Ana Sayfa Blog Sayfa 233

Fenerbahçe Beko Barcelona’yı süpürdü 88-74

Fenerbahçe Beko, Euroleague’de karşılaştığı Barcelona’yı yenerek 14 sayı farkla yenerek, ilk maçtaki 8 sayılık dezavantajını avantaja çevirmeyi başardı.

Euroleague 30. hafta mücadelesinde Barcelona’yı konuk eden Fenerbahçe, Katalan rakibini 88-74 yenmeyi başardı ve 19. galibiyetini elde etti.

Wilbekin’in 18 sayıyla yıldızlaştığı maçta, Fenerbahçe ilk yarıdan farkı açarak rahat bir oyun oynadı. İlk iki periyodun sonunda 46-25’le soyunma odasına giden Fenerbahçe Beko, ikinci yarıya aynı tempoda başlayamadı.

Üçüncü periyotta farkı eriten Barcelona, Fenerbahçe’nin 4. periyottaki etkili basketboluna karşı koyamadı ve 14 sayı farkla yenilerek ikili averaj üstünlüğünü Fenerbahçe’ye kaptırdı.

Fenerbahçe Beko’da Nick Calathes ve Marko Guduric 13’er sayı kaydederken, Nigel Hayes Davis ve Tarık Biberovic ikilisi 12’şer sayıyla takım arkadaşlarını takip etti.

Barcelona’nın en skorer oyuncusu, 18 sayı atan Dario Brizuela oldu. Yıldız oyuncu gibi, çift haneli sayılara 11 sayı atarak ulaşan diğer isim de Nicolas Laprovittola’ydı. Ancak iki oyuncu dışında skor katkısı sınırlı kalan Barcelona, bu sezon 10. mağlubiyetini tattı.

Fenerbahçe Beko bir sonraki maçında 22 Mart Cuma günü deplasmanda EA7 Emporio Armani Milan’la karşılaşacak.

  • Salon: Ülker Spor ve Etkinlik
  • Hakemler: Matej Boltauzer (Slovenya), Joseph Bissang (Fransa), Luka Kardum (Hırvatistan)
  • Fenerbahçe Beko: Motley 9, Hayes-Davis 12, Pierre 3, Dorsey 4, Calathes 13, Wilbekin 18, Sertaç Şanlı 2, Tarık Biberoviç 12, Noua 2, Guduric 13, Papagiannis
  • Barcelona: Vesely 4, Kalinic 5, Satoransky 9, Laprovittola 11, Parker 4, Da Silva 2, Brizuela 18, Rubio 8, Hernangomez 9, Abrines 4, Nnaji, Jokubaitis
  • 1. Periyot: 23-11
  • Devre: 46-25
  • 3. Periyot: 62-57
  • 5 Faulle çıkan: Dk. 39.25 Laprovittola (Barcelona)

Milli muharip uçak Kaan boyandı

0

Türk Havacılık Uzay Sanayii (TUSAŞ), milli muharip uçak KAAN’ın yeni boyasını ve boyama aşamalarını sosyal medyadan paylaştı.

TUSAŞ tarafından gerçekleştirilen paylaşımda milli muharip uçak KAAN’ın yeni boyası ve boyama aşamalarına yer verildi. TUSAŞ ayrıca paylaşımında “Bizim için sanat!” notunu düştü.

Gölde keşfedildi uzaylı yumurtası sandılar

ABD’din Oklahoma eyaletinde bir gölde keşfedilen gizemli hayvanlar yerel halkı paniğe soktu. Özellikle sosyal medya üzerinden paylaşılan fotoğraflara yorum yağarken yetkililer ise bu gizemli olay için açıklama yapmak zorunda kaldı.

Gölde keşfedildi, uzaylı yumurtası sandılar: Gizemli yaratık yürekleri ağza getirdi, yetkililer açıklamak zorunda kaldı

ABD’nin Oklahoma eyaletinde bir gölde keşfedilen gizemli kalıntılar yerel halkın yüreğini ağza getirdi. Oklahoma Gölü’nde su altındaki ağaç dallarının arasına gizlenmiş, jöle benzeri topları görenler hemen yetkililere haber verdi.

Söz konusu görüntüler internette de hızla yayıldı ve özellikle sosyal medyada viral hale geldi. Sosyal medya yorumcuları söz konusu gizemli yumurta benzeri yaratıkları “uzaylı yumurtasına” benzetti,

DÜNYA DIŞINDAN MI?

Bazı sosyal medya kullanıcıları bu garip keşfin dünya dışı bir varlığın yumurtası olabileceğini iddia etti. Yorum yapanların büyük çoğunluğu ise göletteki suda yayılan bir hastalık olduğunu ve hayatlarının tehlikede olduğunu düşündü.

Oklahoma Yaban Hayatı Dairesi’ne (ODWC) göre jöle benzeri canlıya “Bryozoa” adı veriliyor ve bu yaz çok sayılarının artması bekleniyor.

Yetkililer, hayvanların dinozorların Dünya’ya ayak basmasından çok önce, yüz milyonlarca yıldır var olduklarını söylüyor. Yetkililer, mikroorganizmalar vahşi yaşama tehlike oluşturmadığı için paniğe kapılmaya gerek olmadığını söyledi.

.BU TEMİZ SUYUN GÖSTERGESİ

NTV’de yer alanh habere göre, uzmanlarca bu yaratıklar çevre temizliğinin ve temiz suyun göstergesi çünkü kendilerini geniş kütleler oluşturacak şekilde klonlayarak suyu temizleme işlevi görüyorlar.

Fosil kayıtları, bu canlıların varlıklarının 470 milyon yıl öncesine kadar uzandığını gösteriyor. Bu da eski bir deniz solucanından evrimleşmiş olabileceklerini düşündürüyor.

DENİZ AYISI: BRYOZOA NEDİR?

Bryozoa denilen canlılar sularda yaşayan küçük ve koloni halinde yaşayan hayvanlardır. Bryozoa, hayvanlar aleminde genellikle “deniz ayısı” olarak da bilinir. Yuvalarında bir araya gelerek karmaşık, sünger benzeri yapılar oluştururlar ve bu şekilde barındıkları suları temizleyerek kendilerine besin sağlarlar.

Türksat 6A’yı uzaya göndereceğiz

Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır, “Önümüzdeki 3-4 ay içerisinde TÜRKSAT 6A’yı uzaya gönderecek ve kendi haberleşmesini üretebilen 10 ülkeden biri olacağız” dedi.

Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır bir dizi program için geldiği İzmir’de, Türkiye’nin ilk astronotu olan Alper Gezeravcı ile birlikte, Ege Üniversitesi öğrencileriyle ‘gençlik buluşmasına’ katıldı. Prof. Dr. Yusuf Vardar MÖTBE Kültür Merkezi’nde düzenlenen programda konuşan Bakan Kacır, gelecek dönem Ege Üniversitesi’ne yeni bir kongre merkezinin kazandırılması sözünü verdi.

Türkiye’nin milli teknoloji hamlesi yolunda, gençlerin enerjisiyle yoluna devam edeceğini aktaran Bakan Kacır, sözlerine şunları da ekledi:

“Biz her daim ifade ediyoruz ki, Türkiye’nin bu yoldaki en büyük gücü, en büyük kuvvet çarpanı genç ve dinamik nüfus. Bizim varımız yolumuz gençlik. Milli teknoloji hamlesinin de öznesi ve merkezi, Türkiye’nin gençliği TEKNOFEST kuşağı. Türk gençliği aslında kabiliyetlerini, yetkinliklerini, önleri açıldığında bizler onların yanında durduğumuzda neleri başarabileceklerini bütün dünyaya ispat ettiler. Bu ispatın en görünür olduğu alan şüphesiz Türkiye’nin savunma sanayi olduğu ve havacılık oldu.”

Konuşmasında 60 yıl önce Atatürk Havalimanı’nda TEKNOFEST’ler düzenlendiğinden bahseden Bakan Kacır, 60 yıl önce Atatürk Havalimanı’nda tıpkı bizim TEKNOFEST’lerde yaptığımız işler gibi işler yapılmış. Gök şenlikleri adıyla Nuri Demirağ tarafından festivaller düzenlenmiş. Metal gövdeli yerli uçaklar üreten Nuri Demirağ, kendisiyle birlikte uçaklar geliştirebilecek, üretebilecek mühendisler, teknisyenler yetişsin diye, o uçakları uçuracak pilotlar yetişsin diye, hem İstanbul’da ve kendi memleketi Sivas’ta gök okulları açmış hem de Atatürk Hava Meydanı’nda gök şenlikleri düzenlemiş. 2000’li yıllardan sonra Türkiye, özellikle terörle mücadelede ihtiyaç duyduğu tüm teknolojiyi kendi imkanlarıyla geliştirme, üretme iddiasıyla yeni bir yolculuğa çıkmış. Biz İHA’ya ‘Heron’ diyorduk. ‘Heron’ İsrail’in insansız hava aracı markası. İsrail’den alınan bir takım uçaklar vardı, robot uçaklar. Fakat uçması gerektiğinde maalesef çoğu zaman uçmuyordu. İhtiyaç duyduğumuzda onlardan etkin şekilde maalesef yararlanamıyorduk. Türkler Bayraktar’la, Ankay’la, Akıncı’yla, Aksungur’la, Hürkuş’la, Hürşet’le, Atak’la, Gökbey’le, Kızıl Elma’yla, Kaan’la gökyüzüne imza attı” ifadelerini kullandı.

Başarı hikayesinin uzay alanına da taşınmasını ümit ettiklerinin altını çizen Bakan Kacır, şöyle konuştu:

“Uzay da en az savunma sanayi kadar stratejik bir alan. Önce 2018 yılının sonunda Türkiye Uzay Ajansı’nı kurduk ve 2021 yılının başında da 2030 için 10 büyük hedef ve Milli Uzay Programımızı dünyaya ilan ettik. Biz 20 yılda uzay teknolojilerinde önemli bir kabiliyet kazandık. 20 yıl önce görüntüleme uydularında ortak üretimle yola çıktık. Bilsat uydusunda üretim faaliyetlerine dahil olduk. Daha sonra Rasat görüntüleme uydusunu yerli olarak ürettik. Daha sonra Göktürk görüntüleme uydusunu yerli olarak ürettik ve nihayetinde görüntüleme uydularının bütün alt sistemlerini yerli ve milli olarak geliştirme kabiliyeti edindik.”

Haberleşme uygularını da yerli ve milli olarak geliştirmek gerektiğine inandıklarını vurgulayan Bakan Kacır, “TÜRKSAT 6A’yı üretmeye yönelik projeyi başlattık. İnşallah önümüzdeki 3-4 ay içerisinde TÜRKSAT 6A’yı uzaya gönderecek ve kendi haberleşme uydularını üretebilen 10 ülkeden biri olacağız. Uzaya erişimde de iddia sahibiyiz” diye konuştu.

Türkiye’nin aya erişim programının bulunduğunu anlatan Bakan Kacır, “Uzay ekonomisi 600 milyar dolarlık bir ekonomi. Dünyada yılda uzay ekonomisi 600 milyar dolara gelmiş. Yüzde bir alsak altı milyar dolar olacak. Yüzde 10 alsak altmış milyar dolar yapar. Bir yandan da bu büyüyecek. Bütün savunma sanayi sistemlerimiz ve hatta bütün kritik sivil teknoloji uygulamalarımız aslında uzay teknolojileri tabanla çalışıyor. Her birimiz eve giderken, yol bulurken navigasyon kullanıyoruz. Bunlar GPS uyduları sayesinde çalışan teknolojiler” cümlelerini aktardı.

TEKNOLOJİ VE İNOVASYON MERKEZİ PROJESİ

Cumhur İttifakı İzmir Büyükşehir Belediye Başkan adayı Hamza Dağ da İzmir’i bilişimin ve teknolojinin merkezi yapacaklarını belirtti. İzmir’in ekonomisini gelecek dönemde ayağa kaldıracak alanların başında bilişim sektörünün geldiğini söyleyen Dağ, şu ifadeleri aktardı:

“Alsancak Limanı’nın arka alanını, teknoloji ve inovasyon merkezi haline getireceğiz. Yüksek Teknoloji Enstitüsü’ndeki Teknopark ile birlikte bunu entegre ederek bilişimin İzmir’de önünü sonuna kadar açacağız. Tarihi elektrik fabrikasını, yazılım sektörü ve teknoloji girişimcilere sunarak, geçmişle geleceği buluşturacağız. Teknoloji ve inovasyon merkezimiz de bilişim, otonom araç teknolojileri ve yapay zeka uygulamalarına kadar birçok ekosistem kurulması için altyapı hazırlayacağız. Robotik ve kodlama atölyeleri, oyun ve animasyon teknolojileri, yazılım geliştirme ve girişimcilik merkezleriyle 5 yıl sonra yazılım dünyasında İzmirli gençlerimizin dünyada ses getirdiğine hep birlikte şahit olacağız.”

Ege Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Necdet Budak, Türkiye’nin ilk astronotu Alper Gezeravcı’yı üniversitede ağırlamaktan mutluluk duyduklarını ve Ege Üniversitesi olarak bilim ve teknoloji öncelikli ekosistemi güçlendirerek, Türkiye yüzyılını Türk bilim yüzyılı yapmak için çalışacaklarını belirtti.
Uzay yolculuğuna çıkmadan önce astronot olmak için başından geçen aşamaları öğrencilerle paylaşan Türkiye’nin ilk astronotu Alper Gezeravcı, “Çocukluğundan itibaren havacılıkla ilgili bir hevesi, bir hayali zihninde taşıyabilmiş, bu hayalin peşinde koşabilmiş, hasbelkader havacılığın çeşitli alanlarında uçma şansı bulabilmiş bir kardeşiniz olduğum halde, iş uzaya geldiğinde bir adım durup boynumu bükmek zorunda kalıyorum. Çünkü o güne kadar belgesellerde, sinemalarda, internette, kitaplarda uzayla ilgili bir şey geçtiğinde, belki bulunduğum yaşın olmaması gerektiği şekilde çok daha üstüne bir olgunlukla kendime şunu terk ediyordum, ‘bu hayal başka milletlerin çocuklarının hayali. Elinde olan mutlulukla geçinmeyi bil.’ Dolayısıyla iş uzay konusuna geldiğinde ısrarla kendimi bu alanda hayal kurmaktan uzak tutuyordum. O günün şartlarında ülkemizin imkanlarıyla bunu gerçekleştirmenin mümkün olmadığının idrakı içerisinde kesinlikle bu hayalden uzak duruyordum” diye konuştu.

“TÜBİTAK Uzay’ın sitesinden ilgili kriterleri incelemeye başladım. Yaklaşık 3 buçuk 4 sayfalık bir gereklilik listesi ortaya koyulmuştu. Sona geldiğinde bütün kriterler tutuyordu” diyen Gezeravcı, şunları kaydetti:

“Bu andan itibaren 3 haftalık düşünce sürecinin içerisine girmek zorunda kaldım. Çünkü o güne kadar hayal dahi ekmekten uzak durduğum bir konuda ülkemiz 100’üncü yılımızda, geleceğimizin teminatı olan kardeşlerimize özgüven kaynağı olabilecek bir hedef koymuş ve o güne kadar hayal kurmaktan dahi uzak duran bir insan pozisyondaydım. 3 hafta boyunca açık kaynaklardan erişebildiğim, hali hazırda yazılmış kitaplarda, bu işi yapmış olan, görevde olan ve emekli olan astronotların, süreci yöneten ajansların, konuyla ilgili paylaşmış oldukları bütün resmi, gayri resmi kaynakları okumaya çalıştım. Yazılmış bir kaç tane bütün hissiyatlarını aktaracak şekilde astronotların kitaplarını okumaya çalıştım.”

Yürüttükleri bilimsel çalışmalardan da bahseden Gezeravcı, “Asıl yürüttüğümüz bilim operasyonları vardı. Deneyimlerimizi, bilim insanlarımızın kendi laboratuvarlarında, kendi çalışma ortamlarında şehir şehir gezerek, Türkiye’ye gelip burada çalışma imkanı bulduk. Bir diğer gelişimizde hocalarımızı Ankara’ya toplayarak, Ankara’da TÜBİTAK yerleşkesinin içerisinde tüm deneyleri tekrar çalıştık. Üçüncü sırada hocalarımızı deney düzenlikleriyle birlikte ABD’ye getirdik. ABD’nin de Uluslararası Uzay İstasyonunda modülleri NASA’nın testlerinde. Kontrol merkezi var, orası da bilimsel deneylerin kontrol süreçlerini yürütüyor. Deneylerimizi bir kez de orada tekrardan çalışma imkanı bulduk” dedi.

“İNSANOĞLU GÜNÜN BİRİNDE MARS’A ERİŞECEK VE BU SÜRE ÇOK UZAK DEĞİL”

Deneylerinin rastgele seçilmiş deneyler olmadığını söyleyen Gezeravcı, “1 tane görevi tamamladık. 9 tane görev alanında, Türkiye’nin koymuş olduğu hedeflerle ilgili çalışmalar devam ediyor. Deneyler de tıpkı bizim astronot seçim süreci gibi yine Türkiye Uzay Ajansı’nın kontrolünde bir deney seçim sürecinin sonunda belirlerdi. Burada amaç Türkiye Cumhuriyeti’nin bundan sonraki uzay alanında yapmaya çalıştığı ve koyduğu hedeflere erişme yolunda, ileride daha da büyüyen uzay ekosisteminden pay almaya imkan tanıyacak, uzayda kurulacak farklı ekosistemlerde bir alt birleşen oluşturabilecek deney alanlarındaki çalışmalardı. İnsanoğlu günün birinde Mars’a erişecek ve bu süre çok uzak değil.” İfadelerine yer verdi.

Gezeravcı, Haziran-Temmuz aylarında da yapılan 13 deneye ilişkin bulguları kamuoyunun öğrenmiş olacağının altını çizdi.

Konuşmalar ve plaket töreninin ardından Rektör Budak, Bakan Kacır ve Alper Gezeravcı, sahneye çıkarak özçekim yaptı. Konuşmaların ardından Alper Gezeravcı’ya Ege Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Necdet Budak tarafından plaket takdim edildi.

Z kuşağı için miyop salgını başladı. Sonu körlüğe kadar bile gidebiliyor

0

Uzmanlar, Z kuşağında ‘körlük salgınının’ yaklaşmakta olduğu konusunda uyarıyor. Yapılan araştırmalar, son 20 yılda hem ülkemizde hem de dünya genelinde çocukluk çağı miyop görme bozukluğunun ciddi oranda arttığını gözler önüne seriyor. Bunun sebebinin ise ilk olarak günümüz çocuklarının önceki nesiller kadar dışarı çıkmaması olduğu düşünülüyor. Üstelik uzmanlar miyopluğun sadece gözlük sipariş etmek anlamına gelmediği, ciddi vakaların körlüğe yol açabileceği konusunda uyarıyor. İşte çok ilginç detaylar…

Ekran başında geçirilen aşırı zaman, Z kuşağının yetişme çağında hayati önem taşıyan doğal ışıktan mahrum kaldığı ve bunun da görme yetileri üzerinde uzun vadede yıkıcı bir etki yaratabileceği anlamına geliyor.

2000’li yılların başında yüzde 20 olarak bildirilen çocukluk çağı miyop görme bozukluğu dünya genelinde yer yer değişmekle beraber yüzde 40’lara 50’lere ulaştı. Uzmanlara göre bu rakamlar ‘salgın’ seviyesine ulaşmış durumda. Göz cerrahı Dr. Joern Jorgensen durumun daha da kötüye gideceği uyarısında bulundu.

Dr. Jorgensen, çocukların ergenlik çağında çok önemli bir dönemde kapalı alanda cihaz başında kalmalarının yeterli dopamin alamadıkları anlamına geldiğini ve bunun da gözlerine zarar verdiğini söyledi. İkinci faktör ise telefon ve tabletlere yüzünden birkaç santim uzakta bakarak geçirilen süredir ki bu da miyopluk ya da kısa görüşlülük gelişmesine neden oluyor.

ÇOCUKLAR DIŞARI ÇIKMIYOR, YAŞADIĞIMIZ ŞEY BİR SALGIN

Londra’daki muayenehanesinde çalışan ve dünya çapında 44 göz cerrahisi kliniğinin CEO’su olan Dr. Jorgensen, Çin’in bazı bölgelerinde miyopluk seviyelerinin yüzde 30’dan yüzde 95’e ve üzerine sıçradığı bilgisini veren Dr. Jorgensen, çocukların boş zamanlarını geçirme biçimlerinde büyük bir değişiklik yapılmazsa aynı durumun dünya genelinde yaşanacağı konusunun dikkatle altını çizdi.

Jorgensen, “Çocuklar önceki nesiller kadar dışarı çıkmıyor, ihtiyaç duydukları her şey cihazlarında önlerinde. Bu da hayatlarının kritik bir döneminde doğal güneş ışığı alamadıkları anlamına geliyor ve bu da miyopide çok belirgin bir artışa neden oluyor. Durum endişe verici ve gördüğümüz şey bir salgın” dedi ve ekledi:

Gün ışığında futbol oynamak, herhangi bir spor yapmak ya da sadece arkadaşlarla oynamak için dışarı çıkmak, dopamin salgılayan kimyasal bir sürece neden olur. Bunun, gözde miyopluğa neden olan büyüme türüne karşı bir engelleyici olduğunu biliyoruz. Gözün yatay kısmı uzar ve büyümeye devam ederek odaklanmayı zorlaştırır. Çocukları dışarı çıkmaya ve daha fazla spor yapmaya teşvik edebiliriz, ancak sosyal medyanın hayatlarında bu kadar önemli bir rol oynamasıyla zaten olanları tersine çeviremezsiniz.”

Dr. Jorgensen, ikinci zarar verici faktörün ise gençlerin yaptıkları yakın işlerin miktarı olduğunu söyledi, “Yüzden birkaç santim uzakta bir ekrana sahip olmak, gözlerin daha az kırpışması ve saatlerce yakın görevlere odaklanırken aşırı telafi anlamına gelir. Gözdeki kasların gerilmesi ve lensin kayması, göz küresinin kademeli olarak uzamasına ve uzaktaki nesnelere odaklanma şeklimizin zarar görmesine neden olur” ifadesine yer verdi.

Uzmanlar, miyopluğun sadece gözlük sipariş etmek anlamına gelmediği, ciddi vakaların körlüğe yol açabileceği konusunda uyarıyor. Araştırmalar, gençlerde kötü miyop vakalarının makula dejenerasyonuna daha yaygın bilinen adıyla sarı nokta hastalığına yakalanma olasılığını yüzde 41 oranında artırdığını gösteriyor. Bir türü yaşa bağlı olan maküler dejenerasyon, körlüğün önde gelen nedenlerinden biridir.

MİYOP HASTALIĞI BAŞKA SORUNLARA DA NEDEN OLUYOR, KÖRLÜĞE KADAR GİDEBİLİYOR

Dr. Jorgensen, “Yaşa bağlı makula dejenerasyonu (YBMD) tedavisi NHS’nin (Birleşik Krallık Ulusal Sağlık Sistemi) karşı karşıya olduğu en büyük maliyetlerden biri ve kaynaklar üzerinde büyük bir yük oluşturuyor. YBMD tedavisinde kullanılan ilacın tek bir enjeksiyonu 1.000 sterlin ve hastanın her ay bu enjeksiyonu yaptırması gerekiyor, aksi takdirde kör olma riski var” dedi ve şu bilgileri verdi:

“Ciddi görme azlığı, glokom ve retina dekolmanı gibi diğer ciddi durumların gelişme olasılığını da önemli ölçüde artırmaktadır. Bu çok ciddi bir durum, yüksek miyopluk vakalarına 30 kat daha sık rastlıyoruz ve bu da göz hastalıklarının dört nedenini tetikliyor; katarakt, glokom, retina dekolmanı ve makula dejenerayonu.”

Z kuşağı için ‘miyop salgını’ başladı Çocuklar dışarı çıkmıyor, sonu körlüğe kadar bile gidebiliyor

TELEFON VE TABLETLER ‘BEBEK BAKICISI’ OLARAK KULLANILIYOR

Batı Yorkshire, Wakefield’daki Pinderfields Hastanesi’nden Dr. İrfan Jeeva, dijital cihazlara maruz kalma nedeniyle daha fazla gencin gözlüğe ihtiyaç duyduğunu söyledi.

Telefon, tablet ve televizyonların sıklıkla ‘bebek bakıcısı’ olarak kullanıldığını söyleyen Dr. Jeeva, ebeveynleri çocuklarının ekran başında geçirdikleri zamanı sınırlamaları konusunda uyardı, “Bu konuda hala bir şeyler öğreniyoruz, ancak ekrana daha fazla maruz kalmanın görsel sağlığınızı, zihinsel sağlığınızı, fiziksel sağlığınızı ve duygusal sağlığınızı etkileyebileceğine inanmam için yeterli veri var” dedi.

ARAŞTIRMA SONUÇLARI ÇOK ŞEY ANLATIYOR

Global Myopia Awareness Coalition (Küresel Miyopluk Farkındalık Koalisyonu) tarafından yapılan araştırma, günümüzde çocukların yarısından fazlasının (yüzde 52) ebeveynlerinin küçükken oynadıklarından daha az dışarıda oynadığını ortaya koydu.

Her üç ebeveynden biri (yüzde 31) çocuklarının ekran bağımlısı olduğuna inanırken, yüzde 54’ü çocuklarının televizyon izlemeye, video oyunları oynamaya veya tabletle etkileşime girmeye daha az zaman ayırmasını istediklerini söyledi.

Ebeveynlerin 10’da dördünden fazlası (yüzde 45) yüksek ekran süresinin göz sağlığı üzerinde olumsuz bir etkisi olabileceğinin farkında değilken, yüzde 51’i açık havada vakit geçirmenin miyopluğu geciktirebileceğini bilmiyordu.

YÜZDE 20’DEN 50’LERE ÇIKTI

Göz Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Abdullah Özkaya, hem ülkemizde hem de dünya genelinde Z kuşağı için göz bozukluklarında ciddi bir artış olduğunu doğruladı, “Özellikle uzak görme sorunu olarak tanımladığımız miyop sıklığı dünya genelinde çok ciddi bir artış gösterdi. Genelde 2000’li yılların başında yüzde 20 olarak bildirilen çocukluk çağı miyop görme bozukluğu dünya genelinde yer yer değişmekle beraber yüzde 40’lara 50’lere ulaştı” dedi.

“Artış durumu için ‘salgın’ demek doğru olur mu?” diye sorduğumuz Prof. Dr. Özkaya, “Tabii salgın yani pandemi kavramı tüm dünyayı etkileyen enfeksiyon hastalıkları için kullanılıyor. Bilimsel dille direkt tanım olarak bir miyop pandemisi var diyemesek de böyle bir durum söz konusu” cevabını verdi.

NE KADAR ÇOK EVDE GEÇİRİLEN SÜRE O KADAR ÇOK MİYOP

Çocukların daha az dışarı çıkmasının göz bozukluklarının artmasında büyük bir etken olduğunu, bunun bilimsel olarak kanıtlanmış bir gerçek olduğunu söyleyen Özkaya, “Ne kadar çok yakına bakış ne kadar çok evde geçirilen süre o kadar sık miyop anlamına geliyor” dedi ve şu detayları verdi:

— Ne kadar çok dışarıda geçirilen vakit o kadar az miyop diyoruz. Özellikle pandemi döneminde eve kapanan ve uzaktan eğitim almak durumunda kalan çocuklarda devamlı yakın çalışma durumu ortaya çıktığı için tüm dünyada zaten artmakta olan miyop sıklığı daha da arttı. En büyük etkenin de bu olduğunu söyleyebiliriz.

 Ben kişisel olarak bu durumu evrimsel bir dönüşüm olarak değerlendiriyorum. Genel bir kavram olarak miyop rahatsızlığı olan kişilerin gözlük takmayan (emetrop), hipermetropisi olan (yakın görme sorunu) olan kişilere göre yakın görmeleri daha iyidir. Yani miyoplar yakını diğer insanlara göre daha iyi görürler.

 Çocukluk çağından itibaren yaşantısının büyük bölümü kapalı alanlarda geçen insanlarda da böyle bir evrimsel değişimin gelişmekte olduğunu görüyoruz.

 Devamlı dijital ekran kullanımı, devamlı yakın çalışma, günde 2-3 saatten fazla cep telefonu kullanımı gibi durumlar bir araya geldiğinde günlük hayatta neredeyse uzak görmemizi hiç kullanmaz olduk. O nedenle tüm insanlığın gözleri miyopiye doğru bir değişim gösteriyor gibi bir durum söz konusu.

 Tabii bu yüzyıllar boyunca gelişecek bir süreç ve şu an için bu bir tahminden öteye bir durum olmadığını söyleyebiliriz.

BU İŞARETLERE ÇOK DİKKAT EDİN

Küçük yaşta meydana gelen göz bozukluklarını özellikle de miyopiyi anlamanın en önemli ipucunun çocuğun bizim belli mesafelerden çok rahat gördüğümüz şeyleri görememesi olduğundan bahseden Özkaya, “Bunun haricinde gözlerini kısarak bakmak da miyop görme bozukluğu olan çocuklarda önemli bir bulgu. Özellikle okulda öğrenme güçlüğü, tahtayı görmekte zorlanma gibi sorunlar da tanıda yol gösterici oluyor” dedi.

MİYOPİNİN ÖNÜNE GEÇMEK İÇİN AİLELERE KRİTİK ÖNERİLER

Prof. Dr. Abdullah Özkaya, ailelere çocukluk çağı miyopisinin ve göz problemlerinin önüne geçmek için önerileri sıraladı:

 Bu konuda en basit öneri gerekmedikçe dijital ekran kullanımından kaçınmak. Bu ne demek peki? Zaten çocuklar derslerini çalışırken çok ciddi yakın mesafe çalışması yapıyorlar. Bu, miyop gelişimine ciddi bir etki yapıyor. Bir de üzerine telefon ve tablet kullanımı gelince, bunların kullanımı da uzun süreler olunca miyop gelişimi kaçınılmaz oluyor. Biz de çocuklarımıza az ders çalış diyemeyeceğimize göre gereksiz dijital ekran kullanımını engellemeliyiz.

 Benim genel önerim şöyle oluyor; 0-3 yaş arası mutlaka ekran diyeti yapılmalı, yani hiç ekran önermiyoruz. 3-10 yaş arası günde en fazla 1,5-2 saat ekran kullanımına müsaade ediyoruz. Bunun da yarısı interaktif ekran yarısı da pasif ekran, yani yarısı tablet yarısı televizyon olacak şekilde olmasını öneriyoruz.

 Gönül ister ki çocuklarımızı dijital ekrandan hep uzak tutalım, ama diğer taraftan çağımızın gerçeklerinden de kaçamayacağımız malum. 10 yaş sonrası dönemde ise, genç hastalara tüm süreci anlatıyoruz, ne kadar az dijital ekran o kadar sağlıklı gözler diyoruz. Daha büyük ekranların daha az zararlı olduğunu da ekliyoruz.

 Ben günlük pratiğimde sağlıklı çocuklar için yılda bir kez muayene öneriyorum. Fakat gözlük takan, göz kayması olan veya göz tembelliği gibi sorunları olan çocuklar için daha erken yani 3-6 ay arası periyodlarda kontroller gerekebiliyor.

Hedefteki kadın Rose Hanbury’den yasak aşk açıklaması

Galler Prensesi Kate Middleton’ın 16 Ocak’ta geçirdiği ameliyatın ardından ortadan kaybolmasının yarattığı yankı sürüyor. Kate’in sağlığıyla ilgili türlü komplo teorileri ortaya atılırken bir yandan da William’la evliliklerinde sorun olduğu ve aslında yokluğunun sebebinin bu olduğu da bitmeyen söylentiler arasında…

Kate Middleton’ın sebebi açıklanmayan ağır bir karın bölgesi operasyonun ardından epey zaman geçti ancak kimse hâlâ ona gerçekte ne olduğunu bilmiyor…

ORTADA NET AÇIKLAMA YOK: ADETA “ÇUVALLADILAR”

Ortada ne operasyonun sebebi ne de prensesin sağlık durumuyla ilgili net bir açıklama var.

Kate ve William’ın arasına girdiği söyleniyordu… Hedefteki kadın Rose Hanbury’den “yasak aşk” açıklaması

Kate Middleton’ın sağ ve sağlıklı olduğunu kanıtlamak için paylaştığı bu fotoğrafın üzerinde oynandığı ortaya çıktı hatta fotoğrafın belki de hiç çekilmediği iddia ediliyor

Buckingham ve Kensington Sarayları da şüpheleri ortadan kaldırmak için attıkları her adımda deyim yerindeyse biraz daha “çuvallamış” durumdalar.

Kate Middleton’ın birkaç hafta önce annesinin kullandığı arabadaki görüntüsü de kendisinin geçen hafta sonu İngiltere’nin Anneler Günü için yaptığı fotoğraflı paylaşım da tam bir fiyaskoyla sonuçlanmıştı.

Kate ve William’ın arasına girdiği söyleniyordu… Hedefteki kadın Rose Hanbury’den “yasak aşk” açıklaması

Kate Middleton ve üç çocuğu en son 25 Aralık’taki Noel ayini sırasında görülmüştü

ONU GÖREMEDİKÇE ÇILGIN KOMPLO TEORİLERİ ÜRETMEYE BAŞLADILAR

Sadece kendi ülkesinde değil dünya çapında milyonlarca hayranı olan güzel prensesinin ortalarda görünmediği süre arttıkça sosyal medya yoluyla yayılan komplo teorileri de giderek çılgınlaştı.

Onun aslında öldüğü ya da felç olduğu, aslında kanser olduğu, çocuk düşürdüğü ya da aldırdığına dair birçok teori ortalığa saçıldı.

Sağlık durumu belirsizliğini koruyan Kate Middleton’la ilgili olarak evliliği konusunda da sayısız yorum yapıldı; ortadan kaybolmasının nedeninin aslında William’dan ayrılmak istemesi ya da William’ın onu terk etmeye çalışması olduğu söylendi.

Kate ve William’ın arasına girdiği söyleniyordu… Hedefteki kadın Rose Hanbury’den “yasak aşk” açıklaması

Kate Middleton ve Prens William’ın arasına girdiği iddia edilen kadın Leydi Rose Hanbury… Çift onunla sık sık kraliyet etkinliklerinde bir araya geliyordu hatta iki kadının arkadaş olduğu da biliniyor

Ve bu evlilik spekülasyonları arasında bir tanesi deyim yerindeyse aldı başını gitti… İddialara göre William’ın uzun süredir bir “metresi” var ve aslında Kate Middleton’dan ayrılmak istiyor.

WILLIAM AİLE DOSTLARININ EŞİYLE YILLARDIR YASAK AŞK MI YAŞIYOR?

İlişki yaşadığı bu kişi de çok yakınlarında: Çiftin aile dostları ve kraliyete oldukça yakın bir aileden bahsediyoruz…

2009’da bir Marki olan ve Buckingham Sarayı ile yakın ilişkiler içinde olan David Cholmondeley’yle evlenen Leydi Rose Hanbury’nin William’la bir yasak aşk yaşadığı söylentisi aslında saray çevrelerinde son yıllarda sıkça dillendiriliyordu.

Kate ve William’ın arasına girdiği söyleniyordu… Hedefteki kadın Rose Hanbury’den “yasak aşk” açıklaması

Eski bir model olan Leydi Rose Hanbury kendisinden yaşça epey büyük olan Marki ile evlenerek sarayla yakın ilişkiler kurdu

Kate’in bir anda gizemli bir şekilde ortadan kaybolmasıyla birlikte bu ilişkiyle ilgili söylentiler de giderek ciddileşti. Birçok insan Kate’in yok oluşunu bu yasak aşka bağladı.

“ÖTEKİ KADIN” EN SONUNDA AÇIKLAMA YAPMAK ZORUNDA KALDI

Leydi Rose Hanbury de en sonunda Kate Middleton’ın kocası Prens William ile ilişkisi olduğu söylentileri karşısında sessizliğini bozmak zorunda kaldı.

40 yaşındaki üç çocuk annesi Hanbury, avukatları aracılığıyla Business Insider’a verdiği demeçte William ile ilişkisi olduğu söylentilerinin “tamamen yanlış” olduğunu söyledi.

Kate ve William’ın arasına girdiği söyleniyordu… Hedefteki kadın Rose Hanbury’den “yasak aşk” açıklaması

Marki David Cholmondeley ve eşi Leydi Rose Hanbury

İkili arasındaki flört iddiaları 2019 yılına kadar uzansa da, Kensington Sarayı’nın 42 yaşındaki Galler Prensesinin ocak ayında karın ameliyatı geçireceğini açıklamasının ardından söylentiler iyice alevlendi.

Kate ve William’ın arasına girdiği söyleniyordu… Hedefteki kadın Rose Hanbury’den “yasak aşk” açıklaması

Leydi Rose Hanbury’nin kızının William’dan olduğunu söyleyen bile var

GİZEMLİ YOK OLUŞ EVLİLİĞİYLE İLGİLİ DEDİLER

Middleton’ın aylar süren gizemli yok oluşu, birçok kişinin üç çocuk paylaştığı 41 yaşındaki William ile evliliğinin durumu hakkında spekülasyon yapmasına neden olmuştu.

Kate Middleton’ın basın sözcüleri onun “planlı karın ameliyatı” nedeniyle hala iyileşme sürecinde olduğunu ve Paskalya’ya kadar görevine devam edemeyeceğini açıklamıştı.

Kate ve William’ın arasına girdiği söyleniyordu… Hedefteki kadın Rose Hanbury’den “yasak aşk” açıklaması

Ancak prensesin sağlığıyla ilgili şüpheleri ortadan kaldıracak bir açıklama gelmemesi şüphelerin büyümesine neden oldu.

3 KEZ GÖRÜNTÜ VERDİ, ÜÇÜ DE FİYASKOYA DÖNÜŞTÜ

Halkın karşısına hiç çıkmayan Kate, bunun yerine gerçekliği şüpheli görüntüler verdi. Hatta en son dün William’la birlikte Windsor Şatosu civarında alışveriş yaparken çekilmiş bir videosu da ortaya çıktı.

Ancak diğer görüntülerde olduğu gibi yine her şey buğulu görünüyor, videodaki kadın Kate’e benzemiyor sadece onu biraz andırıyordu.

Kate ve William’ın arasına girdiği söyleniyordu… Hedefteki kadın Rose Hanbury’den “yasak aşk” açıklaması

Bu fiyaskoların ardından şüpheler de söylentiler de iyice arttı. Leydi Rose Hanbury, benim bu işle ilgim yok dese de komplo teorileri bu ilişkini doğru olduğunu söylüyor.

KÜÇÜK KIZI ASLINDA WILLIAM’DAN DEDİLER

Hatta Leydi Rose Hanbury’nin en küçük çocuğu olan kızının William’dan olduğu söylentileri de yayıldı. Prenses Charlotte’la aynı zamanda doğan bu kız çocuğunun bu yasak aşkın meyvesi olabileceği iddia ediliyor.

Kate ve William’ın arasına girdiği söyleniyordu… Hedefteki kadın Rose Hanbury’den “yasak aşk” açıklaması

Kate’in bu ilişkiden haberdar olduğu ve yıllar boyunca bu sebepten ruhen ve bedenen çok yıprandığı söyleniyor 

YILLAR SÜREN İHANET KATE’İ PERİŞAN ETTİ

Kate Middleton’ın da bunu öğrendiği ve William’la bu yüzden tartıştığı, yıllardır ihanete uğramasının utancını ve üzüntüsünü kaldıramayıp ruhen ve bedenen çöktüğünü iddia eden azımsanmayacak sayıda saray kaynağı var…

Ramazan Bayramı tatili 9 gün oldu. Erdoğan’dan idari izin açıklaması

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan Şoför Esnafıyla İftar Programı’nda açıklamalarda bulundu. Erdoğan, “Meclisin açılmasıyla birlikte dolmuş ve minibüs esnafımızın plakalarına dair mülkiyet sorunlarıyla ilgili mağduriyetleri inşallah gidereceğiz” dedi. Erdoğan, Ramazan Bayramı tatilinin 9 gün olduğunu açıkladı. Erdoğan, “Kamu çalışanları 1,5 gün idari izinli sayılacak.” ifadelerini kullandı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan Şoför Esnafıyla İftar Programı'nda konuştu. Ramazan Bayramı tatili 9 gün oldu. Erdoğan'dan idari izin açıklaması

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan Şoför Esnafıyla İftar Programı’nda açıklamalarda bulundu.

Erdoğan, kamu çalışanlarının Ramazan Bayramı tatilinin 9 güne çıkarıldığını duyurarak “Özel sektörümüzün de böyle bir yaklaşıma sahip olduğunu biliyoruz” dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın konuşmasından öne çıkanlar şöyle:

İlk olarak AFAD tarafından inşası tamamlanan deprem konutu ve köy evinin anahtar teslimini gerçekleştirdik. Teslim ettiğimiz deprem konutu sayısı 76 bini aştı. Ardından yeni metronun açılış törenine iştirak ettik. Akabinde Mamak’ta toplu açılış törenimiz vardı. 62 kalem eser ve projeyi hizmete açtık. Yatırımların ülkemize hayırlı olmasını diliyorum.

Bu sofra muhabbet sofrası. Şoför esnaflarımızla bizim özel bir dostluğumuz vardır. Siyasete atıldığımız ilk dönemden itibaren sizlerle dertleştik hasbihal ettik. Sizlerle yakın irtibat halinde olduk. Türkiye’nin nabzını tutarken sizlerin fikirlerinden istifade ettik.

İZMİR’DE YAŞANAN OLAY

İzmir’de geçen ay yaşanan hadise taksicilerin nasıl evlerine ekmek götürmeye çalıştığını göstermiştir. Daha sonra şoförlerimizi hedef alan haberler medyaya yansıdı. Bazı örnekler üzerinden şoför esnafı kardeşimin ötekileştirildiğini ve nefret objesi haline getirilmeye çalışıldığını görüyoruz. Bu kabul edilemez bir durumdur. Taksiciyi öldüren hesabını verdi.

“DOLMUŞ VE MİNİBÜS ESNAFIMIZIN PLAKALARA DAİR MÜLKİYET SORUNU GİDERECEĞİZ”

Milletin yetki verdiklerinin görevi suçu başkasına yıkmak değil bunlara çözüm üretmektir. Ankara ve İstanbul başta olmak üzere büyükşehirlerimizde artan trafik keşmekeşinden şoför kardeşlerim herkesten çok etkileniyor. Şoför kardeşlerim günün 24 saati çalışıyor. Yol medeniyettir düsturuyla gece gündüz çalışarak ülkemizi ulaştırmada dünyada parmakla gösterir hale getirdik. Otoyol uzunluğunu 3 bin 726 km’ye, köprü ve viyadük uzunluğunu 774 km’ye, karayolu tünel sayımızı 495 adede çıkararak ulaştırma alanında büyük bir dönüşüme imza attık. Meclis’in açılmasıyla birlikte dolmuş ve minibüs esnafımızın plakalara dair mülkiyet sorununa dair sorunları gidereceğiz. aynı düzenlemede halk otobüsü esnafımızın faaliyetlerine devam edebilme haklarını korumaya alacağız. Bakanlığımız mevzuat hazırlığını yaptı, seçimden sonra parlamentonun takdirine sunuyoruz.

Biz büyükşehirde Turgut Altınok kardeşim ve ilçe adaylarımızla eser ve hizmet siyasinde emin adımlarla yürümeyi sürdüreceğiz. Başta İstanbul olmak üzere Ankaramızı başkente yakışır şekilde hal almasını sağlayacağız.

BAYRAM TATİLİ 9 GÜN OLDU

Kamu çalışanlarımızın 10 Nisan’da başlayacak bayram tatilinde 1,5 günlük sürede idari izinli sayılacağını kamuoyumuzla paylaşmak istiyorum. Salı günkü yarım günü ve pazartesini bayram tatiline ekleyerek 9 günlük bir vakit verdik. Özel sektörümüzün de böyle bir yaklaşıma sahip olduğunu biliyoruz.

Evlilik kolay bir şey değil

Şarkıcı Meyra: Evlilik kolay bir şey değil

Ünlü şarkıcı Meyra, Mothers’ Life dergisinin yeni sayısına röportaj verdi.

Mehmet Ali Ilıcak ile mutlu bir evliliği olan ünlü şarkıcı “Evlilik kolay bir şey değil. Her iki tarafında yeri geldiğinde fedakârlık yapabilmesi gerekiyor. Bir taraf öfkeliyken diğer tarafın sakin kalabilmesi önemli diye düşünüyorum. Saygıyı kaybetmeden her şeyi konuşabilmek lazım” diye konuştu.

Şarkıcı Meyra: Evlilik kolay bir şey değil

Kemal ve Ali Kerim adında iki oğlu bulunan Meyra annelik hakkında ise şunları söyledi: “Anne olunca hayat, her şey çok değişiyor. Kendi yansımanızı çocuklarınızda görmeye başlıyorsunuz. O zaman da kendinizi daha iyi tanımaya başlıyorsunuz. Ben mi onları, onlar mı beni büyütüyor diye çok düşündüm. Çünkü anne olmak bir farkındalık getiriyor ve kendinizi geliştirmenize sebep oluyor. Annelik kişiyi olgunlaştıran bir şey. Ve içinizde sürekli bir vicdan muhasebesi hali var.”

Survivor’da korku dolu anlar. Ambulansla hastaneye kaldırıldı

0

Survivor All Star’da korkutan bir sakatlık yaşandı. Sakatlanan Gizem Memiç’in yarışmaya devam edip etmeyeceğini merak eden izleyici, Acun Ilıcalı’dan net bir yanıt beklerken Ilıcalı’dan açıklama geldi.

Survivor'da korku dolu anlar! Ambulansla hastaneye kaldırıldı adaya veda mı edecek?

Survivor All Star’da korkutan bir sakatlık yaşandı. Sakatlanan Gizem Memiç’in yarışmaya devam edip etmeyeceğini merak eden izleyici, Acun Ilıcalı’dan net bir yanıt beklerken Ilıcalı’dan açıklama geldi.

Reyting rekortmeni yarışma Survivor All Star’da heyecan dinmiyor.

Sevilen yarışmaya bu kez Gizem Memiç’in sakatlığı damga vurdu.

Dokunulmazlık oyunu sırasında sakatlanan Gizem Memiç acı içinde kıvranmaya başladı.

Gizem Memiç oyun alanında doktorların ilk müdahalesinin ardından ambulansla hastaneye kaldırılınca ekran başındaki izleyici korku dolu anlar yaşadı.

Gizem’in sağlık durumunu ise Acun Ilıcalı ada konseyinde şöyle açıkladı:

“Gizem’in ciddi bir sakatlanması oldu. Gizem’in şu andaki durumu ciddi bir tehlike hissettiriyor. Gerçekten hiç unutmadığım bir cümlesi, Survivor’ı en çok kalmayı isteyen benim demişti. Daha belirli bir şey yok ama çok tehlikeli bir durum gözüküyor. Dizdeki durum kötü. Geçmiş olsun diyoruz kendisine. Gelişmeleri söyleyeceğiz tabii ama parkurlarda kendinizi riske etmemeniz gerekiyor. MR’ı çekilecek İstanbul için görüşmeler olacak ondan sonra karar verilecek.”

Bu tahtı yıllarca beklemişti. Yürüyecek hali olmazsa arabayla götürecekler

İngiliz kraliyet ailesi Kraliçe 2. Elizabeth’in ölümünden bu yana bir türlü rahat yüzü görmedi. Tam aile üyeleri büyük acılarıyla başa çıktılar; artık yeni hayatlarına uyum sağlayacaklar derken beklenmedik olaylar birbiri ardına yaşanmaya başladı.

Önce Galler Prensesi Kate’in gizemli karın bölgesi ameliyatı, derken Kral Charles’ın kansere yakalanması, ailenin üzerindeki kara bulutları yoğunlaştırdı.

Şimdi bir yanda Kate Middleton’a ne olduğu ve bunca aydır neden halkın karşısına çıkmadığı tartışılırken bir yandan da Kral Charles’ın sağlık durumu merak konusu.

Kansere yakalandığı açıklandıktan sonra sık sık halkın karşısına çıkan Charles, bir süredir ortalarda görünmüyor.

Tedavisi nedeniyle bazı programları iptal edilen Kral, son olarak yeni bir söylentiyle gündemin ilk sıralarına yerleşti.

Özetlemek gerekirse tüm dünyada en çok konuşulan kişiler sıralamasında Kral Charles ile gelini Kate birbiriyle yarışıyor.

Kolay değil... Bu tahtı yıllarca beklemişti: Yürüyecek hali olmazsa arabayla götürecekler

YILLARCA BEKLEYİP TAHTA ÇIKTI AMA KEYFİNİ SÜREMEDİ

Yıllar boyunca bekleyip 70’li yaşlarının ortalarında tahta çıkan Charles hakkında son birkaç gündür konuşulan bir ayrıntı var.

Buna göre Kral, aynı zamanda ülkenin tahtında oturan kişinin doğum günü olarak da kutlanan önemli bir askeri geçit töreni olan Trooping The Colour adlı etkinliğe her ne olursa olsun katılacak.

Buradaki “her ne olursa olsun” kısmı Kral’ın kanser tedavisi ve buna bağlı sağlık durumuyla ilgili elbette.

Trooping The Colour adlı etkinlik yüz yıllardır bir gelenek olarak sürüyor ve ülkenin tahtındaki kişinin de doğum günü olarak kutlanıyor.

Bu askeri geçit töreninin en renkli kısmı ise kraliyet ailesinin Buckingham’ın balkonuna çıkıp halkı selamladığı anlar.

Kolay değil... Bu tahtı yıllarca beklemişti: Yürüyecek hali olmazsa arabayla götürecekler

HEP AT ÜSTÜNDE OLURDU 

İşte İngiliz basınının Charles’ın çalışanlarına dayanarak öne sürdüğüne göre Kral, tedavisi sırasında ne yaşarsa yaşasın, durumu ne olursa olsun mutlaka o törene katılacak.

Genel olarak geçit sırasında Kral Charles ve oğlu William, atları üzerinde ve askeri üniformaları içinde yer alıyor o törende. Yani yıllardır olan bu.

Fakat iddialara göre Charles’ın sağlık durumu bu yıl buna izin vermeyebilir. Yine de Kral, o törene katılma konusunda son derece kararlı.

Kolay değil... Bu tahtı yıllarca beklemişti: Yürüyecek hali olmazsa arabayla götürecekler

SON KARARI DOKTORLARI VERECEK

Hatta bu konuda daha şimdiden düşünülen ve planlanan bir yöntem var. Kral’ın at sırtında oturmak yerine tıpkı annesinin son dönemlerinde yaptığı gibi töreni hazırlanacak bir podyumda izlemesi.

Yani Kral Charles, eğer sağlık durumu izin vermezse tören alanına bir atlı arabayla gidip sonra da kendisi için hazırlanan podyumda oturabilir. Önümüzdeki haziran ayında yapılacak törende durumun ne olacağını doktorların kararı belirleyecek.

Trooping The Colour etkinliği için 15 Haziran tarihi belirlenmiş durumda.

Bu etkinliğin geçmişi 17’nci yüzyıla dayanıyor Yılın en önemli askeri geçit töreni olan etkinliğe binin üzerinde asker, müzisyenler ve 200 tane de at katılıyor.

Kolay değil... Bu tahtı yıllarca beklemişti: Yürüyecek hali olmazsa arabayla götürecekler

Kraliçe 2. Elizabeth, tahttaki 70’inci yılının kutlandığı 2022 yılında son kez Trooping The Colour etkinliğine katılmıştı. Ondan birkaç ay sonra da hayata veda etti.

Bütün dünya aylardır onu arıyordu. Başına gelenleri kendisi anlatacak

Dünya üzerinde hiç durmadan bir takım çarpıcı gelişmeler oluyor ardı ardına… Savaşlar, siyasi gerilimler, ölümler, doğumlar…. Ama son üç aydır bütün bunlar bir tek kişinin gölgesinde kaldı: İngiliz kraliyet ailesinin gelini, geleceğin İngiltere kraliçesi Kate Middleton.
Bütün dünya aylardır onu arıyordu...  Başına gelenleri kendisi anlatacak

Onunla ilgili hiçbir haberi okumayanlar bile bunun nedenini çok iyi biliyor artık…

Bu yılın ocak ayında karın bölgesinden ameliyat olduğu açıklanan Galler Prensesi, en son 25 Aralık’ta ailesiyle birlikte halkın karşısına çıktı. Sonra da kelimenin tam anlamıyla sırra kadem bastı.

Bütün dünya aylardır onu arıyordu...  Başına gelenleri kendisi anlatacak

FOTOĞRAFLAR BİLE BAZILARINI TATMİN ETMEDİ

Her ne kadar geçen ay annesi Carole Middleton ile birlikte paparazzi tarafından çekilen bir pozu ortaya çıksa da daha dün kocası William ile gittiği ileri sürülen pazar alışverişinde videosu çekilse de birçok kişiye göre o görüntülerdeki kadın kesinlikle Kate Middleton değil.

Zaten kendisinin paylaştığı ileri sürülen Anneler Günü pozunun üzerinde aşırı şekilde oynanmış olması da onunla ilgili bütün söylentileri alevlendirdi.

Bütün dünya aylardır onu arıyordu...  Başına gelenleri kendisi anlatacak

ORGAN NAKLİ İDDİASI 

Galler Prensesi Kate hakkında neler neler söylendi son üç aydır…

Kocası William tarafından aldatıldığı, kocasının sevgilisi Rose Hanbury’nin hamile olduğu, Kate’in açıklanandan daha ağır bir hastalığı olduğu….

Hatta son günlerde sosyal medyada dolaşan söylentilere göre Kate Middleton bir organ nakli geçirdi. Bu söylentinin nedeni de aşırı zayıflığı…

Bu yeni iddiaya göre Middleton, zayıf kalmak için ilaç kullandığından karaciğeri iflas etti. Bunun sonucunda da nakil geçirmek zorunda kaldı.

Bu iddiaların hangilerinin doğru olduğu asla bilinmiyor şu anda.  Bilinen tek konu İngiliz kraliyet ailesinin bu sessizliği sürdükçe söylentilerin de bitmeyeceği.

Aslına bakılırsa birçok kişiye göre bu sessizlik bitse bile bu kadar olup bitenden sonra yapılacak bir açıklama kimseyi tatmin etmeyecek

Bütün dünya aylardır onu arıyordu...  Başına gelenleri kendisi anlatacak

‘BAŞINA GELENLERİ KENDİSİ ANLATACAK’

Bu arada İngiliz The Sunday Times gazetesine konuşan İngiliz kraliyet ailesine yakın bir kaynak da günün birinde Kate Middleton’ın başına gelenleri çıkıp kendisinin açıklayacağını ileri sürdü.

Onun söylediğine göre Kate, bunun için doğru zamanı bekliyor.

Sağlığıyla ilgili açıklamasını da muhtemelen iyileştikten sonra katılacağı bir etkinlikte yapacak. Belki de bunun ardından bu konuda bir sosyal sorumluluk projesi gelecek.

İngiliz kraliyet ailesine yakın olduğu belirtilen ancak ismi açıklanmayan bu kaynak “Kate ile William, bu konuda açık olacaklardır. Olup biteni halka anlatacaklardır” dedi.

Bütün dünya aylardır onu arıyordu...  Başına gelenleri kendisi anlatacak

‘ACELE ETMİYOR… ZAMANIN GELMESİNİ BEKLİYOR’

Bu kaynağa bakılırsa Kate ve William, kamuoyunu bu kadar meşgul eden bu sağlık sorunu konusunda açık olmakta kararlı. Fakat bunu kendilerini tam olarak hazır hissetmeden yapmak istemiyorlar.

Bütün bunları ileri süren kaynak “Kate buna kendi içgüdüleriyle karar verecek. Her ikisi de acele etmeyecekler” dedi.

Herkes merak ediyor. Altın dolar borsa ve faiz

0

Küresel piyasalarda dengeler faiz, enflasyon, istihdam verileriyle yön bulurken iç piyasada da bu gelişmelerin yankıları gözlemleniyor. Döviz kurları, altın fiyatları, borsa hareketleri gibi piyasanın ana dinamikleri yatırımcıların tercihlerinde değişiklikler ortaya çıkarıyor. Merkez bankalarının faiz kararı haftasında piyasalarda beklentiler satın alınmaya başlandı. Fed’in faizi sabit tutması beklenirken faiz kararı sonrası Fed Başkanı Jerome Powell’ın şahin ya da güvercin açıklamaları önemle takip edilecek. Uzmanlar Borsa İstanbul’da 11 bin puanı işaret ederken döviz kurları için de tahminlerini açıkladı.

Piyasalarda hareketlilik devam ediyor. Altın rekor üstüne rekor kırarken, borsalarda dalgalı seyir izlenirken, döviz kurlarında faiz volatilitesi etkili oluyor. Merkez bankalarının faiz kararları piyasalar üzerinde etkili olurken bu hafta Fed ve TCMB’nin faiz kararı da yakından izleniyor. Özellikle Fed Başkanı Jerome Powell’ın geleceğe yönelik değerlendirmeleri önemle takip edilecek.

ALTIN REKOR ÜSTÜNE REKOR KIRIYOR

Altın fiyatları Fed’in faiz indirimine gideceğine yönelik beklentileri rekorlar eşliğinde fiyatlıyor. Gram altın son bir yılda yüzde 101 oranında yatırımcısına kazanç sağladı. Son bir aydaki kazanç ise yüzde 12’yi aştı. Fed’in faizi düşürmeye başlamasıyla birlikte dolarda oluşması beklenen güç kaybı nedeniyle altın fiyatlarında yükseliş olabileceği öne sürülüyor.

DÖVİZDE VOLATİL SEYİR DEVAM EDİYOR

Döviz kurlarındaki ılımlı yükseliş seyri devam ediyor. Dolar kuru son bir ayda yüzde 4.76 oranında yükseliş kaydetti. Son bir yılda dolar yüzde 71 kazanç sağladı. Ancak enflasyonun yüzde 67.07 oranında gerçekleştiği göz önüne alınırsa dolarda gerçekleşen reel getiri oldukça düşük kalıyor.

EURO DA ENFLASYONUN ÇOK AZ ÜSTÜNDE GETİRİ SAĞLADI

Euro son bir yılda yüzde 75 oranında getiri sağlarken son bir ayda yüzde 6 civarında kazanç oluştu.

BORSA İSTANBUL TARİHİ YÜKSEK SEVİYELERİNDE

Borsa İstanbul genel seçimlerin ardından yakaladığı yükseliş dalgasını Şubat ayında 9450 puana kadar yükseltti ve tarihi yüksek seviyesini gördü. Genel seçim döneminde 4481 puan seviyelerinde bulunuyordu. Böylece bir yıl olmadan Borsa İstanbul yüzde 100’ün üzerinde yükseliş gerçekleştirmiş oldu ve enflasyona karşı kazanç sağladı. Borsa İstanbul’da doğru hisselere yapılan yatırımlar yatırımcısının gelirini katlamış oldu.

“BİST İÇİN 11 BİN PUAN MUHAFAZAKAR KALABİLİR”

Ata Yatırım Araştırma Genel Müdür Yardımcısı Cemal Demirtaş, piyasalara yönelik beklentilerini açıkladı. Borsa İstanbul’un 11 bin puana ulaşabileceğini ve enflasyonist ortamda bu hedefin muhafazakar kalabileceğine değinen Demirtaş, dolar için de 41 lira tahminlerinin bulunduğunu belirtti.

Ata Yatırım Araştırma Genel Müdür Yardımcısı Cemal Demirtaş’ın açıklamaları şöyle:

“MERKEZ BANKASI FAİZ ARTIRABİLİR”

20 Mart’ta Fed’in, 21 Mart’ta TCMB’nin faiz kararlarını bekliyoruz. Fed’in faizleri sabit tutmasını beklerken, ileri dönük olarak muhtemel faiz indirimlerinin zamanlaması konusunda, Fed Başkanı Powell’ın, konuşmasında vereceği sinyaller global piyasalar açısından önemli olacaktır. Fed’in, faiz indirimleri için yılın 2’nci yarısını işaret edebileceğini düşünüyoruz. 21 Mart’ta TCMB’nin politika faizini 250 baz puan artışla yüzde 47.5’e yükseltebileceğini düşünüyoruz. Bu öngörümüzde, yılın ilk 2 hatta 3 ayında yüksek giden talep ve ek tedbirler alınması gerekliliği etkili olmuştur. Piyasa beklentileri, yatay olabileceği yönündeydi. Yerel seçimler öncesi TCMB’nin PPK faiz kararı ve ileri dönük açıklamaları da enflasyonun yüksek seyrettiği şu aylarda, ekonomi programına olan güvenin korunmasına yönelik açıklamalar yatırımcılara güven verecektir.

“BORSA İSTANBUL ENERJİ BİRİKTİRDİ”

BIST100 endeksinin uzun bir süredir dinlendiğini ve enerji biriktirdiğini düşünüyoruz. Yerel seçimler öncesi, Fitch’in Türkiye’nin kredi notunu yükseltmesi ve görünümü pozitife revize etmesinin ardından son 6 işlem gününde BIST100 endeksi günü eksi kapatmıştır. Mevcut 8700 seviyelerinin alım fırsatı yarattığını ve piyasanın özellikle yüksek enflasyondan dolayı, risklere odaklandığını ve fırsatları gözardı ettiğini düşünüyoruz. BIST100 için 12 aylık hedefimiz 11000 seviyesinde ve enflasyon etkisini düşündüğümüzde bu hedef de muhafazakar kalabilir.

“DOLAR İÇİN YIL SONU TAHMİNİMİZ 40-41 LİRA”

Açıkçası özellikle Fitch’in Türkiye’nin notunu yükselttiği haftada, döviz rezervleri konusunda spekülasyonların yapılması, piyasalarda aşağı yönlü volatilite yaratmıştır. Son haftalarda dövizdeki artışta, seçimler öncesi yapılan spekülasyonlar etkili olmuş, ekonomi yönetiminin açıklamalarına rağmen, enflasyon endişeleriyle TL üzerinde baskı oluşmuştur. Ana senaryomuzda, TL’de reel değerlenmenin devam edeceğini ve döviz artışının enflasyonun altında kalabileceğini düşünüyoruz. 2024 yıl sonu için Dolar/TL tahminimiz 40-41 seviyeleridir. Hâlihazırda dövizde sert bir yükseliş beklemiyoruz.

“YATIRIM FONLARINDA DİKKATLİ OLUN”

Yatırımcılar hisse seçimlerinde olduğu gibi fon seçimlerinde de oldukça dikkatli olmalılar ve fonların içerisindeki varlıkları da incelemeliler. Ardından, güvendikleri bir kurumun yatırım fonlarına yatırım yapabilirler. Risk profillerine göre hisse fonlarında değerlendirebilirler.

“KRİPTO VARLIKLAR KAPALI KUTU”

Açıkçası bizim için kapalı kutu, ama özellikle genç nesil bu enstrümana oldukça meraklı. Uzmanlık alanımız olmadığı için de önyargılı olmamaya özen gösteriyoruz. Öğrenmek maksatlı, varlığın %1’inin kriptolarda değerlendirilmesi düşünülebilir.

“ALTIN RİSKLERE KARŞI KORUMA MAKSATLI TUTULABİLİR”

Altın, özellikle faiz indirim süreci beklentilerine göre yönünü belirliyor. Altın’ın ons fiyatının 2.150-2.175 seviyelerinde seyrettiğini görüyoruz ve 2.000-2.150 aralığında seyretmesini de mâkul buluyoruz. Altın’ın -yatırım aracı olmasından ziyade- risklere karşı korunma maksatlı kullanılabilecek bir enstrüman olduğunu düşünüyoruz.

“MERKEZ BANKASI FAİZİ ARTIRIR”

Inveo Portföy Fon Yönetim Müdürü Eral Karayazıcı, Merkez Bankası’nın piyasaları soğutarak faiz artırımı yapıp enflasyonu düşürme yönünde amacının olduğunu belirtti.

Karayazıcı’nın değerlendirmeleri şöyle:

Türkiye’de enflasyon dinamikleri çok kuvvetli ve bunun ortadan kalması için ekonominin hız kesmesine ihtiyaç var. TCMB de bu ihtiyacın farkında ve sıkılaştırıcı yeni adımlar atmaya başladı. Enflasyon ile mücadelede vites yükseltilmesi gibi okuyabileceğimiz bu hamlelerin sürmesini ve politika faizinin de yükselmesini bekliyorum. Bu toplantıda güçlü bir sinyal ve 25 Nisan tarihli toplantıda faiz artırımı daha olası. Ancak sürpriz yapıp bu toplantıda politika faizini yüzde 47.5 veya 50’ye yükseltmesi de pekala mümkün.

Borsanın bu hamleye ilk tepkisi ölçülü negatif olabilir. Ancak kalıcı olumsuz bir etki göreceğimizi düşünmüyorum. Evet bir süre şirket karları azalacaktır ancak eş zamanlı olarak ülke riski de azalıyorsa bu fiyatlamada denge sağlamaya yetecektir.

FED’in şahin olmasından endişe ediliyorsa da ben dengeli bir FED ve global marketlerde ölçülü pozitif bir piyasa etkisini daha olası buluyorum.

“BİST ROTAYI YUKARI ÇEVİREBİLİR”

Yüksek enflasyonun sürdüğü günümüz şartlarında TRY bazında rekorlar kuvvetle muhtemel.

Gerçek bir yükselişten bahsedebilmemiz için endeksin dolar bazı değerinin artması gerekiyor.

Şubat ayında 305 doları test edip dün 276 dolar kapanan BIST’te önümüzdeki 2,5 hafta içinde 260 dolar (belki 250 dolar) test edilebilir.

Ancak ben BIST’in Nisan ayı içinde rotayı yukarı çevirip yaz aylarında 340 dolara yıl sonunda da 375 dolara yükselebileceğini düşünüyorum.

“YABANCILAR TL YATIRIMA YÖNELEBİLİR”

Ben beklemiyorum çünkü Türkiye var olan politika setini ihtiyaçlar doğrultusunda takviye de edecek olursa ki beklentim bu yönde hissedilir ölçüde yabancı girişi şaşırtıcı olmaz.

Nisan ayı bu anlamda dövizde artış bekleyen yerleşiklerle uzun bir aradan sonra TRY yatırıma yönelecek yabancıların iyimser-karamsar kavgasına sahne olma potansiyeli taşıyor.

Hal böyle olursa da bizim Nisan ayından itibaren döviz kurlarındaki artışın TRY mevduatın sağladığı getirinin altında kaldığı bir döneme yelken açmamız muhtemel.

“FON ALIRKEN ÖNCE ARAŞTIRIN SONRA YATIRIM YAPIN”

Piyasaların değişmez kuralı hızlı artanların ters iz düşümü ile hızlı geri esnemelere de sahne olmasıdır. Fon seçimi ciddi bir iş. Hız testi ile araç veya yarış atı seçilebilir ancak finansal marketlerde bu yaklaşımın bir hükmü yok.

Her ne kadar pratikte en yaygın yatırımcı tavrı “önce aldım sonra düştü araştırdım” olsa da ben tersini yapmalarını önce güvenilir kaynaklardan araştırmalarını sonra yatırım yapmalarını öneririm.

ONS ALTINDA 2500 DOLAR BEKLENTİSİ

Altın ucuz olmasa da başta Çin olmak üzere Merkez Bankalarının alımlarından pozitif etkileniyor. FED konusunda negatif sürprizlerle karşılaşılmadıkça molalar eşliğinde ılımlı bir hızda yükselişi sürdürüp 2024 ilk yarısı içinde 2250 dolar ikinci yarısı içinde 2500 dolar olması zor değil.

Kara kış geri geliyor. Bere eldiven ve atkıları dolaptan çıkarın

0

Tam bahar geldi, ağaçlar çiçek açtı derken kara kış geri geliyor. ‘Mart kapıdan baktırır kazma kürek yaktırır” atasözü bir kez daha gerçek oluyor. Meteoroloji peş peşe uyarılarda bulundu. Kar ve sağanak yağış geliyor. Bazı illerde ise kar yağışı nedeniyle yollar kapandı. İşte kar ve yağış beklenen kentler…

Kara kış geri geliyor. Bere, eldiven ve atkıları dolaptan çıkarın. Meteoroloji'den uyarı geldi. Bu illerde yaşayanlar hazırlıklı olun...

Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı Meteoroloji Genel Müdürlüğü 15. Bölge Müdürlüğünden 4 il için sağanak yağmur ve kar yağışı uyarısı yapıldı.

15. Bölge Müdürlüğünden yapılan açıklamada, bölgede beklenen sağanak ve gök gürültülü sağanak yağışların Batman’ın Kozluk ve Sason ilçesi, Diyarbakır’ın Kulp ilçesi ile Siirt’in merkez, Şirvan, Tillo, Eruh, Kurtalan, Baykan ve Şirvan ilçeleri ile Şırnak’ın merkez, Güçlükonak, Cizre, Silopi ve İdil ilçelerinde yerel kuvvetli olması beklendiği belirtildi.

Açıklamada; ani sel, su baskını, yıldırım, dolu yağışı ile birlikte ulaşımda aksamalar ile ani kuvvetli rüzgar ve kısa süreli fırtına gibi olumsuzluklara karşı dikkatli ve tedbirli olunması ifadelerime yer verildi.

Çarşamba günü gece ve sabah saatlerinde etkili olması beklenen yağışların Siirt’ in doğu kesimleri Pervari ile Şırnak’ın doğu kesimlerinde Uludere ve Beytüşşebap ilçelerinde kuvvetli karla karışık yağmur ve kar yağışı şeklinde olması beklendiği bildirilen açıklamada, kuvvetli kar yağışıyla birlikte ulaşımda aksamalar, yükseklerde buzlanma ve don, kuvvetli rüzgar ve tipi, eğimli ve kar örtüsünün yüksek olduğu bölgelerde çığ tehlikesi gibi olumsuzluklara karşı dikkatli ve tedbirli olunması gerekmekte olduğu belirtildi.

KAR KAPIDAN BAKTIRACAK

Eskişehir’in de içinde bulunduğu bölgenin yüksek kesimlerde karla karışık yağmur ve kar yağış olacağı tahmin ediliyor.

Meteoroloji 3.Bölge Müdürlüğü tahminlerine göre yarın hava sıcaklığı 5 ile 9 derece arasında düşecek. Yayınlanan tahmin raporunda, “Bölge genelinin parçalı ve çok bulutlu geçeceği, bu gece saatlerinde Bursa’dan başlayacak yağışların, yarın öğle saatlerinden itibaren bölge geneline yayılacağı, yağışlar genellikle yağmur, yüksek kesimlerde karla karışık yağmur ve kar yağışlı şeklinde olacağı tahmin edilmektedir. Hava sıcaklığının 5 – 9 derece azalması beklenmektedir. Rüzgâr, kuzey ve kuzeybatı yer yer kuzeydoğu yönlerden hafif ve orta kuvvette, yarın öğle saatlerinde Bursa’nın batı ve kıyı kesimlerinde kuvvetli (30 – 50 km/saat) eseceği tahmin edilmektedir” denildi.

Eskişehir ve ilçelerinin, parçalı ve çok bulutlu, yarın öğle saatlerinden itibaren yağmurlu yüksek kesimlerde karla karışık yağmurlu geçmesi bekleniyor.

SAĞANAK YERİNİ KAR YAĞIŞINA BIRAKTI

Hakkari’nin Yüksekova ilçesinde dün gece başlayan sağanak yağış, yerini lapa lapa kar yağışına başladı.

Kara kış geri geliyor. Bere, eldiven ve atkıları dolaptan çıkarın. Meteoroloji'den uyarı geldi. Bu illerde yaşayanlar hazırlıklı olun...Meteoroloji’nin uyarılarından sonra ilçede dün gece başlayan sağanak yağış hayatı olumsuz yönde etkiledi. İlçede dün gece başlayan sağanak yağışlarla beraber ilçenin birçok köyü ve mahallesi sular altından kaldı. Aralıklı devam eden yağışlardan sonra ilçede akşam saatlerinde yoğun kar yağışına bıraktı. Bastıran yoğun kar yağışı kısa sürede ilçeyi beyaza bürünürken, İpekyolu ve Cengiz Topel caddesi üzerinde seyir halinde olan sürücüler ise zorlandı.
Öte yandan, karayolları, belediye ve İl Özel İdaresi ekipleri ise yoğun bir çalışma başladı.

KAR KALINLIĞI 30 SANTİMETREYE ÇIKTI

Van’ın Başkale ilçesinde etkili olan kar yağışı nedeniyle 21 yerleşim yerinin yolu ulaşıma kapandı.

Kara kış geri geliyor. Bere, eldiven ve atkıları dolaptan çıkarın. Meteoroloji'den uyarı geldi. Bu illerde yaşayanlar hazırlıklı olun... - Resim : 2Kar kalınlığının ilçe merkezde 20, yüksek kesimlerde ise 30 santimetreye ulaştığı Başkale’de, sürücüler ise yüksek rakımlı bölgelerde ilerlemekte güçlük çekti. İlçeye bağlı 11 mahalle ile 10 mezra yolu ulaşıma kapanırken çalışmaların aralıksız devam ettiği belirtildi.
Başkale Belediyesi karla mücadele ekipleri, ilçe merkezinde yol temizleme ve tuzlama çalışmalarına aralıksız devam ediyor.

Kara kış geri geliyor. Bere, eldiven ve atkıları dolaptan çıkarın. Meteoroloji'den uyarı geldi. Bu illerde yaşayanlar hazırlıklı olun... - Resim : 3

Kış mevsiminin geri geldiğini anlatan vatandaşlardan Adem Çakır, “Kışımız tekrar geri geldi. Mart ayındayız ama hala kar yağıyor. Rakımı yüksek bir yerde yaşıyoruz. Sürekli kar yağışları oluyor. Allah yardımcımız olsun” dedi.

MUŞ’TA 102 KÖY YOLU ULAŞIMA KAPANDI

Muş’ta yüksek kesimlerde etkili olan kar yağışından dolayı kapanan 102 köy yolunun ulaşıma açılması için ekipler çalışma başlattı.

Kara kış geri geliyor. Bere, eldiven ve atkıları dolaptan çıkarın. Meteoroloji'den uyarı geldi. Bu illerde yaşayanlar hazırlıklı olun... - Resim : 4

Muş’ta dün etkili olan sağanak yağış, akşam saatlerinde yerini yoğun kar yağışına bıraktı. Yüksek kesimlerde etkisini gösteren kar yağışı, ulaşımı olumsuz etkilerken 102 köy yolu ise ulaşıma kapandı. Yetkililer, kar yağışının devam ettiği bölgelerde sürücülerin dikkatli olmaları ve gerekli tedbirleri almaları konusunda uyarılarda bulundu. Ekipler, ulaşımın yeniden sağlanması için çalışmalarını sürdürüyor. Kar yağışının etkisiyle oluşabilecek olumsuz durumlara karşı vatandaşların da dikkatli olmaları önem taşıyor.

Kara kış geri geliyor. Bere, eldiven ve atkıları dolaptan çıkarın. Meteoroloji'den uyarı geldi. Bu illerde yaşayanlar hazırlıklı olun... - Resim : 5

İl Özel İdaresi Genel Sekreteri Şeyhmus Yentür, dün akşam etkili olan kar yağışından dolayı 102 köy yolunun ulaşıma kapandığını söyledi. Karın yüksek kesimlerde hayatı olumsuz etkilediği ifade eden Yentür, köy yollarının açılması için ekiplerin sahada çalıştığını kaydetti.

ARDAHAN’DA KARLA MÜCADELE SÜRÜYOR

Kar ve tipi nedeniyle 4,5 aydır kapalı bulunan Ardahan-Ardanuç karayolunun ulaşıma açılması için Bilbilan Geçidi bölgesinde karla mücadele çalışması başlatıldı.

Kara kış geri geliyor. Bere, eldiven ve atkıları dolaptan çıkarın. Meteoroloji'den uyarı geldi. Bu illerde yaşayanlar hazırlıklı olun... - Resim : 6

Karayolları 183. Şube Şefliği ekipleri, iş makineleriyle Geçitli Köyü bölgesinden yoldaki karları temizlemek için yoğun bir şekilde çalışıyor. Ekiplerce 2 bin 581 rakımlı bölgede yaklaşık 2 metreyi bulan karla mücadelesini sürdürüyor. 23 Kasım 2023´de kapanan karayolu 1 Nisan´a kadar ulaşıma açılması planlanıyor.

Kara kış geri geliyor. Bere, eldiven ve atkıları dolaptan çıkarın. Meteoroloji'den uyarı geldi. Bu illerde yaşayanlar hazırlıklı olun... - Resim : 7

Yolu ulaşıma açmak için çalışmalarına başladıklarını ifade eden Akif Polat, “Ardanuç-Ardahan Bilbilan Geçit yolunu ulaşıma açmaya başladık. Yoğun kar yağışı vardı. En az 2 metrenin üzerinde kar var” ifadelerini kullandı.
Karla kapanan yolda çalışmaların sürdüğünü belirten Mevlüt Çavuş ise “Ardanuç-Ardahan Bilbilan Geçidi’ni açma çalışmalarımız tüm hızıyla devam ediyor. Bütün mesai arkadaşlarıma kazasız belasız çalışmalar diliyorum” şeklinde konuştu.

ERZURUM’A KIŞ GERİ GELDİ

Erzurum’un Aşkale ilçesinde kış geri geldi.

Aşkale’de önceki akşam karla karışık yağmur şeklinde gerçekleşen kar yağışı, gecenin ilerleyen saatlerinde kar şeklinde yağmaya devam etti. Sahur vaktinde ilçe merkezi komple beyaza büründü.

Kara kış geri geliyor. Bere, eldiven ve atkıları dolaptan çıkarın. Meteoroloji'den uyarı geldi. Bu illerde yaşayanlar hazırlıklı olun... - Resim : 8

Bugün sabah itibarıyla başlayan kar yağışı aralıklarla devam ederken yüksek kesimlerde daha çok etkili oluyor.
Aşırı kar yağışı Düzyurt, Yumruveren, Esentepe ve Tozluca mahalle yollarının zaman zaman kapanmasına ve trafiğin aksamasına neden oluyor.

İLKBAHARDA KAR

Bingöl’ün Karlıova ilçesinde iki gündür devam eden kar yağışı nedeniyle 15 köy yolu ulaşıma kapandı. İl Özel İdaresi ekipleri, köy yollarının açılması için çalışmalarını sürdürüyor.
Meteoroloji 13. Bölge Müdürlüğünün uyardığı Bingöl’ün Karlıova ilçesinde kar yağışı iki gündür devam ediyor. İlçe merkezi ve kırsal alanlar tamamen beyaza bürünürken, ulaşımda da aksamalar meydana geldi. İl Özel İdaresi hizmet ağı içinde bulunan 15 köy yolu, kar nedeniyle ulaşıma kapandı. Ekipler, yolların ulaşıma açılması için çalışmalarını sürdürüyor.

Kara kış geri geliyor. Bere, eldiven ve atkıları dolaptan çıkarın. Meteoroloji'den uyarı geldi. Bu illerde yaşayanlar hazırlıklı olun... - Resim : 9

Öte yandan güne karla başlayan esnaf, iş yerlerinin önünü temizlerken, sürücüler de fırça yardımıyla araçlarını kardan temizledi. İbrahim Aksoy adlı vatandaş, “Kış ayının çetin olan günleri çok iyi geçti fakat ilkbahar ayındayız kar iyi yağıyor” dedi.
Kar ve yağmurun bölgede zaman zaman etkili olacağı öğrenildi.

Fenerbahçe Opet finalin kapısından döndü

Fenerbahçe Opet, CEV Şampiyonlar Ligi yarı final karşılaşmasında 3-0’ın rövanşında Vero Monza Milano’ya altın sette 15-11 yenildi ve finalin kapısından döndü.

CEV Şampiyonlar Ligi yarı finalinde, deplasmanda 3-0 kaybettiği maçın rövanşında İtalyan ekibi Allianz Vero Volley’i 3-1 yenen Fenerbahçe Opet, altın sette rakibine 15-11 mağlup olarak final şansını yitirdi.

Fenerbahçe Opet finalin kapısından döndüKarşılaşmayı Türkiye Voleybol Federasyonu Başkanı Mehmet Akif Üstündağ, Fenerbahçe Kulübü Voleyboldan Sorumlu Yönetim Kurulu Üyesi Simla Türker Bayazıt, Fenerbahçe Kulübü Genel Sekreteri Burak Çağlan Kızılhan ve Fenerbahçe Yönetim Kurulu Üyesi Mustafa Kemal Danabaş tribünden takip etti.

Karşılaşmaya iyi başlayan Fenerbahçe Opet, Melissa Vargas ve Arina Fedorovtseva’nın etkili oyunuyla skor üstünlüğünü elinde tuttuğu ilk sette farkı bir ara 7 sayıya kadar yükseltti: 16-9.

Allianz Vero Volley karşısında sayılar bulmaya devam eden sarı-lacivertliler, ilk seti 25-15 önde tamamladı ve öne geçti: 1-0.

İkinci sete de Melissa Vargas’ın etkili oyunuyla iyi bir başlangıç yapan Fenerbahçe Opet, skoru 15-11 yapınca Allianz Vero Volley’e mola aldırdı. Çekişmeli bir mücadeleye sahne olan bu sette İtalyan ekibinin üst üste bulduğu sayıların ardından sarı-lacivertli takım maçtaki ilk molalarını aldı. Fedorovtseva ve Vargas’ın etkili oyununa Egonu ile karşılık veren Allianz Vero Volley, bu sette oyuna dengeyi getirdi: 24-24. Konuk ekip, ikinci seti 28-26 kazandı ve skora dengeyi getirdi: 1-1.

Üçüncü set karşılıklı sayılarla başlarken Allianz Vero Volley, hücumda file üzerinden Heyrman’ın sayısıyla 14-13 öne geçti. Melissa Vargas’ın sayılarının yanı sıra Egonu ve Cazaute’nin hatalarıyla sarı-lacivertliler üstünlüğü eline aldı: 18-15. Mola alan İtalyan temsilcisi, dönüşte sayılarla yeniden maça dengeyi getirdi: 20-20. Fetisova’nın ace’i ve Fedorovtseva’nın blok autu ile öne geçen Fenerbahçe Opet, rakibinin üst üste hataları sonucu üçüncü seti 25-22 üstün bitirdi ve skoru 2-1 yaptı.

Dördüncü sete Fenerbahçe, 3-0’lık seriyle başladı. İki takım servislerde karşılıklı hatalar yaparken maça 8-8’lik denge geldi. Fetisova’nın servisleriyle yeniden ritim bulan sarı-lacivertliler, yeniden 3 farkı yakaladı: 13-10. Egonu ile skor üreten İtalyan temsilcisi, 14-13 öne geçerken sarı-lacivertliler mola aldı. Karşılıklı sayılara sahne olan bu sette Allianz Vero Volley, özellikle Egonu ile servis hataları yapınca Fenerbahçe Opet, eşitliği sağladı: 17-17. Egonu’nun sayılarıyla öne geçen (19-21) konuk ekibe Fedorovtseva ile üst üste bloklardan sayı bularak karşılık veren Fenerbahçe Opet, yeniden maçta beraberliği yakaladı: 22-22. Son bölümde 3 pasta topu çıkaramayan Allianz Vero Volley karşısında Fedorovtseva’nın ace’i ile dördüncü seti 25-23 önde tamamladı ve skoru 3-1 yaparak müsabakayı altın sete götürdü.

Altın sete etkili bir başlangıç yapan İtalyan ekibi, skoru 4-1’e getirince sarı-lacivertliler molayı aldı. Moladan Aslı Kalaç ve Fedorovtseva’nın etkili oyunuyla dönen sarı-lacivertliler, Vargas’ın sayısıyla 7-6 öne geçti. Altın setin son bölümünde skor üstünlüğünü eline alan Allianz Vero Volley, seti 15-11 kazandı ve finale yükseldi.

SALON: Burhan Felek VoleybolHAKEMLER: Benone Visan, Alexandros Mylonakis

FENERBAHÇE OPET: Meliha Diken, Fetisova, Drca, Fedorovtseva, Aslı Kalaç, Melissa Vargas (Gizem Örge, Ada Germen Korkmaz, Ana Cristina, Meryem Boz, Stysiak)

ALLIANZ VERO VOLLEY: Rettke, Orro, Sylla, Folie, Egonu, Cazaute (Pusic, Prandi, Castillo, Malual, Heyrman, Daalderop, Candi)

SETLER: 25-15, 26-28, 25-22, 25-23, 11-15SÜRE: 123 dakika (23’, 30’, 26’, 28’, 16’)

Meteoroloji’den 4 il için yağış uyarısı

0

Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı Meteoroloji Genel Müdürlüğü 15. Bölge Müdürlüğünden 4 il için sağanak yağmur ve kar yağışı uyarısı yapıldı. Açıklamada; ani sel, su baskını, yıldırım, dolu yağışı ile birlikte ulaşımda aksamalar ile ani kuvvetli rüzgar ve kısa süreli fırtına gibi olumsuzluklara karşı dikkatli ve tedbirli olunması ifadelerime yer verildi.

Meteorolojiden 4 il için yağış uyarısı

15. Bölge Müdürlüğünden yapılan açıklamada, bölgede beklenen sağanak ve gök gürültülü sağanak yağışların Batman’ın Kozluk ve Sason ilçesi, Diyarbakır’ın Kulp ilçesi ile Siirt’in merkez, Şirvan, Tillo, Eruh, Kurtalan, Baykan ve Şirvan ilçeleri ile Şırnak’ın merkez, Güçlükonak, Cizre, Silopi ve İdil ilçelerinde yerel kuvvetli olması beklendiği belirtildi.

Açıklamada; ani sel, su baskını, yıldırım, dolu yağışı ile birlikte ulaşımda aksamalar ile ani kuvvetli rüzgar ve kısa süreli fırtına gibi olumsuzluklara karşı dikkatli ve tedbirli olunması ifadelerime yer verildi.

Çarşamba günü gece ve sabah saatlerinde etkili olması beklenen yağışların Siirt’ in doğu kesimleri Pervari ile Şırnak’ın doğu kesimlerinde Uludere ve Beytüşşebap ilçelerinde kuvvetli karla karışık yağmur ve kar yağışı şeklinde olması beklendiği bildirilen açıklamada, kuvvetli kar yağışıyla birlikte ulaşımda aksamalar, yükseklerde buzlanma ve don, kuvvetli rüzgar ve tipi, eğimli ve kar örtüsünün yüksek olduğu bölgelerde çığ tehlikesi gibi olumsuzluklara karşı dikkatli ve tedbirli olunması gerekmekte olduğu belirtildi.

Fenerbahçe maçı sonrası Trabzonspor’u bekleyen büyük ceza

Trendyol Süper Lig’in 30. haftasında Trabzonspor – Fenerbahçe maçı sonrası taraftar olayları yaşanırken ev sahibi bordo mavililerin sahası 4 maç kapanabilir.
Fenerbahçe maçı sonrası Trabzonsporu bekleyen büyük ceza

Marmara Üniversitesi Ceza Hukuku ve Ceza Muhakemesi Hukuku Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Yusuf Yaşar, yaşananlar nedeniyle Trabzon’un sahasının en az 4 maç kapanabileceğini söyledi.

Yaşar olaylara karışan Batshuayi ile Osayi’nin eylemlerinin meşru müdafa olmasına rağmen “Futbol Disiplin Talimatında bir düzenlemeye yer verilmediğinden sportmenliğe aykırı hareket olarak bunlar değerlendirilecektir” dedi. Yusuf Yaşar, yerde yatan kişiye tekme atan Oosterwolde’nin durumunun ikilden farklı olduğunu ve eyleminin ‘kavga’ olarak değerlendirilebileceğinin altını çizerken F.Bahçeli oyuncuların da PFDK’dan men ve para cezası alabileceğini söyledi.

Apar topar evlenen Ebru Gündeş hamile mi

Şarkıcı Ebru Gündeş, Dubai’de iş insanı Murat Osman Özdemir ile evlenmişti. Apar topar evlenen şarkıcının 4,5 aylık hamile olduğu iddia edildi.

Apar topar evlenen Ebru Gündeş hamile mi? Dubai'de iş insanı Murat Osman Özdemir ile nikah masasına oturmuştu
 

Şarkıcı Ebru Gündeş, Dubai’de iş insanı Murat Osman Özdemir ile evlenmişti. Apar topar evlenen şarkıcının 4,5 aylık hamile olduğunu iddia edildi.

2021 yılında Reza Zarrab ile boşanan Ebru Gündeş, bir süredir aşk yaşadığı 12 yaş küçük sevgilisi Murat Özdemir ile Dubai’de evlendi.

Onur Akay, apar topar evlenen şarkıcının 4,5 aylık hamile olduğunu öne sürdüğü yazısında “Kesin olarak doğrulattım, kesin olarak söylüyorum” ifadelerine yer verdi.

“KESİN OLARAK SÖYLÜYORUM”

Ebru Gündeş’in hamile olduğu öğrenilince çiftin önce imam nikâhı yaptığını söyleyen Onur Akay, “Ebru Gündeş’le de görüştüğünü bildiğim ünlü bir isimden, Ebru’nun hamile olduğu yönündeki bu iddiayı kesin olarak doğrulattım. Ebru Gündeş’in hamile olduğu öğrenilince, çift hemen nikâh tarihini öne almış. Benim duyurduğum tarihte ise hemen imam nikâhı yapmışlar ve sonra da bildiğiniz gibi resmi olarak evlenmişler. Haftanın bu ilk gününe müjdeli bir haberle başlayalım. Sizlere, Ebru Gündeş’in 4,5 aylık hamile olduğunu kesin olarak söylüyorum” dedi.

Gökhan Türkmen 23 Mart’ta Ankara CSO sahnesinde

0

Her yıl olduğu gibi bu yıl da müziğin yıldız isimlerini müzikseverlerle buluşturan Istanbul Night Flight konser serisinin onuncu sezonu 23 Mart akşamı Ankara CSO sahnesinde An Epic Symphony & Gökhan Türkmen ile açılıyor. Duruşu, müzisyenliği, kalitesi ve yorumcu kimliği ile son yıllarda durmaksızın hem tekli hem de çoklu projeler üreten Gökhan Türkmen, ilk defa bir senfoni projesiyle sevenlerinin karşısına çıkmanın heyecanını taşıyor.

İlk kez senfoni projesiyle sevenlerinin karşısına çıkmaya hazırlanıyor. Gökhan Türkmen 23 Mart'ta Ankara CSO sahnesinde

Events Across Turkey’in Avrupa’nın En iyi Event Ödüllü etkinlik serisi olan Istanbul Night Flight, yine dünya starlarını ağırlıyor. Bu yıl 10.kez düzenlenen konser serisinde müzikseverler, 23 Mart-15 Aralık tarihleri arasında eşi benzeri olmayan konser deneyimi yaşayacak.

İlk kez senfoni projesiyle sevenlerinin karşısına çıkmaya hazırlanıyor. Gökhan Türkmen 23 Mart'ta Ankara CSO sahnesinde

Events Across Turkey’in, Istanbul Night Flight konser serisi kapsamında An Epic Symphony ile gerçekleştirdiği ve bir kült haline gelen Night Flight Symphony Orchestra & Choir eşliğinde gerçekleşen konserlerin açılışını; An Epic Symphony & Gökhan Türkmen, yapacak.

An Epic Symphony eşliğinde Gökhan Türkmen Ankara CSO sahnesinde!

Events Across Turkey’in organizasyonunda gerçekleşen Istanbul Night Flight, sezonun ilk konseri ile dinleyenleri müziğin büyülü dünyasına davet ediyor. Bugüne kadar öncü isimlere ev sahipliği yapan etkinlik, ülkemizin önde gelen sanatçılarından Gökhan Türkmen’i 23 Mart akşamı Ankara CSO sahnesinde ilk kez ağırlayacak. Türkmen’e sahnede Özgür Sevinç yönetiminde Night Flight Symphony Orchestra & Choir eşlik edecek.

Ustalık döneminin en parlak zamanlarını yaşayan Türkmen, kendi besteleriyle varlığını korumayı başardığı diskografisinin en parlak eserlerinden oluşan seçkin bir repertuvarla sevenlerine unutulmaz bir müzik şöleni yaşatacak.

İlk kez senfoni projesiyle sevenlerinin karşısına çıkmaya hazırlanıyor. Gökhan Türkmen 23 Mart'ta Ankara CSO sahnesinde - Resim : 2

Melis Sezen bu kez asansörde dans etti

Melis Sezen danslarıyla adından söz ettirmeye devam ediyor. Oyuncu son olarak sosyal medya hesabından asansörde dans ettiği anları paylaşınca gündem oldu.

‘Sadakatsiz’ dizisinde canlandırdığı ‘Derin’ karakteriyle yıldızı parlayan Melis Sezen Instagram hesabından paylaştığı ilginç dans videoları serisine bir yenisini daha ekledi ve bu sefer gösterisini asansörde yaptı.

Sezen’in “Sabah enerjisi” notuyla yayınladığı dans performansı sosyal medyada gündem oldu.

Melis Sezen daha önce de evinde dans ettiği anları paylaşmış ve çok konuşulmuştu.

FORMUNU DANS ETMEYE BORÇU

27 yaşındaki oyuncu verdiği bir röportajda da formunu dans etmeye borçlu olduğunu söylemişti:

“Spor olarak dans etmeyi daha çok seviyorum. Salsa, bachata ve tango yapıyorum. Salsa da tango da vücudu inanılmaz sıkılaştıran ve merkezi güç isteyen danslar.”

İstanbullular bir metro hattına daha kavuşuyor. 8 dakikada havalimanına ulaşılacak

0

Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, Arnavutköy-İstanbul Havalimanı Metro Hattı’nın yarın açılacağını duyurdu. 14 kilometrelik yeni hatla Arnavutköy’den İstanbul Havalimanı’na ulaşım 8 dakikaya düşecek.

İstanbul'un bu ilçelerine piyango vurdu! İstanbullular bir metro hattına daha kavuşuyor! 8 dakikada havalimanına ulaşılacak. Arnavutköy-İstanbul Havalimanı Metro Hattı açılıyor

Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, İstanbul’u modern raylı sistem ağlarıyla da donattıklarını belirterek, “Yarın Arnavutköy-İstanbul Havalimanı arasındaki 14 kilometrelik yeni metro hattını da hizmete açıyoruz.” ifadesini kullandı.

Bakan Uraloğlu, yazılı açıklamasında, Arnavutköy-İstanbul Havalimanı Hattı’nın açılmasıyla Bakanlık olarak İstanbul’a yaptıkları raylı sistem uzunluğunun 161,7 kilometreye ulaşacağını bildirdi.

Ülke genelinde şehir içi raylı sistem hatlarının 416 kilometrelik kısmının Bakanlıkça yapıldığına dikkati çeken Uraloğlu, İstanbul, Kocaeli ve Bursa’da toplam 60,7 kilometre raylı sistem hattının yapım çalışmalarına devam ettiklerini kaydetti.

Bakanlık olarak İstanbul’da toplam 147,7 kilometre uzunluğunda olan yedi raylı sistem hattının da İstanbulluların hizmetine sunulduğuna işaret eden Uraloğlu, Marmaray’ın yanı sıra Levent-Hisarüstü, Pendik-Sabiha Gökçen Havalimanı, Gayrettepe-Kağıthane-İstanbul Havalimanı metroları gibi projelerin Bakanlık tarafından yapıldığını belirtti.

14 KİLOMETRELİK YENİ METRO HATTI

Uraloğlu, İstanbul’u modern raylı sistem ağlarıyla da donattıklarına dikkati çekerek, şu ifadeleri kullandı:

“Yarın Arnavutköy-İstanbul Havalimanı arasında 14 kilometrelik yeni metro hattını da hizmete açıyoruz. Bir yıl içinde bu hattın devamındaki Arnavutköy-Halkalı etabını da tamamlayarak, tamamı yeraltında teşkil edilen metro sınıfında Türkiye’nin en uzun, dünyanın da en uzunlarından olacak 69 kilometrelik ring hattını tamamlamış olacağız. Amacımız çok daha fazlasını İstanbullu vatandaşlarımıza kazandırmak.”

Hattın Arnavutköy, Taşoluk, İstanbul Havalimanı Kargo ve İstanbul Havalimanı Terminal olmak üzere dört istasyondan oluştuğunu belirten Uraloğlu, Arnavutköy-İstanbul Havalimanı Metro Hattı ile Arnavutköy ilçesinin Gayrettepe-Kağıthane-İstanbul Havalimanı Metro Hattı ile bağlanacağını bildirdi.

Uraloğlu, böylece Arnavutköy’den İstanbul Havalimanı ve Zincirlikuyu’ya kadar kesintisiz ulaşım sağlanacağına işaret ederek, “Ayrıca yarın hattın açılmasıyla Bakanlığımızın İstanbul’a kazandırdığı raylı sistem hatlarının uzunluğu da 161,7 kilometreye ulaşacak, İstanbul’un toplam raylı sistem ağı uzunluğu ise 362 kilometreye çıkacak.” bilgisini paylaştı.

İLK KEZ DEMİRYOLU HAT ALTYAPI SİSTEMİ KULLANDI

Bakan Uraloğlu, Arnavutköy’den İstanbul Havalimanı Hattı’yla hattın devamı olan Halkalı-Kayaşehir-İstanbul Havalimanı kesimindeki tünellerinin de tamamlandığını ifade etti.

İstanbul Havalimanı metrolarında, İstanbul’da ve Türkiye’de metrolarda ilk defa kullanılan demir yolu hat altyapı sisteminden yararlandıklarını bildiren Uraloğlu, şu değerlendirmede bulundu:

“Beton fabrikasında özel olarak üretilen beton plaklar hassas bir şekilde tünele yerleştirildi. Raylar bunun üzerine sıfır hatayla yerleştirildi. Yerinde dökülen beton seçeneğine göre demir yolu hattında yüksek hassasiyet sağlayan bu yöntemle hat boyunca daha sessiz ve daha konforlu tren sürüşü standardını sağladık. Böylece kent içi metrolarda son zamanlarda dünyada kullanılmaya başlayan bu farklı altyapıyla metro standartlarını bir adım daha ileriye taşıdık.”

SEYAHAT SÜRESİ 8 DAKİKAYA DÜŞECEK

Uraloğlu, hattın devamındaki 17,5 kilometrelik Arnavutköy-Halkalı etabını da en kısa sürede tamamlamayı planladıklarına işaret ederek, şunları kaydetti:

“Her zaman söylüyoruz. Bakanlığımız yatırımları olmasa İstanbul trafiği felç olurdu. İstanbullu vatandaşlarımız için özveriyle çalışıyoruz. Türkiye’nin ilklerini İstanbullular için bir hizmete alıyoruz. Arnavutköy-İstanbul Havalimanı Hattı’nın hizmete açılmasıyla Arnavutköy’den İstanbul Havalimanı’na ulaşım 8 dakikaya düşecek.”

Ayrıca söz konusu hattın İstanbul Havalimanı’ndan diğer metro hatlarına entegre olacağını, böylece Arnavutköy ile Göktürk arasının 20 dakikaya Arnavutköy ile Kağıthane arasının ise 32 dakikaya düşeceğini bildiren Uraloğlu, Arnavutköy ile Gayrettepe arasının da metro konforuyla 41 dakikada aşılacağını belirtti.