da Osmanlı lehine, İtalya aleyhine Daily Chronicle adlı gazetedeki yazılarını bir mektup eşlinde Lütfi Simavi’ye gönderir. Mektubunda Trablusgarp’ın işgaline karşı İngiltere’de yaptığı çalışmaları anlatır. İngiliz kamuoyunun Osmanlı’dan yana olduğunu yazar. Ayrıca Padişah’a ve Lütfi Simavi’ye ‘son sistem’ kalemlerden gönderdiğini de mektubuna ekler. Lütfi Simavi daha sonra yaşananları hatıratının ‘Buz Kütleleri İçinde Ölen Bir Türk Dostu’ başlıklı bölümünde şöyle anlatıyor: “Bir müddet sonra vaat edilen kalemler altınla işlenmiş ve üzerlerinde isimlerimiz yazılı olduğu halde geldi. Ne yazık ki Türkiye’nin hakiki bir dostu olan Mister William Thomas Stead 1912 nisan ayında Amerika’ya ilk seyahatini yaparken buz kütlelerine çarpan gayet büyük ‘Titanik’ vapurunda boğuldu.”

BRİTANYA’NIN EN ÜNLÜ GAZETECİSİ

WilliamThomas Stead, “Britanya İmparatorluğu’nun en meşhur gazetecisi” olarak biliniyordu. Politikada basının kamuoyu oluşturma gücünün farkındaydı. Titanik’e de ABD Başkanı William Taft’ın Washington’daki davetine katılmak için binmişti.

Titanikte Türk dostu bir İngiliz

SULTAN’DAN HEDİYE

Lobi faaliyetleri nedeniyle İngiliz gazeteciye özel ilgi gösteren Sultan Mehmet Reşat, son görüşmelerinde süslü bir sigara tabakası da hediye eder.

KİTAPLARA, FİLMLERE KONU OLDU

‘Batmaz gemi’ olarak lanse edilen, ancak daha ilk seyahatinin dördüncü gününde buz kütlelerine çarparak birkaç saat içinde sulara gömülen Titanik’te 1514 kişi boğularak can verdi. Talihsiz kazanın ardından Titanik bir efsane haline geldi. Hakkında kitaplar yazıldı, filmler yapıldı. En çok ilgi göreni ise Kanadalı yönetmen James Francis Cameron’ın çektiği 1997 yapımı Film oldu. Filmin başrollerini paylaşan Leonardo DiCaprio ile Kate Winslet’in güvertedeki pozu ise unutulmaz sahneler arasına yazıldı.

Titanikte Türk dostu bir İngiliz

 

 

Numberone.com.tr

Jack Dorsey’in ilk tweetine ait NFT satılamıyor

0

Malezya’da Sina Estavi 2,9 milyon dolara satın aldığı NFT’yi satmak istedi ancak kendisine bu paranın küçük bir miktarı teklif edildi.

Jack Dorsey'in ilk tweetine ait NFT satılamıyor

Twitter’ın kurucu ortağı Jack Dorsey’in ilk tweetini NFT (non-fungible token) olarak sertifikalanmış haliyle büyük bir meblağa satın alan Sina Estavi, onu satmak istediğinde hiç beklemediği kadar düşük tekliflerle karşılaştı. Bunun üzerine Estavi, “Tweeti hiç satmayabileceğini” açıkladı.

Malzeya’da yaşayan Estavi, Dorsey’in 16 yıl önce platformu kurarken attığı ilk tweetinin NFT sertifikası için açık artırmada 2,9 milyon dolar ödemişti.

Şimdi ise kendisine aynı NFT için 6 bin 200 dolar teklif edildi; bu da ödediği paranın yüzde 0,2’si kadar bir miktara denk geliyor.

Estavi ise elindeki dijital varlığı Leonardo da Vinci’nin Mona Lisa’sıyla eşdeğer görüyor.

Jack Dorsey’in Mart 2006’da attığı ilk tweet “just setting up my twttr,” (şu anda twttr’ımı kuruyorum) geçen yıl yardım kuruluşlarına bağışlanmak üzere açık artırmayla satılmıştı.

Estavi de tweeti NFT formatında Mart 2021’de satın almıştı.

Uzmanlar NFT’lerle ilgili riskler konusunda sık sık uyarıda bulunuyor.

Geçen hafta Estavi, NFT’nin OpenSea isimli NFT piyasasında satılık olduğunu duyurmuştu. Satıştan elde edeceği gelirin yarısını ABD yardım kuruluşu GiveDirectly’ye bağışlayacağını açıklamış ve bu paranın 25 milyon dolar civarında olacağını tahmin ettiğini söylemişti.

Bridge Oracle isimli şirketin CEO’su olan Estavi, daha önce tweet için 10 milyon dolar teklif edildiğini iddia etmişti. Ancak Perşembe günü yapılan en yüksek teklif 6 bin 222 dolar 36 sent oldu.

Estavi, BBC’ye “Yüksek bir teklif almazsa tweet’i asla satmayabileceğini” söyledi ancak “yüksek teklifin” ne olduğu konusunda detaylı bilgi vermedi:

“Geçen yıl bu NFT’ye para ödediğimde çok az insan onun ne olduğunu biliyordu. Ben şimdi bu NFT’nin, dijital dünyanın Mona Lisa’sı olduğunu söylüyorum. Bundan sadece bir tane var ve asla aynısı gelmeyecek.”

“Yıllar sonra insanlar bu NFT’nin değerini anlayacak, bunu aklınızda tutun. Bunun değeri bence tahmin edebileceğinizden çok daha yüksek ve satın almak isteyen kişi buna değmeli” diyen Estavi, yüksek teklif gelse de bu NFT’yi herkese satmayacağını da sözlerine ekledi.

Estavi, NFT’yi “Elon Musk gibi birinin hak edeceğini” söylüyor.

 

Numberone.com.tr

Türkiye yavaş yavaş yolunu buluyor

0

Amerikan Alman Marshall Fonu, Türkiye’nin 27 bölgesinde 2 Mart – 26 Mart 2022 tarihleri arasında 2180 katılımcı ile yüz yüze yapılan anket çalışmasının sonuçları kamuoyu ile paylaştı. Ankete katılanların tercihleri ise dikkat çekti. Birçok konunun sorulduğu anket çalışmasında, özellikle gençlerin Avrupa Birliği’ni istediği gün yüzüne çıktı. 18 – 24 yaş arasının tercihi Avrupa Birliği oldu.

Rusya – Ukrayna savaşının da konu olduğu ankette, katılanların neredeyse dörtte biri uluslararası konularda Türkiye’nin yalnız hareket etmesi gerektiği yönünde görüş beyan etti. Gazeteci yazar Ertuğrul Özkök de Number1 FM ve Number1 Türk FM‘deki ‘Ertuğrul Özkök ile Günün Yorumu’ isimli sesli köşesinde bu konu hakkında konuştu.

Özkök, “Z kuşağına baktığımız zaman birinci sırada yine Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi var. İslam Kuruluş Teşkilatı ise en son sırada yer alıyor. Evet, Türkiye yavaş yavaş istikametini yolunu buluyor” dedi.

Ertuğrul Özkök sesli köşesinde şu ifadelere yer verdi:

“Hiç şu soruyu sormak aklımıza geldi mi? ‘Biz Türkler hangi kurumlara daha çok güveniriz?’ Batılı Avrupalı kurumlara mı yoksa İslami kurumlara mı? Bunun cevabı dün itibariyle verildi. Marshall fonu yaptığı bir araştırmada elde ettiği sonuçları dün açıkladı. Buna göre; özellikle Ukrayna ve Rusya arasındaki savaştan sonra Türkiye’nin batıya doğru bakışı çok daha olumlu bir noktaya gitmeye başladı. Şöyle bir soru vardı: Bugün Türkiye’nin Avrupa Birliği’ne tam üyeliği için referandum yapılsa ne oyu kullanırsınız? Türklerin yüzde 59’u yani 60’a yakını ‘evet’ oyu kullanırım diyor ama daha ilginci Z kuşağının cevabı 18-24 yaş arasındaki gençlerin verdiği cevapların yüzde 74’ü ‘evet’ yani yüzde 74’ü ‘Ben Türkiye’nin Avrupa Birliğine tam üye olmasını istiyorum.’ diyor. Daha enteresan soruya gelelim şimdi, hangi kurumlara daha çok güvenirsiniz? Yüzde 45 ile birinci sırada Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi var, hani şu kararlarına uymadığımız mahkeme. İkinci sırada Uluslararası Adalet Divanı, üçüncü sırada Avrupa Birliği var. İslam Kuruluş Teşkilatı dördüncü sırada geliyor. Yine Z kuşağına baktığımız zaman birinci sırada yine Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi var. İslam Kuruluş Teşkilatı ise en son sırada yer alıyor. Evet, Türkiye yavaş yavaş istikametini yolunu buluyor. Suriye olayı, Rusya olayı bize Ortadoğu’nun ve yakın komşularımızın ne olduğunu ve ait olduğumuz gerçek demokrasi coğrafyasının neresi olduğunu gösteriyor.”

Numberone.com.tr

Filip Kostic, Barcelona’da iki yarıda da gol atarken, Frankfurt yarı finale yükseldi.

0

Eintracht Frankfurt, West Ham’a karşı Avrupa Ligi yarı finalini kurmak için Nou Camp’ta dramatik bir zaferle Barcelona’yı hayrete düşürdü.Frankfurt

İlk ayağı 1-1 bitirdikten sonra, Alman tarafı ikinci maçı 3-0 önde yakaladı ve Barcelona’nın iki geç golü öncesinde kontrolü eline aldı.

Filip Kostic’in penaltısı ve Rafael Borre’nin muhteşem vuruşu, aradan sonra Kostic için bir başkası izledi.

Ancak Sergio Busquets’in çabası ve Memphis Depay’in penaltısı gergin bir bitiş sağladı.

Frankfurt defans oyuncusu Evan Ndicka, VAR arızasının ardından eklenen dokuz dakika ile Luuk de Jong’a nokta vuruşu için yumuşak faul gibi görünen bir şey için ikinci bir sarı kart için gönderildi.

Ancak Bundesliga’da dokuzuncu sırada yer alan ve bu yarışmayı 1980’de önceki kılığında kazanan Frankfurt, neredeyse 30.000 seyahat taraftarının sevincine unutulmaz bir zafer kazandı.

Maçtan sonra, Barcelona menajeri Xavi, çok sayıda deplasman taraftarının stadyuma girebildiği gerçeğini eleştirdi.

Barcelona başkanı Joan Laporta, kulübünün televizyon kanalına şunları söyledi: “Açıkçası olanlar beni utandırıyor ve utandırıyor. Bizimkilerden çok değil, diğer takımın taraftarı çoktu.

“Olanlar için çok üzgünüm.

“Kaçınabileceğimiz belirli durumlar ama şu andan itibaren çok daha katı olmamız gerekecek. Bu durumların olmasına izin veremeyiz.”

Xavi’nin menajer olarak gelmesinden bu yana mükemmel bir performans sergileyen Barcelona, ​​Bundesliga takımının klinik kontra ataklarıyla nasıl başa çıkacağını bilmiyordu ve Frankfurt daha fazlasını alabilirdi.

Xavi, takımının 15 maçlık yenilmezlik serisini sona erdirdiği için taraftarlarla ilgili durumu “yanlış hesap” olarak nitelendirdi.

Barcelona patronu, “Oyunculara önemli olanın sahada ne olduğu olduğunu söylemeye çalıştım, ancak mantıksal olarak bu bizi etkileyebilirdi. Bu çok açık” dedi.

“Oyuna odaklanmaya çalıştık ve iyi olmadık. Bunun şu ya da bu şekilde alakası yok. Bu bir mazeret değil.

“Bize yardımcı olmadı, ancak sahada iyi olmadık ve rekabet etmedik.”

Frankfurt’tan Kostic, Eric Garcia’nın yaptığı faulün ardından ilk puanı aldı, ancak maçın golü, uzaktan ağın çatısına bir vuruş yapan Borre’den geldi.

Ev sahibi takımın kendi pozisyonları vardı ve Pierre-Emerick Aubameyang ilk yarıda öne geçti ve ikinci yarıda Ousmane Dembele’nin alçak ortasıyla bağlantı kuramadı.

Busquets, iyi bir golle dramatik bir bitişe yol açmadan önce ek süre içinde ofsayt için bir ilk çabanın ekarte edildiğini gördü, ancak Depay’in cezası çizgiyi aştığında ev sahibi takımın zamanı tükendi.

Bu, Frankfurt’un David Moyes’in Hammers’ına karşı yarı finali sabırsızlıkla bekleyebileceği anlamına geliyor.

 

Numberone.com.tr

Elon Musk, Twitter için devralma teklifinin başarılı olacağından emin değil

0
Elon Musk, Austin, Teksas’taki Tesla gigafactory’nin açılış partisindeTesla patronu Elon Musk, Austin, Teksas'taki Tesla Giga Texas üretim açılış partisinde.

Tesla patronu Elon Musk, sosyal medya şirketi Twitter için yaptığı devralma teklifinin başarılı olacağından “emin olmadığını” itiraf etti.

Yorumları, şirketi hisse başına 54.20 dolara satın almayı teklif ettiğini ve firmayı 41 milyar dolar değerinde olduğunu açıkladıktan birkaç saat sonra bir konferansta yaptı.

Yine Perşembe günü, Twitter CEO’su çalışanlara şirketin yaklaşımı değerlendirdiğini söyledi.

Parag Agrawal’ın ayrıca personel toplantısında şirketin teklif tarafından “rehin alınmadığını” söylediği bildirildi.

Vancouver’daki TED2022 konferansında konuşan Bay Musk, “Onu gerçekten elde edebileceğimden emin değilim” dedi.

Twitter için teklifi reddedilirse bir “B Planı” olduğunu ekledi, ancak bunun ne anlama gelebileceğine dair daha fazla ayrıntı vermedi.

Bay Musk, etkinlikte Twitter’ın daha açık ve şeffaf olması gerektiğini de söyledi. İfade özgürlüğü için kapsayıcı bir arena olmasının çok önemli olduğunu düşünüyorum” dedi.

Perşembe günü, Twitter’da sahip olmadığı tüm hisseleri satın alma teklifini açıkladı.

ABD’li düzenleyicilere yapılan resmi bir başvuruda Musk, şirketin “olağanüstü potansiyelini” “açığa çıkarmak” için doğru kişi olduğunu ve teklifinin kabul edilmemesi halinde “hissedar olarak konumumu yeniden gözden geçirmem gerektiğini” söyledi.

Ayrıca, Twitter yönetim kurulu teklifi reddetmeyi seçerse, “bu teklifi hissedarların oylamasına sunmamanın kesinlikle savunulamaz” olacağını söyledi.

Suudi Arabistan Prensi Alwaleed bin Talal, tweet atarak teklifi reddetti: “Elon Musk tarafından önerilen teklifin, büyüme beklentileri göz önüne alındığında Twitter’ın gerçek değerine yaklaştığına inanmıyorum.”

Milyarder, yatırım şirketi Kingdom Holding Company aracılığıyla Twitter’da hissesi olduğunu iddia etti. Ancak Musk, Prens Alwaleed’in şirketinin kaç Twitter paylaşımına sahip olduğunu sorduğunda hemen yanıtladı ve ekledi: “Krallığın gazetecilerin ifade özgürlüğü konusundaki görüşleri nelerdir?”

BBC, harici sitelerin içeriğinden sorumlu değildir.Twitter’da orijinal tweet’i görüntüle

Twitter, teklifi aldığını doğruladı, ancak yönetim kurulunun, hisselerine geçen yaz ulaştıkları 70 doların çok altında değer veren “istenmeyen, bağlayıcı olmayan” teklifi yine de gözden geçirmesi gerektiğini söyledi.

Bay Musk zaten sosyal medya platformunun %9’undan fazlasına sahip, ancak artık en büyük hissedarı değil.

Varlık yönetim şirketi Vanguard Group , 8 Nisan’da fonlarının %10,3’lük bir hisseye sahip olduğunu açıkladı ve onu en tepeden vurdu.

Twitter, devralma teklifini kabul etmekten başka, Elon Musk’ın şirketi satın alma girişimini açıklamasından bu yana kamuoyu önünde oldukça sessiz kaldı.

Ancak, soruların şirketin CEO’su Parag Agrawal’a yöneltildiği “herkesin” toplantısının ayrıntıları ortaya çıktı.

Ayrıntılar, Twitter yönetiminin teklif hakkında ne düşündüğüne dair bir öneriden başka bir şey vermiyor. Bay Agrawal’ın ayrıntılar hakkında konuşamayacağını, ancak şirketin “rehin tutulmadığını” söylediği bildirildi.

Bana toplantının çalışanlara daha fazla bilgi vermek için tasarlandığı söylendi. Ancak bir Twitter çalışanı, toplantıdan daha şaşkın ayrıldıklarını söyledi. “Açıklık hissi bırakmadım” dediler.

Çalışan, bundan sonra ne olabileceği konusunda karanlıkta olduklarını söyledi. “Twitter’daki halk kadar bildiğimi söyleyebilirim” dediler.

Twitter yönetim kurulu sadece teklifi tartmakla kalmıyor, aynı zamanda Elon Musk’ın küçümsenmesi durumunda verebileceği zararı da değerlendiriyor. Görünüşe göre Twitter teklifini reddederse bir B Planı var.

Twitter on milyarlarca dolar değerinde olabilir, ancak değeri 200 milyar dolardan fazla olan Elon Musk ile karşılaştırıldığında hiçbir şey değil. Ve bu tür bir zenginlik onu tehlikeli bir düşman yapar.

 

Numberone.com.tr

Depp ve Heard evliliği ‘karşılıklı istismar’ ile sona erdi

0
Johnny Depp ve Amber Heard’ın eski çift terapisti, çiftin fırtınalı evliliklerinin son aylarında “karşılıklı taciz” yaptığını söyledi.Virginia mahkemesinde Amber Heard

Dr Laurel Anderson Virginia’daki 50 milyon dolarlık (38 milyon sterlin) hakaret davasının üçüncü gününde jüri üyelerinin karşına çıktı

Depp, eski karısına, kendisini aile içi şiddet mağduru olarak tanımladığı bir hikaye yazdığı için dava açtı. Ünlü aktör her türlü taciz iddiasını reddetti.

Amber Heard ise, 100 milyon dolarlık bir karşı dava açtı.

Şubat ayında kaydedilen ve Perşembe günü jüri için alınan ifadede, Bayan Anderson, ünlü çifti Ekim ve Aralık 2015 arasında birkaç terapi seansı için gördüğünü söyledi. Bayan Heard, sadece 15 aylık evlilikten sonra Mayıs 2016’da boşanma davası açtı.

Psikoterapist, Bay Depp ve Bayan Heard arasında, her ikisinin de tartışmalar arasında seansları terk etmekle tehdit ettiği uçucu bir dinamik tanımladı.

Bayan Anderson, Bay Depp’in bulunmadığı oturumlarda, Bayan Heard’ın o zamanki kocasının ellerinde fiziksel saldırı olduğunu bildirdiğini söyledi. Bayan Heard bir keresinde yüzünde birkaç küçük morlukla ofisine geldi, ifade verdi.

Bayan Anderson, Bayan Heard’ın Bay Depp’in ayrılmasını önlemek için birden fazla kez şiddetli etkileşimler başlattığını söyledi.

Bayan Anderson jüri üyelerine “Saygısız olduğunu hissettiyse, kavga başlatmak onun için bir gurur kaynağıydı” dedi. “Dövüşten sakinleşmesi için onu terk edecek olsaydı, onu orada tutmak için ona vururdu, gitmesine izin vermektense bir kavgada olmayı tercih ederdi.”

Bayan Anderson, terapi seansları sırasında Bay Depp’in sık sık Bayan Heard tarafından sözünün kesildiğini söyledi.

Klinik psikolog, “Bayan Heard’ın kırıcı bir konuşma tarzı vardı” dedi. “Çok heyecanlıydı. Aynı hızda konuşmakta zorlanıyordu. Çok fazla kesildi.”

Bayan Anderson, hem Bayan Heard hem de Bay Depp’in aile içi şiddet geçmişine tanıklık etti. Bayan Heard’ın babası tarafından dövüldüğünü ve Bay Depp’in annesi tarafından dövüldüğünü söyledi.

Bayan Anderson, Bay Depp’in Bayan Heard ile tanışmadan önce onlarca yıldır “iyi kontrol edildiğini” ve eski partnerleriyle şiddete başvurmadığını söyledi. “Bayan Heard ile tetiklendi. Karşılıklı taciz olarak gördüğüm şeyi yaptılar.”

Duruşmada söz konusu olan, Bayan Heard’ın Washington Post’ta 2018’de yayınlanan ve kendisini “aile içi istismarı temsil eden bir halk figürü” olarak tanımlayan makalesidir. Bay Depp, adından söz etmeyen makalenin karalayıcı olduğunu ve kariyerini rayından çıkardığını söylüyor.

Jüri üyelerine şimdiye kadar Depp ve Heard’in ilişkisinin düello hesapları sunuldu.

Bayan Heard’ın ekibi, Bay Depp’i uyuşturucu ve alkol alemlerine eğilimli fiziksel ve cinsel istismarcı bir ortak olarak tasvir etti.

Bay Depp’in ekibi, Bayan Heard’ın aile içi şiddet iddialarını bir “aldatmaca” ve itibarını mahvetmeye yönelik hesaplanmış bir strateji olarak sundu.

Yine Perşembe günü, Bayan Heard’ın eski bir kişisel asistanı olan Kate James, o zamanki patronundan maaş artışı istediğinde iddia edilenler hakkında ifade verdi.

Bayan James şunları söyledi: “O [Bayan Heard] sandalyesinden fırladı, yüzünü yüzümden yaklaşık dört santim uzağa koydu. Yüzüme tükürdü, benden istediğin maaşı istemeye nasıl cüret ettiğini söyledi. “

En az altı hafta sürmesi beklenen duruşma canlı olarak yayınlanacak ve aralarında James Franco, Paul Bettany ve Elon Musk’ın da bulunduğu bir dizi yüksek profilli tanık yer alacak.

 

Numberone.com.tr

Paul Pogba’nın maaşı takımı karıştırdı

0
Manchester United’la yeni sözleşme imzalaması beklenen Paul Pogba’nın kazanacağı yeni maaş takım içi huzursuzluğa yol açtı.
Paul Pogba'nın maaşı takımı karıştırdı

Mancshester United, takımda kalmasını istediği Fransız yıldız Paul Pogba’ya servet ödemeye hazır.

Pogba’yla sözleşme imzalamak için önümüzdeki günlerde masaya oturması beklenen United, oyuncuya haftalık 500.000 bin Sterlin önerecek.

İngiliz basınından Mirror’un haberine göre, Pogba’nın kazanacağı bu maaş takım içerisinde şimdiden huzursuzluğa yol açmış durumda.

Takım arkadaşları, Paul Pogba’nın düşük performansı ve geçtiğimiz günlerde kulübü eleştirerek ayrılmaktan bahsetmesinin ardından ona United’da en yüksek maaaşı kazandıracak yeni bir sözleşmenin teklif edilmesinden ötürü rahatsızlığını dile getirdi.

 

Numberone.com.tr

Serel Yereli Sanat Günü’nde çıkacak

0
Serel Yereli’nin, yeni tekli çalışması ‘None of The Above’, yarın tüm dijital platformlarda yayınlanacak.
Sanat Günü’nde çıkacak

Şarkıcı, yapımcılığını Believe, DMC ve Moko Yapım’ın üstlendiği eser için, “Hayatımda sanatsız olmak nedir, bilmeyen bir insanım. Onun için bu parçamı 15 Nisan Dünya Sanat Günü’nde çıkarmak istedim. Tüm sanatseverlerin Dünya Sanat Günü’nü kutlarım” dedi.

 

Numberone.com.tr

Adnan Polat, Macaristan’da Yakovalı Hasan Paşa Camii’nin Yeni Sergisinin Açılışını Yaptı

0

Gül Baba Türbesi Mirasını Koruma Vakfı Mütevelli Heyeti Başkanı Adnan Polat; Macaristan’da NÖF Ulusal Mirası Koruma ve Geliştirme Kâr Amacı Gütmeyen Ltd. Şti. tarafından hayata geçirilen “Pécs Şehrindeki Yakovalı Hasan Paşa Camii’nin Turistik Amaçlı Geliştirilmesi” başlıklı projenin yeni sergisinin açılışını yaptı.

Adnan Polat, Macaristan’da Yakovalı Hasan Paşa Camii’nin Yeni Sergisinin Açılışını Yaptı

Gül Baba Türbesi Mirasını Koruma Vakfı Mütevelli Heyeti Başkanı Adnan Polat; Macaristan’da NÖF Ulusal Mirası Koruma ve Geliştirme Kâr Amacı Gütmeyen Ltd. Şti. tarafından hayata geçirilen “Pécs Şehrindeki Yakovalı Hasan Paşa Camii’nin Turistik Amaçlı Geliştirilmesi” başlıklı projenin yeni sergisinin açılışını yaptı. 4 Nisan’da yapılan sergi açılışında Polat’a; Başbakanlık Mimarlık, İnşaat ve Kültürel Mirasın Korunmasından Sorumlu Müsteşar Zsolt Füleky ve NÖF Ulusal Mirası Koruma ve Geliştirme Kâr Amacı Gütmeyen Ltd. Şti. Genel Müdürü Tamás Glázer eşlik etti.

Sergi; 1526 ve 1543 yılları arasında Osmanlı İmparatorluğu hakimiyetinde olan ve 1686 yılında Osmanlı hakimiyetinden çıkan Pecs şehri ve Türk – Macar Kültürel ilişkileri açısından önemli eserlere ev sahipli yapan 3 salondan oluşuyor. Ziyaretçileri girişte, Türk Seyyah Evliya Çelebi’nin 1663 yazında Pecs’e gerçekleştirdiği ziyaretin anısına bir İslam bahçesi ve bir diyorama karşılıyor. Bu mekânda; Pécs şehrindeki, dönemin dervişlerini anlatan kısa bir film, diyoramada ise onlara ait kıyafetler ve müzik aletleri sergileniyor.

İkinci tematik ünite, Türk-Macar kültürel ilişkilerini ele alıyor. Türk-Macar müzik işbirliği, İznik seramiklerinin Pécs’teki Zsolnay porselenlerine etkisi, Macar kahve kültürünün Türk kökenleri, Macar nakışı ve Ormánság bölgesindeki Kalvinist kiliselerinin tavan süsleri üzerindeki Türk motifleriyle kültürel ilişkilerin çeşitliliğini ve zenginliğini gösteriliyor.

Ayrıca Kossuth, Liszt, Macar Mirası ve Prima Ödülleri ile Macaristan Cumhuriyeti Altın Liyakat Ödülü’ne layık görülen müzisyen ve restoratör Tamás Kobzos Kis’i de anan sergide; “Duyular Salonu” tüm duyulara hitap ederek ziyaretçilere görerek, işiterek, tadarak ve dokunarak 16-17. yüzyıl Osmanlı dönemi yaşamıyla temas deneyimi sunuyor.

Caminin girişine doğru ilerlerken, koridorun sol tarafında yer alan bir zaman çizelgesi, Pécs şehrinin 16-17. yüzyıllardaki tarihinin önemli olaylarını gösteriyor. Ayrıca dokunmatik ekran ve diğer görsel materyaller aracılığıyla bilgi sağlayan sergide; şehrin Osmanlı anıtları harita üzerinde sunulurken, çağdaş tasvirler bir monitörden takip edilebiliyor ve aynı zamanda müze pedagojik görevleri de burada yerine getiriliyor.

Geliştirilme Projesinin Tanıtımı

Yakovalı Hasan Paşa Camii, Macaristan’da sadece Pécs şehrine yerleşen semazen Mevlevî dervişlerinin merkeziydi. Caminin sofasında yenilenen sergi, NÖF Ulusal Mirası Koruma ve Geliştirme Kâr Amacı Gütmeyen Ltd. Şti., Gül Baba Türbesi Mirasını Koruma Vakfı ile Dışişleri ve Dış Ticaret Bakanlığı işbirliğinde gerçekleştirildi.

Daimi sergi, UNESCO Dünya Miras listesinde yer alan Mevlevî derviş kültürünü, Osmanlı hakimiyeti altındaki Pécs şehrinin Türk mimari anıtlarını ve eski “Gizemli Şark”ın günümüzün uygulamalı sanat, müzik ve kültürüne etkisini sunmaktadır.

Yakovalı Hasan Paşa Camii’nin Tarihçesi

Macaristan’ın güneyinde yer alan Pecs şehri 1526’dan itibaren Osmanlı hakimiyeti altında olan ve 1543 yılındaki seferin ardından Osmanlıların yerleştiği bir bölgedir. Şehir, Buda’nın Macarlar tarafından yeniden geri alındığı 1686 yılında Osmanlı hakimiyetinden çıkmıştır. Bu yüzden günümüzde Pécs şehri Osmanlı Dönemi’ne ait anıtlar açısından en zengin Macar şehridir.

Osmanlılar, hakimiyetleri altındaki topraklarda askeri koruma sağlamanın yanı sıra, mektepler, hamamlar, çeşmeler, tekkeler, mescitler ve camiler inşa ederek Müslümanların günlük yaşamının çerçevesini de oluşturmuşlardır.

Yakovalı Hasan Paşa Vakfı, Szigeti Kapısı önünde, şehir surlarının dışında Pécs şehrinde bir külliye oluşturmuştur. Külliye, cami ve Mevlevî Tekkesi’nin yanı sıra bir medrese ve yolcularla yoksullara yemek dağıtılan bir imarethaneden oluşuyordu. Vakfın bünyesinde bir bahçe ve bir kabristan da yer alıyordu. Bu külliye, şehrin batı kesiminde yer alan Sziget varoşunun Müslüman merkezini oluşturuyordu. Külliye kapsamında inşa edilen yapıların çoğu artık neredeyse herhangi bir iz bırakmadan ortadan kaybolmuş olsa da cami, birçok savaştan etkilenmeden ayakta kaldı ve daha sonra Baranya İli Hastanesi’nin şapeli olarak işlev gördü.

Harap olmuş sofasına rağmen, Osmanlı hakimiyeti döneminden revakı ve minaresi ile birlikte günümüze kadar ulaşan Macaristan’daki tek camidir. Bazı iç duvar yüzeylerindeki süslemelerin tarihe meydan okurcasına sağlam kalması, İstanbul’dan bile 18. yüzyıl araştırmacılarını kendisine çekmiştir.

Taş ve kısmen tuğladan inşa edilen, temel planı kare olan, kubbesi sekiz köşeli bir kaideye oturan cami, dönemin Osmanlı mimarisinin karakteristik bir yapısıdır. Minaresi kuzeybatı köşesinde yapıya ilave edilmiştir. Cephelerinin birinci katında, eşek sırtı biçimindeki kemerleri aynalı, taş çerçeveli pencereler yer almaktadır; zemin katta, bir zamanlar alçı çerçeveli olan, günümüzde ise betondan yapılmış pencerelerin dışında, demir parmaklıklar da yer almaktadır.

Son araştırmalara göre kuzeybatı tarafında kiremit çatılı bir sofa yer almaktaydı; bu görüş, hiçbir sütun kalıntısının bulunmadığı gerçeğiyle doğrulanmaktadır.

Minare kuzeybatı köşesinde cami girişinin sağında basamaklı bir kaide üzerinde durmaktadır. On iki köşeli minare gövdesi, 19. yüzyıldan kalma bir minare başlığı ve demir (aslen taş) korkuluklu bir şerefe ile bölünmüştür. Camiden şerefeye çıkılan sarmal merdivenin girişi, eski koronun bulunduğu yerden açılır ve çıkışı güneydoğu yönündeki Mekke tarafına doğrudur. Camiye giriş, günümüzde koridor olan sofadan açılır.

Kapısının oymalı taş çerçevesi ve mukarnas süslemesi Macar anıtlar arasında benzersizdir.

Anıtın restorasyonu ve Türk anıtına ait detayların kazısı, eski hastane şapelinin kamulaştırılmasının ardından, caminin günümüzdeki hâlini aldığı 1955 ve 1961 yılları arasında gerçekleştirilmiştir. Türk Devleti, anıtın açılışını 17. yüzyıla ait iç dekorasyon ile desteklemiştir.

Cami’nin Diğer Özellikleri

Girişin karşısındaki güneydoğu tarafına dönük mihrâb hücresi, Mekke yönünü belirten kıbleyi işaret etmektedir. Kıble eksenini gösteren mihrâbın alt kısmı onikigen planlı olup niş ise yedi kenardan oluşmaktadır. Mihrâb, eski çerçevesi kısmen yenilenmiş olan zengin ve kısmen takviyeli mukarnas kemerle süslenmiştir. Mihrâbın ortasında; bilinmeyen, muhtemelen seçkin bir şahsiyetin el yazısının boyanmış bir kalıntısı vardır. Mihrâbın her iki tarafı şamdanlarla süslenmiştir. Mihrâbın sağ tarafında ise 16. yüzyıldan kalma asıl minberin yerinde, zengin oymalı ahşap bir minber durmaktadır. Mihrâbın sol tarafında, zemini halılarla kaplı bir rahle yer almaktadır. Girişin iki yanında, kadınlara tahsis edilmiş kadınlar mahfili yer almaktadır. Duvarlardaki boyalı geometrik ve kıvrımlı motiflerin yanı sıra, çerçeveli kartuşlarda asıl boyalı Kur’an ayetleri yer almaktadır. Duvardaki, siyah üzerine yaldızlı ve beyaz çini levhalarda Allah, Hz. Muhammed, Hz. Ebu Bekir, Hz. Ömer, Hz. Osman, Hz. Ali, Hz. Hasan ve Hz. Hüseyin’in isimleri okunmaktadır.

Osmanlı döneminde caminin etrafında, mezar taşlarının 18. yüzyılın başlarında Cizvitlerin yakınlardaki inşaatlarına taşındığı bir kabristan da bulunmaktaydı. Avluyu çevreleyen yamaçta müzeye ait eski Türk mezar taşları ve parçaları görülebilmektedir.

 

Numberone.com.tr

İyi de konuyu komplo teorilerine açan sizsiniz

0

Türk vatandaşlığına başvuruda şartlar değişti. Vatandaşlık başvurusunda alınacak gayrimenkulün değeri yükseltildi. 250 bin dolar olan başvuru şartı 400 bin dolara çıkartıldı. Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ise son yıllarda “Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığına son yıllarda kaç göçmen kabul edilmiştir?” sorusunu gündemden düşürmedi. Yetkililer tarafından bir türlü cevabı verilmeyen bu soru gazeteci yazar Ertuğrul Özkök’ün sesli köşesinde de yerini aldı.

Number1 FM ve Number1 Türk FM‘deki ‘Ertuğrul Özkök ile Günün Yorumu’ isimli sesli köşesinde konuşan Özkök, “Bu kadar temel bir bilgi konusunda iktidar niye bu kadar ketum davranıyor? Ben anlamış değilim. Bunun saklanacak bir tarafı var mı? Eğer saklanıyorsa o zaman ortada dolaşan birtakım yorumlara, komplo teorilerine açık bir hale getiriyorsunuz demektir.” dedi.

Bu konuya ilişkin bilgi edinmenin vatandaşın en doğal hakkı olduğunu söyleyen Özkök, vatandaşa, bu soruyu sormaya devam etmelerini tavsiye etti.

Ertuğrul Özkök sesli köşesinde şu ifadelere yer verdi:

“Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ve CHP yöneticileri bir süredir durmadan bir soru soruyorlar. Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığına son yıllarda kaç göçmen kabul edilmiştir? Nedense bu sorunun cevabı bir türlü gelmiyor. Geçen gün vatandaşlık hakkı verme bedelinin 250 bin dolardan 400 bin dolara çıkarıldığı gün bu soru yine soruldu ama kesin cevabı yine gelmedi. Şimdi bütün dünyada demokrasilerde kendine demokrasi diyen ülkelerde vatandaşların bilgi edinme hakkı diye bir şeyleri vardır. Türkiye’de de var bu ve üstelik kanunla garanti altına alınmış bir haktır bu. Yani bu bir vatandaşın öğrenmek isteyeceği en temel sorulardan bir tanesidir.

Hepimiz cebimizde bir Türkiye Cumhuriyeti kimliği, kartı taşıyoruz ve vatandaşlık numaramız var. Bizim gibi gelen göçmenlerden kaçı vatandaşlığa kabul edilmiştir? Bu kadar temel bir bilgi konusunda iktidar niye bu kadar ketum davranıyor? Ben anlamış değilim. Bunun saklanacak bir tarafı var mı? Eğer saklanıyorsa o zaman ortada dolaşan birtakım yorumlara, komplo teorilerine açık bir hale getiriyorsunuz demektir. O nedenle ben de CHP’li yöneticiler gibi bir vatandaş olarak şunu soruyorum: Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığına son 3-4 yılda kaç kişi kabul edilmiştir? Evet, bunu bilmek hepimizin en doğal hakkıdır. Sizlere tavsiyem siz de bu soruyu sormaya devam edin.”

Numberone.com.tr

Banyoda evlenme teklifi aldı

0
Cuma günü aktör Ben Affleck ile 20 yıl aradan sonra tekrar nişanlandıklarını açıklayan Jennifer Lopez, kendi internet sitesinde kaleme aldığı yazıda köpük banyosundayken evlenme teklifi aldığını söyledi.
Banyoda evlenme teklifi aldı

Dünyadaki en sevdiği yer olan köpüklü bir küvette evlenme teklifi aldığını belirten Lopez, “Hiç de süslü bir şey değildi, ama hayal edebileceğim en romantik şeydi. Güzel aşkım dizlerinin üzerine çöktü ve evlenme teklif etti. Tamamen hazırlıksız yakalandım ve gözlerinin içine bakıp aynı anda hem ağlayarak hem de gülerek, 20 yıl sonra bunun tekrar yaşandığı gerçeğini kafamdan atmaya çalıştım” ifadesini kullandı. Ayrıca Lopez, Affleck’in verdiği 3 milyon dolarlık yeşil taşlı yüzüğün fotoğrafını da paylaştı. Lopez yüzük için “Yeşil, her zaman benim uğurlu rengimdi ve şimdi de öyle” diye yazdı.

 

 

Numberone.com.tr